ÖN-3.

30 6 1
                                    

Okul bahçesine girdim. Ece bir erkekle konuşuyordu. Yanlarına gittiğimde bana döndüler. Eceye gülümseyip
"Günaydın"
"Günaydın"
Ece sürekli sırıtıyordu. Kesin bir şey karıştırıyor bu kız. Ona "noluyo lan" anlamında baktım. İnşallah anlamıştır gerizekalı.
"Ben sizi tanıştırmayı unuttum. Açelya bu Savaş. Benim sevgilim. Savaş Açelya benim sıra arkadaşım."
Şaşırdım. Sonunda toparlayabildiğimde Ece ye yaklaşıp kulağına "Mavişe noldu??"
"Hayal oldu."
"Bu çocuğu sevmiyor musun?"
"Sevmesem ne işim olur sadece maviş de çok tatlıydı"
Valla salak bu kız. Onlar konuşurken ben resmen dışlandim.

Somurtma prenses.

Mesajı görünce hafif tebessüm ettim. Lan niye tebessüm ediyorum. Hemen kendimi toparladım. Acınası durumdayım. Kankam beni unuttu elin adamı beni düşünüyor. Kafamı kaldırıp etrafa göz attım. Beni mi takip ediyor? Şu Ece nin dediği mavişin yanındaki bir çocuk bize doğru geliyordu. Direk bana bakıyordu. Bu o olmasın. Sarı saçlı, mavi gözlüydü. Yagusuklu cocuk. Yanımıza gelince durdu. Savaş eniştemiz kaşını çatıp çocuğa baktı.
"Merhaba Açelyaydı değil mi?"
Başımı onaylarcasına sallayıp
"Bir şey mi oldu?"
"Hayır sadece bunu sana vermeliyim."
Dedi ve elindeki kağıdı utangaç bir tavırla bana verdi. Yoksa... kağıdı aldığım da hafifce tebessüm edip uzaklaştı. Merakla kağıdı açtım. Ece de meraklanıp kafasını uzattı.

Prenses söz dinlemeyi öğrenmelisin. Bak ufak bir tebessüm bile seni bana yaklaştırdı.
Deniz

Ben şaşkınca kağıda bakarken Ece
"Deniz kim kız?"
Kendime gelince bakışlarım hemen şu deminki çocuğa baktım.
Çocuk felan diyon ama yapılı mapılı bir şey Deniz olmasin lan.
Diyen sapık iç sesimi takmadım. Çocuk ise bana doğru bakmıyordu.

Egemen e şöyle bakmaktan vazgeç o ben değilim.

Kim o o zaman?

Arkadaşım

Aklıma şeytanca planlar geldi.

Egemeni sandalyeye bağlayıp suratına tekmeyi geçiriyorum.
"Deniz kim lan?"
"Valla abla bilmiyorum. "
"Bileceksin ulan bileceksin."

Şeytanca planlarımı bölen bir adet Eceyle dünyaya döndüm.
"Deniz kim? O çocuk kim?  Anlatsana yaa"
Enişte sadece kaşlarını çatmış duvara yaslanmış havalı bir şekilde duruyordu.
"Sonra anlatıcam ben sana"
Zilin çalmasıyla birlikte sınıfa geçtik. Ece beni satıp sevgilisiyle oturdu. Ona ölümcül bakışlarımı atıp boş bir sıraya geçtim. Yanıma oturan öküz! ile ona döndüm. Tahmin edin zor değil. Öküz dedim hani. Evet Demir
"Kalk git başka yere oturma buraya"
"Başka yer olsa neden olmasın"
Başka boş sıra olmadığını görünce oflayarak sırama yaslandım. Hoca gelince herkes başka şeylerle uğraşmaya başladı. Ders dindi. Bende çantamı sıraya koydum ve telefonumu içinde açtım. Mesaj sesiyle irkilerek telefonumu sessize aldım. Kafamı kaldırıp hocaya baktığımda duymamıştı şükür. Kıkırdama sesi duyunca kafamı o tarafa çevirdiğimde namı diğer öküzle karşılaştım.
"Ne gülüyosun be"
"Çok ayıp derste telefon kullanılır mı?" Dedi alayla.
"Sence takan var mı?"
Herkes telefonlara gömülmüş ya da yanındakiyle konuşuyordu.
Telefonuma döndüğümde

Egemen i dövmek gibi bir girişimde bulunmazsın inşallah. Çünkü boşa uğraşmış olursun. Öldürsen de kim olduğumu söylemez.

O kadar emin olma. Çok iyi konuşturma tekniklerim vardır.

Eminim vardır.

Bir de inanmıyo köpek. İnanmazsan inanma be.
"Sevgilinle mi konuşuyorsun atarlı"
Atarli? Şevval de hep öyle diyordu. Ama bu köpek söyleyemez.
"Atarlıymış sanane belki sevgilim belki deil sanane"
"Doğru aslında senin gibi bir atarlıyı kim çeker"
Acım derin be kardeş. Sapım ben sap tam 17 yıl olucak saplığım. Hırs yapmıştım. Sen beni mi ezmeye çalışıyon köpek.
"Demek ki çekiliyormuşum." Dedim sinir bozucu bir sırıtmayla ona baktım. Bozularak önüne döndü. Bir dakka ben denizi sevgilim gibi mi göstermiştim. Son kalan sevgili bulma ümidim bu dedikoduyla biterdi. Yayarsa sonum iyi değil.

Siz erkekler hep gıcık olmak zorunda mısinız

Erkeklerle işin ne?

Belki sevgilim var .

Yok sevgilin

Hayır yani bu kadar belli mi yani? Sıkıntıyla oflayıp sırama kafamı koydum. Nolur uyuyabiliyim nolur.
Saçımın okşanmasıyla uyandım. Lan sapıklar mı dadandı bana bu ne ya. Gözlerimi açınca saçlarıma bakan öküzle karşılaştım. Uyandığımı fark edince elini çekmedi mal.
"Lan çeksene elini pis sapık" diye cırlayıp eline vurdum. Elini çekip
"Ne kızıyorsun lan"
Bütün sınıf bize dönmüştü.
"Bir daha dokunma bana!"
"Çok meraklıyım sana dokunmaya"
Çok sinirlenmiştim. Sevmiyordum birinin bana dokunmasını.
"Daha demin saçımı kim okşuyordu"
"İstersen başka yerlerini de okşuyabilirim"
Tokatımı yapıştırdığımda sadece sınıfın ilgisini çekmemiştik. Sinirle çantamı aldım. "Git sürtüklerinle takıl. Şerefsiz!" Sıradan çıktım. Ece de gelmiş şaşkınca bana bakıyordu. Çantamı onun sırasının üstüne koyup sınıftan çıktım. Lavaboya girdiğimde bütün kızlar benim bu sinirli halimi görüp çıktılar. Suyu açıp yüzümu yıkadım. Bu beni biraz daha sakinleştirmişti. Ece de gelip beni sakinleştirdi. Ondan çantamı istedim. Getirince çantamı alıp okuldan çıktım. Eve gelene kadar daha sakinleşmiştim. Anneme iyi olmadığımı söyleyip odama çıktım. Yatağa uzandım. Ne kadar zaman geçti bilmiyorum kapım açıldı ve içeri şevval girdi. "Noldu lan" diyip yanıma geldi. Ona kısaca olanları anlattım. "Sizin okula gelip o çocuğu dövecem kanka" şevval beni keyiflendirmek için çalışmalara başladı. "Kanka bizim okuldaki taşlar var ya onlar kavga çıkardılar. Çimenim onları vurdu felan cok hoşdu lan..."
Mesaj sesiyle konuşmamız bölünmüştü. Şevval "Bay Sapık sana ulaşamayınca bana mesaj atmış kanka telefonuna bakmanı emrediyor" oflayıp
"De Açelya konuşmak istemiyor iyi değil. Tehdit ederse de ne yaparsa yapsın umrumda değil"dedim. Pislik kendi mesaj hakkı gitmesin diye benim telefonumu alıp mesaj attı. Bir süre ikisi mesajlaştı. Gözümü dinlendirmek için kapattım. Şevval'in hayvanca dürtmesiyle gözümü açtım.
"Ne var lan"
"Bence bunu görmelisin kardeşim"

Ben o piçe ödetecem. Prenses kafaya takmasın.

Yeni bölüm en kısa zamanda...

Ölürüm NefesindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin