Sabahın erken saatlerinde gözlerini açtı. Hiç olmadığı kadar dinç hissediyordu kendini. Olup biteni anlamaya çalışıyordu düșüncelerinin yoğunluğu içinde kaybolurken.
Kahvaltısını bitirip çıktı evden. Hızlı adımlarla yürürken farkında olmadan iș yerine varmıștı bile 5 dakika içinde. iș çıkıșı direk kahvehaneye geçti eve uğramadan ve Mehmet'i bekledi.
Çok geçmeden Mehmet de gelmişti ve olup biten hakkında konușmaya bașladılar :
-Fatih ne iş
-Bende bir anlasam, diye cevapladı fatih.
-üç günde vücudun bu hale gelmesi imkansız, ilaç mı kullanıyorsun yoksa?
-Saçmalama Mehmet öyle bir ilaç varmı ki?
-parka gidip seni test edelim o zaman.
Fatihinde aklına yatmıștı bu fikir.
Șınav, mekik derken bütün egzersiz hareketlerini denemișlerdi. Sonra saha kenarında koșmaya bașladıla.
Fatih hızlandıkça Mehmet hayranlıkla izliyordu. Fatihte ne bir damla ter nede yorgunluk belirtisi vardı.
Bir müddet daha takıldıktan sonra eve döndü. Bir kitap aldı ve okumaya başladı derken bir başka kitabida bitirmişti. Zihni sanki bilgiye doymamış gibi okuduklarını tekrar hafızasında özetliyordu. Gün içinde gördüğü en küçük ayrıntılar bile aklındaydı. Daha başka neler değmişti
bedeninde, yapabileceklerinin sınırı neydi diye düșünürken gözlerini kapatıp uykuya daldı.
Çığlıklar, yardım edin diyen bağrıșlar ve karanlık içinde korkutucu suretler.
Sesler sanki onu çağırıyor ondan medet bekliyorlardı. Bir ses duydu sendelenirken ;
Kalk...
Kalk...
Kalk...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAHRAMAN CESET
Historia CortaGözlerini kapattı...Bilinmeze doğru ilerlemeye başladı... Hayatı bir film şeridi gibi geçti önünden...Bilinci kapanmak üzereydi artık...Hazin bir son yazılıyordu hayatın sayfalarında...Ve birden ayrılmakta olan bedenine geri döndü... Gözlerini açtığ...