30 - 2 "Başka bir hikaye"

99 16 7
                                    

Başlangıç Notu: Bu bölümde Son İnsan'ın eski, burada yayınlanmamış versiyonuna da bir gönderme yapılmıştır. O versiyonunu okuyan çok az kişiden biri olan değerli yazar dostum Damla Ergenç'e ithaf etmek istedim ben de bu bölümü. 

(Başka bir gerçeklikte)

Gürhan, bütün gün evden çıkmamıştı. Nişanlısına ulaşamıyordu bir türlü. İklime telefonu açmıyordu. Zaten çok fazla vakitleri yoktu, bir gün sonra İklime yine gidecekti. Sadece iki günlüğüne nişanlısına sürpriz yapmak için iş yerinden izin alabilmişti.

Kütüphanesinin raflarında duran gurur kaynağı kitaplarını sırayla eline aldı. Varoluş, bir felaket sonrası hikayesiydi. Bilim kurgusal öğeleri arka planda kendisini belli etse de daha çok sırtındaki samuray kılıcıyla göçebe bir hayat yaşayan yaşlı bir adam olan ana karakteri ile biliniyordu. Son İnsan ise genç kitlenin daha çok ilgileneceği bir konuyu işliyordu. Özel güçleri olan insanların dünyanın dört bir köşesinde ortaya çıktığı bir dünya vardı hikayesinde.

Aklı sürekli kendisini Son İnsan dünyasından Manuel olduğunu iddia eden deliye gidiyordu. Her zaman mantığın sesiyle hareket eden İklime varken kapısını çalmış olsaydı yazara şaka yapıldığını söylerdi muhtemelen ilk başta. Gürhan bazen saf yaklaşabiliyordu ve kendisine şaka yapıldığını son ana kadar idrak edemiyordu. Ama kendisine Manuel diyen kişi ya iyi rol yapıyordu ve onu kandırmaya çalışıyordu ya da gerçekten kendisini hikayelere çok fazla kaptıran bir deliydi.

"En iyisi İklime'ye de bahsetmek," diye sesli düşündü Gürhan. Yoksa bu Manuel mevzusu hiç aklından çıkmayacaktı.

"Kara-Hitay Prensi beni bekliyor," diyerek bilgisayarının başına oturdu hevesle, ama arkadaşı Kerem'e en son gönderdiği bölümün üzerine tek bir kelime bile yazamadan tekrardan kalktı. 

İklime'ye hala ulaşamıyordu. Artık iyice merak etmişti. Toplamda elli iki kez aramıştı. Gerçi rekora hala uzak sayılırdı. Bir defasında gün içerisinde 89 defa aramıştı da sonra İklime ona dönmüştü.

Kapı çaldığında İklime'nin en sonunda geldiğini düşünmüştü ki tanımadığı iki kızla karşılaştı. Yine saçma sapan bir anket yapmak için gelmişlerdi muhtemelen. Biri lise çağlarında güzel bukleleri yağlı saçı yüzünden heba olmuş bir kızdı. Diğeri yaş olarak daha büyüktü, belki de genç olan daha yeni işe başlamıştı ve ona ilk gününde yardımcı olmak için yanında gelmişti.

"Merhaba," diye ilk konuşan büyük olan olmuştu, ama konuşması garipti. Yabancı biriydi, dikkatlice bakınca İngiliz olma olasılığının yüksek olduğunu fark etmişti.

"Merhaba," diye karşılık verdi Gürhan. Ama kapıyı kapattı kapatacak gibi duruyordu.

"Vay, aynı Firavun'a benziyor. Onun modern giyimli hali sanki," diye konuşmuştu genç olan, şaşkınlıkla Gürhan'a bakmaya devam ediyordu.

"Unutma, zaten Firavun şekil değiştirme yeteneğiyle onun görünüşünü kullanıyor demişlerdi," dedi İngiliz olan. Güya karşısındaki anlamasın diye İngilizce konuşmuştu gençle, ama Gürhan ne konuştuğunu anlayabilmişti. Yine Firavun muhabbeti geçiyordu, o deli de Firavun ile yapılan Son Savaş'tan bahsetmişti ona.

"Siz de Firavun Son Savaş'ı kazandı ve tüm dünyaya hükmediyor şu anda mı diyeceksiniz? Ne biçim bir şakanın ürünüsünüz?" diye sinirlendi Gürhan, daha fazla tutamamıştı kendisini. İklime'den haber alamadığı için de sinirlenmeye hazır bir ruh hali vardı zaten.

"Firavun'u ve Son Savaş'ı biliyor musun? Gerçek kimliğini hatırladın mı yoksa?" diye sordu genç olan. Gürhan'ın sinirlenmesinden pek etkilenmemiş görünüyordu.

"Ama yanlış biliyorsun," diye diğeri konuştu hemen: "Son Savaş'ı biz kazandık. Firavun yok artık."

"İki türlü de daha fazla bu alaylara katlanmayacağım. Hem siz benim yazdığım hikâyede yer alan karakterlere benzemiyorsunuz bile. Son İnsan'da bir İngiliz karakter yer aldığını hatırlamıyorum. Varoluş derseniz belki kabul edebilirim."

"Ben Caitlin Rose. Londra'da ailemden kalma bir dükkanım vardı. Eirik'i de mi unuttun? Ya da Manuel'i? Ben onun bir önceki hayatından torunuyum," diye karşılık verdi İngiliz.

"Ben de Leyla. Daha çok Ayna ismini kullanıyorum. Suç dünyasının kralı Victor ile çalışıyordum bir zamanlar. Ağabeyim Evren'i hatırlıyorsundur ama, onunla sen de ilgileniyordun bir zamanlar," diye konuştu genç olan da.

"Evren'in kız kardeşi Almanya'da bir hastanedeydi. General sayesinde ona gerekli olan kalp nakli gerçekleştirilmişti. O karaktere kendi hikayemde başka yer verdiğimi hatırlamıyorum. Caitlin ya da Eirik diye karakterler de yazmadım. Hele Manuel'in bir önceki hayatı derken neden bahsediyorsunuz?"

Her kelimeyi düzgünce seçmeye özen göstererek açıklamaya çalıştı Caitlin: "Manuel, Firavun'un içerisinde lamba cini misali var olduğu bir kolye sayesinde birden fazla ömür yaşamıştı hani. Hatta Prens Lateef'in nişanlısı Mariska'nın da çiftçi babasıydı."

"Bu saçmalık," diye isyan etti Gürhan. Bu komediden kurtulmanın tek bir yolu vardı. Onları içeri davet etti ve kütüphanesini gösterdi.

"Bakınız. Son İnsan kitaplarım orada. Kendi yazarı olduğum hikayeleri benden daha mı iyi bileceksiniz? İnceleyin onları," diye belirtti Gürhan.

Masada İklime'nin ona hediyesi olan kırmızı kolye duruyordu. Son İnsan hikayesinde yer alan kolyenin bir nevi oyuncağıydı. Ama Caitlin ve Ayna onu görünce bir an şaşırmışlardı. Ama bir şey demeden Son İnsan kitaplarını raflardan aldılar. Seri üç kitaptan oluşuyordu. İlk kitabı Ayna incelerken Caitlin ikinci ve üçüncü kitaba hızla göz atıyordu.

"Bu kitapta ne Zehra'nın ne de Halil'in bahsi geçmiyor," diye şaşırdı Ayna.

"Üçüncü kitabın sonunda da Kedi Oğlan, Mariska tarafından vuruluyor ve kolye orada yok ediliyor. Daha sonrasında da özel güçler tamamen dünyadan siliniyor. General de hala hayatta ve Eleanor ile evlenmişler," diye hızla son sayfalarda gördüklerini anlattı Caitlin.

"Kolyenin içerisindeki varlığa Firavun bile denmemiş. Manuel'in öyle birden fazla hayatı da yok," dedi Ayna. İlk kitabı incelemesi için Caitlin'e vermişti. Kendisi de üçüncü kitaba bakıyordu.

"Anlaşılan Kedi Oğlan kendince farklı bir hikâye yazarak gerçekliği değiştirmeye çalışmış. Manuel nasıl çizimleriyle kadere yön verebiliyordu, o da hikayeleriyle bunu yapabileceğini ummuş," diye fikir yürüttü Caitlin.

"Etrafta bir uyuşturucu furyası mı var benim bilmediğim? Son İnsan'ın bu kadar hayranı olduğunu bile bilmiyordum. Teori yapacak kadar kompleks bir hikayesi yoktu ki hiçbir zaman," diye duyduğu saçmalıklara anlam vermeye çalışıyordu Gürhan.

"Tabi, Firavun'u, Kristal'i ya da Manuel'in önceki hayatlarını hikâyeden çıkartılsan daha sade ve basit bir süper kahraman çakması hikâye kalır geriye. Böylece hikâyenin sonunu getirmek daha kolay olurdu," diye karşılık verdi Caitlin.

"Biz de olmazdık. Evren gerçi yine benzer şekilde hiçliğe karışıyor, ama benim suç dünyasıyla olan bağlantıma hiç yer verilmemiş," diye kızgınlıkla konuştu Ayna.

"Senin olmaman çok da kötü olmamış. General bu sayede daha mutlu bir sona yelken açabilmiş. Hem Curtis'in tekrardan suç dünyasına girdiğine dair de bir bilgi yok. Eleanor ve General onun peşine düşmek zorunda kalmamışlar," dedi Caitlin.

"Bu deli saçmalıklarının başında o mu var? Hani kendisini Manuel sananı diyorum," diye sorguladı Gürhan.

"Büyükbabamla mı karşılaştın?" diye sevinçle tepki gösterdi Caitlin beklenmedik bir şekilde.

"Gerçekten de Manuel buraya gelmiş o zaman," dedi Ayna da.

Anlaşılan o deliyle bu ikisini bir araya getirdiğinde bu anlamsız muhabbete bir son verebilecekti Gürhan. Bir de İklime'ye ulaşabilirse her şey çok daha güzel olacaktı onun için.

DEVAM EDECEK...

Son İnsanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin