Sinirle ayağımı yere vurdum. Tam tamına 1 hafta olmuştu Kaan Bey'in (!) yardımcısı olalı! Adama yapmadığım şey kalmamasına rağmen kovmuyordu beni. Şimdide bilerek üstüne vişne suyu dökmüştüm. O ise sırıtarak ' Sorun değil yıkayacak olan sensin.' diyerek sanki hiç bir şey olmamış gibi üstünü değiştirip yemeğini yemişti.
Yahu beyaz üste vişne suyu döktüm ben! Sofrayı toparlayıp salona Kaan'ın yanına geçtim. Daha fazla kovulmaya yer aramayacak direk söyleyecektim.
Bağırarak konuşmaya başladım;
"Ya sen beni..." boğazıma tükürüğüm kaçtığından öksürmeye başlamıştım. O ise ilk şaka yaptığımı sanmış gülmüş sonra ben hala öksürdüğümden gerçek olduğunu anlamış gözlerini fal taşı gibi açıp yanıma gelerek sırtıma 1-2 kere vurmuştu.
Mutfaktan getirdiği suyu bana uzattığında hafif öksürerek suyu alıp içtim. Öksürmem sonunda geçince derin derin nefesler almaya başladım. Ölüyordum yahu!
"Mal mısın kızım sen? Madem o kadar ses senden çıkmıyor ne diye zorluyorsun kendini!"
"Sanane ya ses benim, bağırıp tükürüğü boğazında kalan benim. Sanki sen boğuluyordun!"
"Lan gerizekalı geberiyordun resmen."
"Yalnız sanırsam şuan senden teşekkür etmemi bekliyorsun fakat o 1-2 sırtıma vuruşun ve su verişin olmadan da öksürüğüm dinerdi."
Bana 'emin misin?' bakışlarını attığında saçlarımı geriye doğru ittirip yürümeye başladım.
Yalnız bir şey fark ettim. Oda; ben ki cool yürürken yere yapışan ve kalçasını kıran kız Kaan'ın yanında Adriana lima 'nın podyumda yürüyüşü gibi yürüyordum. Oda derece cool!
Maşallah bana. Allah'ım sen nasıl böyle cool yürüyebilen bir kul yaratmışsın!
Kaan'ın sesiyle yürümeyi kestim.
"Tamam düzgün yürüyorsun ama neden oradan oraya yarım saattir gidip geliyorsun? Defile mi var?"
Bahane üret Ahu! Ya ben öyle gaza gelmiştim sadece. Baktım güzel yürüyorum biraz daha yürüyeyim dedim olamaz mı?
Ve yine Ahu mükemmel zekasını kullanmayarak aklına gelen ilk bahaneyi söyler...
"Sanane. Canım yürümek istedi. Evde dur dur nereye kadar. Bende biraz yürüyüp ayaklarım açılsın dedim. Ayrıca sen niye beni izliyorsun?"
"Daha dün dışarıdaydık Ahu."
"Sen dışarıdaydın. Bende senin arkanda yardımcın olarak dolanıyordum. Benim dediğimle senin dediğin aynı şey değil!"
"Doğru o zaman böyle yürüyemiyordun. Malum kafam kadar topuklu giymiştin."
Gözlerimi devirip tekrar dillere destan yürüyüşümle yürümeye başladım. Ama bu sefer cidden bir yere gidiyordum. Yani odama!
Topukluyla yürüyemiyor olabilirdim ama bir kadına böyle bir şeyde denilmezdi! Aklıma gelen şeyle hızla odamdan çıkıp Kaan'ın odasına daldım.
"Kalbim sıkıştı. Canım çok feci yanıyor." ne kadar zekiyim. Numaradan kendimi hasta yapacaktım. Çünkü yarın Kaan'la akşam iş yemeğine gidemezdim. Dediğim gibi topukluyla yürümek resmen bir eziyet.
Ne kadar öküz,dengesiz,salak,özürlü bir patronum var! Ben burada kalbim sıkışmış ölüyorum diyorum o geçmiş karşıma kıs kıs gülüyor!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK ANLAŞMASI
Ficção AdolescenteSanki ölüyormuş gibiydim. Son nefesimi verircesine kısık ve titrek bir nefes verdim. Dudağımı dilimle ıslatıp şaşkın gözlerimle karşımdaki adama sorumu sordum. "Sen ve ben?" aslında soracağım çok sorum vardı fakat diyebildiğim sadece buydu. "Sadece...