İKİNCİ BÖLÜM

64 6 5
                                    

Bir hafta 2 gün sonra...

Yalnızlık.
Ben doğma büyüme yanlızım...

Hayat, bazılarına yanlızlıklarından kurtulmak için hergün yeni bir şans verir, bazılarınaysa sadece bir kere. Ben 17 yıllık hayatım boyunca hayatın bana hediye ediceği ilk ve son olacak bir şansı bekledim. Şimdiyse içimde bir yerlerde ona her gün bi adım daha yaklaştığıma inanan bir yanım var. Umarım, yanılmıyorumdur. Doruk'lar gideli 3 gün oluyor ve ben yine dalgalarla yanlızım. Sabah dadımdan izin alıp Şile'de ki villamıza geldim, belkide sadece biraz kafa dağıtmaya ihtiyacım vardı.

Şimdiyse küçüklüğümden beri kimseye bahsetmediğim gizli yerimdeyim, burası bana hep iyi gelmiştir. Çocukluğumdan beri kitap okumak için, çizim yapmak için hatta pek fazla arkadaşım olmadığı için öfkemi, hüznümü, mutluluğumu içimde patlamasın diye gelip burda denizin hırçın dalgalarına karşı haykırırdım.
Şimdi de yerde bağdaş kurmuş kucağımda kocaman bir çizim defteri elimdeki kalemimle çığlıklarımı kağıda döküyorum. Söyleyemediğim her harf için kağıda bir çizgi daha çekiyorum.

Yanıma yaklaşan adım seslerini duyduğumda buraya benden başka kimsenin gelmediğini bildiğim için  her ne kadar kısa çaplı bir korku yaşasamda adım seslerinin sahibine bakmak için arkamı döndüm. Uzun boylu, hafif iri yapılı, kumral biriydi karşımdaki.O bana yaklaşmaya devam ederken yavaşça   çizim eşyalarımı yere koydum. "Gerçekten bu kadar aciz misin?" duyduğum soruyla kaşlarımı çattım. Bu kimdi ve benim hakkımda ne biliyordu? En önemlisi nerden biliyordu.Ayağa kalktım, biraz olsun bu yabancı karşısında güçlü görünebilmek için ama onun iri yapılı cüssesi karşısında ne kadar güçlü görünebildiğim meçhuldü. Ayağa kalktığım için onu daha iyi inceleyebiliyordum; üzerinde siyah deri bir ceket, içinde siyah kaslarını belli edicek kadar dar bi tişört ve altında da siyah pantalonla siyah deri bilek botlar vardı. Bide kendi üzerime baktım; beyaz spor ayakkabılarım, gri bileğimin 10 cm üstünde biten spor taytı, üstümde de taytımla takım olarak aldığım siyah yarım sporcu atletim.Birbirimize zıt gibiydik. Yanına yaklaştım ve tam karşısına geçtim. Burdan gözleri çok net gözüküyordu ama kalıplaşmış bi buz gibiydi, sadece dağınık bir şekilde kendi yansımamı görebiliyordum gözlerinde. Ne düşündüğünü ne hissettiğini anlayamıyordum. " Seni daha önce hiç bir yerde görmediğime eminim hakkımda yorum yapabilecek kadar nerden tanıyosun beni ?" sesim tahmin ettiğimden sert çıkmıştı, vay canına."Hakkında tahmin ettiğinden çok şey biliyorum." dedi daha önce varlığından bile haberdar olmadığım bu yabancı.
" Hakkımda birşey bildiğini sanmıyorum"
dedim kararlı bir şekilde. En fazla ne bilebilirdi ki? Eminim adımı bile bilmiy- "Burasının senin gizli yerin olduğunu, babanın ve üvey annenin katı kurallarından sıkıldığını ve şu anda burdaki villanızda kaldığını biliyorum mesela Mina." hayır yani bi kere de şu düşüncelerimi bölmeyin bi kerede tamamlamama izin verin bari düşüncelerimde mutlu olayım. " Sen! Kimsin , nerden, ne amaçla geldin bilmiyorum ama tek bildiğim, her nerden geldiysen geldiğin gibi elin boş amacına ulaşamadan geldiğin yere geri döneceğin." nedensizce öfke soluyodum artık. Bu yabancı varlığın bunca zaman sadece benim bildiğim şeyleri bilmesi sinirlendirmişti belkide
beni...bilmiyordum. Hızla yanından geçip eve doğru yol aldım. Çizim eşyalarım orda kalmıştı ama yapıcak birşey yoktu, geri dönmek saçma olurdu.

                          ★ ★ ★

Akşam yemek yapmanın y'sini bilmediğim için pizza sipariş ettim ve şimdi de büyük bi iştahla bir yandan dizi izleyip bir yandan da pizzamı yiyorum.
Pizzanın kutusunu çöpe atmak için mutfağa giderken bahçeden bi şeyin devrilme sesini duydum. Elimdekini çöpe atıp yavaş ve dikkatli adımlarla evden bahçeye çıkan kapıyı açtım, tam dışarı çıkacağım sırada zilin çaldığını duydum ve koşar adımlarla kapıya gittim delikten bakma zahmetine girmeden kapıyı açtım. Ama kapının önünde kimse yoktu bu da neydi şimdi? Tam kapıyı geri kapatıcakken yerde beyaz bi kağıt gördüm, kağıdın üzerinde özensiz bi el yazısıyla; 12'de Liman'da, yazıyordu.

Yazarınız bu bölümü adeta bi Noel baba edasıyla gece yazmaya başladı. Amacım yıl başı hediyeleriniz gibi sabah kalktığınızda bölümün telefonunuzda olmasıydı ama malesef saat 05:00'da uyuya kalmışım kusura bakmayın yeni yayımlayabildim.

Pamuk parmaklar votelara.º•º

YANSIMA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin