19 - 1 "Hindistan Krizi"

241 26 53
                                    


(03.03.2016, Günümüz, Anka Adası, Pasifik Okyanusu)

Starfell mutfakta herkesin moralini yerine getirmek için güzel bir kahvaltı hazırlamıştı. Ama kimsenin boğazından bir şey geçmiyordu. Starfell bile o kadar hazırladığı hiçbir şeyi yemek istemediğini fark etmişti. Kuzgun yapılamayan kahvaltının ardından yetkililere Efla'nın ölümünü haber vermişti. Adaya Efla'nın cenazesini almak için bir jetin gönderileceği söylenmişti. Kuzgun ardından başka birine daha son yaşanan acı gelişmeyi haber vermek istemişti.

General hastane odasında ona ikram edilen çorbasını içerken bir yandan da onu görüntülü telefon aracılığıyla arayan Kuzgun'un anlattıklarını dinliyordu. Kuzgun hala şoktaydı, takımındaki birinin doğru dürüst bir açıklamasının bile olmadığı ölümünün yarattığı etkiyi üzerinden atamıyordu. General, Efla'yı takıma dahil ettiği günleri aklına getirmişti.

"Onun ofisine girdiğim zamanı hatırlıyorum. Tekerlekli sandalyesinden bana bakıyordu ve zaten beni beklediğini söylüyordu. Onu projeye dahil etmek istediğimi ve takımın bir parçası olursa bundan en çok yarar sağlayacak olanın kendisi olduğuna inandırmaya çalışıyordum. Onu kandırmak pek kolay olmamıştı. Yine de geldi benimle, sanırım seçtiği her yolun sonunda ne olacağını kestirmekten artık yorulmuştu."

General, Efla ile tanıştığı dönemi anlattıkça ne kadar çok şey yaşadıklarını fark etmişti. Kuzgun da aynı şeyleri hissediyordu.

"Bu ofisi Efla'ya vermiştim, tekrardan yaşama tutunmasına yardımcı olur diye düşünmüştüm," diye hüzünlü bir dille anlattı Kuzgun, ardından: "Çok fazla takvim yaprağı biriktirdik, General. Anlaşılan artık hiç birimiz aynı değiliz," diye yorum yaptı. Bu sözler General'i takımın birbiriyle ilk bir araya geldiği güne götürmüştü. O zaman da Kuzgun benzer cümleler kullanmıştı.

"Hücreden çıktığından beri bir daha onu gördün mü?" diye sordu General. Kuzgun, Zehra'yı gördüğünü bir tek General'e anlatmıştı ve Zehra ölmüş olduğuna göre Kuzgun'un gördüğü kendi zihninin yaptığı bir oyun olmalıydı.

"Hayır. Sanırım zihnimi meşgul tutmam iyi geliyor," diye yanıt verdi Kuzgun. O yaşadığı olayın uykusuzluktan ötürü olduğuna inandırmaya çalışıyordu kendisini, yanılmamayı umut ediyordu.

"Şimdi ne yapmayı planlıyorsun, Damla?" diye sordu General ardından. Kuzgun'un liderlik görevini iyi bir şekilde yerine getireceğine olan inancı hala tamdı. Kuzgun, General'in ona neden bu kadar güvendiğine bazen anlam veremiyordu. Ona sorsalar kendisi yerine takımdan başka birisinin daha iyi lider olabileceğini bile söylerdi, ama nedense herkes onun lider olmasından memnun gibiydi ve kimse bu durumu yadırgamamıştı.

"Doktor Suresh'i ziyarete gidiyoruz. Manuel'i yanımda götüreceğim. Cihazı görüp çizimini yapacak, böylece Türkiye'ye hiç zorlanmadan getirmiş olacağız cihazı ve kolyeyi," diye planı anlattı Kuzgun.

"Dikkatli olmanızı öneririm. Starfell'in itirafından sonra bazı ülkelerin Türkiye'ye karşı tavır aldıkları söyleniyor. Hindistan'da da sıkıntı yaşayabilirsiniz," diye uyardı General. Aslında Starfell'i yanında götürmemesini ima etmeye çalıştığını Kuzgun anlamıştı, o yüzden: "Merak etmeyin, General," diye geçiştirdi Kuzgun kararlı bir ses tonuyla.

General gururla bakıyordu ve sesinde de aynı gururun izlerine rastlanabiliyordu: "Hiç yanılmamışım. İlk başta seni ekibe dahil ettiğimde de emindim. Bana ekibin geri kalanını bulmama yardım etmiştin. Bana güveniyordun, ama senin güvenine ihanet ettim. Yine de sen bana tekrardan güvenmeyi denedin, bunu yapman senin için de çok zordu."

Son İnsanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin