İşin olmasıyla birlikte Alp'in aklına uymuş ve evde küçük diyemeyeceğim bir kutlama gerçekleştirmiştik.
Uzun zamandır unutmaya çalıştığım geçmişimi hatırlamıyor, izleriyle dahi karşılaşmıyordum.
Bu tarz şeyleri sürekli hatırlamamın bir süreliğine psikolojik destek aldığım için kaynaklandığını düşünsemde ne kadar doğru bilmiyordum.
Telefonumun çalınmasıyla, telefonumun ekranında tanımadığım bir numarayla karşılaştığım için en doğru kararın cevap vermemek olduğunu düşünerek açmadım.
Tekrar, tekrar ve tekrar aranmasıyla hem bu sesi daha fazla çekmek istemediğim hem de merakım baş göstermeye başladığından yavaş, bir o kadarda tedirgin hareketlerle telefonu açtım.
"Ahu." Zeynebin sesini duymamla yatağımda doğruldum. Bir süreliğine evi terk ettikten sonra, evinde kaldığım arkadaşımdı. Arkadaştan öteydi aslında kardeşimdi.
"Zeynep sensin öyle değil mi?"
"Evet meleğim benim. Zorda olsa sonunda telefon numaranı bulabildim. İnsan bir bize de daha doğrusu bana da söylerdi öyle değil mi?" sesi nedense beni endişelendiriyordu. Sanki ağlamış veya ağlamak üzere gibiydi. Titrek ve cılızdı sesi.
"Biliyorsun aslında, geçmişime bakacak yüzüm dahi yoktu ve halada yok. Üzgünüm."
"Her neyse sorun değil. Aslında seni daha çok şey için aradım... şey..."
"Ne için aradın Zeynep? Çekinmeden her şeyini bana anlatan Zeynep nerede kaldı?"
"Sen bıraktıktan sonra o Zeynep'te geçmişinle birlikte yok oldu biliyorsun Ahu." Onunla evden ayrılırken küçük bir tartışma yaşamıştık. Ve halada bana kırgın olduğunu az tuz tahmin edebiliyordum. Ona göre gitmemeli evime geri dönmeliydim. Ya da orada kalmaya devam etmeliydim... Komik öyle değil mi?
"Her neyse Zeynep beni anlamanı senden beklemiyorum. Her ne olursa olsun benimle lütfen çekinmeden konuş."
"Peki o zaman. Beni iyi dinle Ahu! Sen gittikten sonra annen senin arkadaşın olduğum için bana öz evladı gibi davranmaya başladı. Hatta öyleki zaman geçtikçe bana aynı Ahu'ya benziyorsun demeye ve kendi ismimi söylemek yerine bana Ahu ismiyle seslenmeye başladı. Her ne olursa olsun ki burada onların hiç bir suçu yokken bu kadına, babana bu acıyı çektirmeye hakkın yok. Sana önceden de derdim hatırlıyorsun öyle değil mi? Bencilsin sen Ahu. Kaç yıl geçti bir kere bile görmedin onları. Acaba hiç mi özlemedin? Tabii senin için var olmaları yetiyor. Fakat emin ol benim yok olmasına rağmen benden dahada aciz bir durumdasın şuanda Ahu."
"Zeynep bu konların seni ilgilendieceğini düşünmedim ve düşünmüyorum da. Eğer ki başka bir şey söylemyeceksen kapatıyorum."
"Sana anne,baba sevgisinden bahsetmem salakça olur. Çünkü bu sevgileri hiç bir zaman tatmadım ben. Sana diyeceğim şey ise şu; İstersen son kez olsun fakat bir kez olsun onları gör Ahu. İkiside perişan halde."
"Beni istemeyen insanları görmeye gelmemi mi istiyorsun sen Zeynep. Saçmalama istersen." Her zaman ağlamak üzereyken kimsenin anlamaması için yaptığım şeyi yaptım. Sahte gülüşümle gülmeye başladım.
"Salaksın ve şuanda da salaklık ediyorsun. Hiç bu huyundan vazgeçmeyeceksin öyle değil mi? Bencil ve her zaman kendini haklı sanan birisin Ahu sen. Ve böylece her seferinde kaybeden sen olacaksın."
"Zeynep..." diye bağırmama kalmadan telefonu yüzüme kapatması beni dahada fazla kızdırmıştı.
Tüm olanları eğer ki birine anlatsaydım tabikide beni haklı bulacaktı. Bu konuyu düşünmek bile aptallıktır öyle değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK ANLAŞMASI
Teen FictionSanki ölüyormuş gibiydim. Son nefesimi verircesine kısık ve titrek bir nefes verdim. Dudağımı dilimle ıslatıp şaşkın gözlerimle karşımdaki adama sorumu sordum. "Sen ve ben?" aslında soracağım çok sorum vardı fakat diyebildiğim sadece buydu. "Sadece...