Bu gün izin günüydü. Fatih tek başına dolaşmaya çıkmıştı.
Her zaman takıldıkları cafeye gitti ve boş bir masaya oturup bir çay söyledi ve etrafını süzdü. Tanıdık bir yüz göremedi ama bir sesle dikkati dağıldı; "ne bakınıyorsun lan". Ne olduğunu anlayamadı başta ve cevapladı hayırdır diye.
Bir anda etrafında 8-9 kişi belirdi. Ne yapmalıyım diye düşündü ve onlarla baş edemeyeceğine karar verdi tatlı dille olayı büyümeden kapatmaya çalışsada boşunaydı.
Dışarı çıktılar ve konuşmaya başlamadan kavga başlamıştı bile.
Çaresiz dayağı yiyordu, aldığı darbelerle yere yığıldı. Yediği dayaktan çok etraftakilerin bakışları canını yakıyordu.
Bu, yaşadığı kaçıncı çaresiz kalışıydı hayata. Adaleti yoktu hayatın, hep zayıflar eziliyordu, hep masumların canı acıyordu. İsyan etmek istemese de içinde yaşadığı duygular isyana sürüklüyordu onu. Yeter artık diyordu isyanını kendi içinde yaşarken.
Elini yüzünü yıkayıp eve doğru yola koyuldu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAHRAMAN CESET
Short StoryGözlerini kapattı...Bilinmeze doğru ilerlemeye başladı... Hayatı bir film şeridi gibi geçti önünden...Bilinci kapanmak üzereydi artık...Hazin bir son yazılıyordu hayatın sayfalarında...Ve birden ayrılmakta olan bedenine geri döndü... Gözlerini açtığ...