NİŞANLI

92 13 7
                                    

Garip bağrışma sesleri duysam da gözlerimi açacak takatim yoktu. Nedense ilk defa bu denli uyanmakta zorluk çekiyordum. Kaan'ın net bir şekilde küfür ettiğini ise zaten duyduğumdan kendimi daha da zorluyor,fakat bir türlü gözlerimi açacak gücü kendimde bulamıyordum.

Elimi sağ tarafımdaki komidine uzatıp zoraki baş ucumdaki suyu almayı başardım. Hafiften yüzüme bir iki kez su serptikten sonra biraz daha rahatlamış bir şekilde yataktan kalktım.

Yavaş adımlarla kapıyı açıp salonun ortasında bağıran Alp,Kaan ve Akın üçlüsünün yanına ilerlemeye başladım. Bilerek terliklerimi sertçe yere vursam da ne beni duyan,nede takan olmuştu.

"Sizede günaydın." diyerek gür bir şekilde konuştum. Gerçi sesim biraz boğuk çıkmıştı. 

Cevap alamamam beni ne kadar kızdırsa da Akın'ın yüzüne yumruğunu birden geçiren Kaan'la birlikte eş zamanlı şaşkınlığa uğramıştım. Allah'tan morartacak şekilde bir vuruş yapmamıştı. Fakat Akın'da tek bir kıpırdama görememek beni daha da fazla şaşırtmıştı.

Daha fazla olanları izlemek istemediğimden ve merakımdan bu sefer üçünün ortasına geçip konuşmaya başladım. Kalbim aynı anda 2. kez takılmamayı kaldıramazdı.

"Evet gerçekten çok medeni ve olgunca bir konuşma sergiliyorsunuz. İlk olarak bunun için sizlere teşekkür ederim. Asıl söylemem gereken şey ise siz mal mısınız? özelliklede Kaan sen! Ne diye sabahın köründe bağıra,çağıra konuşuyor ve kavga ediyorsunuz?"

Alp ikisinede baktıktan sonra bana bir adım atıp, göğsünü kabartarak, asker selamı verip konuşmaya başladı.

"Bu açıklamayı üstün cesaretimle ben yapmak isterim."

"Alp yinemi film izleyip etkisinde kaldın sen?"

"Müneccim misin yavrum sen?" diyerek ağzı beş karış açık bana bakmaya başladı. İlk Alp'in ağzına vurup daha sonra da konuşması için işaret yaptım.

"Her neyse. Dün şirkete geldiğinde duymuş olmalısın."

"Neyi?"

"İtalyanlarla uzunca bir süredir iş yapmak için çırpındığımızı." kafamı evet anlamında salladığımda konuşmaya başladı.

"Dün gece Akın'ı aramışlar. Kaan'a ulaşamadıklarını söyleyip onunla acil iş ile ilgili konuşmaları gerektiğini söylemişler. Akın düzgün bir bahane bulamazsa bildiğin gibi işin yatma ihtimali çok yüksek. Çünkü çok disiplinli bir şirket. Akın'da Kaan'ın Ahu adında bir kızla bugün nişanlandığını, 'bu arada Ahu sen oluyorsun' söyleyip rahatsız olmak istemediklerinden telefonunu sessize almış olabileceğini söylemiş. Bu durum karşısında adamda zaten işi kabul ettiklerini söyleyeceklerini, böyle bir şey varsa yarın tebrik amaçlı eve geleceklerini söylemiş."

Dün Kaan'a ulaşamamalarının nedenini çok iyi biliyordum. Çünkü bara gitmişti...

Alp bunları anlatırken arada bir gülmüş Kaan'ın her seferinde ensesine yapıştırmasıyla susmuştu. 

Şoka girmiş gibi Kaan'a bakıyor bir nevi 'sıçtık' bakışlarımı atıyordum. 

Kaan beni anlamış olacak ki olayı kısaca 'sıçtık' demesiyle anlatmış oldu. 

Hiç düşünmeden ellerim ayağımdaki terliklere gitti. Birden iki terliğide Akın'a fırlattım. Türk kızı, annesi diyemeyeceğim çünkü çocuğum yok. Her neyse Türk olmak bunu gerektirirdi!

Terliğin biri Akın'ın karnına giderken diğeride ağzına gitmişti. Allahtan başka yerlere gitmemiş!

Akın ise gür bir şekilde 'imdat' diye bağırmış ve Alp'in arkasına saklanmıştı. Bu durumda bile dalga geçebilme potansiyeli var adamda.

AŞK ANLAŞMASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin