10.Bölüm-''Kareli Gömlek vs Deri Ceket''

103 6 7
                                    


Destiny gözlerini açtığında eskilerden tanıdık bir manzarayla karşı karşıya geldi.Tıpkı Kore'ye geldiği ilk gün olduğu gibi yine Youngmin'in omzunda uyuklamıştı.Dün gece boyunca Minwoo konuşmuş,o ikisi dinlemişti.Bu sırada alkol oranı hızla artmıştı,sonuç olarak herkes bulunduğu yerde sarhoş ve bitkin düşmüştü.Destiny başına çekiçle vuran bir grup görünmez adamı görmezden gelerek koltukta doğruldu.''Seni gerçekten çok seviyor.''Minwoo bunu söylerken uyukladıkları kanepenin tam arkasındaki dev aynaya yaslanıyordu.Ve elinde bir şişe vardı.''Öylece anlayamazsın.''dedi Destiny sanki gecenin bir yarısı konuştukları şeyler ultra normalmiş gibi.''Youngmin'i herkesten iyi tanıyorum.Kuzeninin bana yaptığını eğer sen de ona yaparsan onun canını her şeyden katbekat daha fazla yakacağını biliyorum.''Gecenin sessizliği yalnızca bir kaç saniye için üzerlerine çökmüştü.''Ama ne yazık ki beni tanımıyorsun.Kuzenimin kişiliğiyle beni yargılayamazsın.''dedi Destiny,içinde büyüyen kıvılcımları söndürmeye çalışarak.''Yargılamıyorum.Uyarıyorum.''Minwoo şimdi Destiny'nin görüş açısına girmişti.''Üstelik;evet,belki seni tanımıyorum ama senin hakkında da bildiğim şeyler var.''Youngmin kıpırdandı.Bunun üzerine Minwoo ses tonunu düşürdü.''Kwangmin için deli olduğun gerçeği gibi.''

                                                                         ***

Kwangmin,Donghyun ve Hyunseong kafayı bulmuş haldeyken hala sağlam bir şekilde masada bulunan tek kişi olmaktan rahatsızlık duymaya başlamıştı.Kulak zarında patlama etkisi yapan yüksek baslı müziğin de pek iyi geldiği söylenemezdi.Yerinden kalktı ve ''Hava almaya çıkıyorum.''diye bağırdı.Duymadıklarına emindi.Birbirlerine değen bir sürü farklı türden bedenin arasından sıyrılarak diskoteğin ana koridoruna çıkmayı başardı.Tam arkasını dönüp çıkış kapısına yönelecekti ki birisi ona çarptı.Kwangmin'in ona çarpan kızın peşinde biri olduğunu anlaması uzun sürmedi.Epey iri yarı bir adamdı,o da çareyi el ele verip koşmakta buldu.Tanımadığı kızla diskotekten çıktılar ve peşlerinden gelen adam yorulana dek sokak boyu koştular.En sonunda bir ara sokakta izlerini kaybettirmeyi başarabildiler,nefes nefese ''Bu da neyin nesiydi?''dedi Kwangmin.Kız kapüşonunu indirdi,nefes alış verişlerini yavaşlattı ve elini uzattı.''Ben Jiang Min.J-min demeyi tercih ederler.Sen de az önce parasını ödemediğim yatıştırıcılarımın bende kalmasını sağlayan kahramansın.''Kwangmin şaşkınlıkla başını öne eğdi.''Bunu yaptığıma inanamıyorum.Seni gebertecek falan sanmıştım!''J Min gülümsedi.''Evet, öyle olacak gibiydi.Ama sen dolambaçlı yolları falan tercih ederek hayatımı kurtardın.Teşekkür ederim.''İkisi de sokak lambasının ışığını kesen bir kedinin gölgesinden korktu.''Bu şeyi yaşanmamış sayacağım,Jiyang Min,ya da her neysen.Ayrıca suçlulara yardım etmek pek eğlence anlayışıma girmiyor.''Kwangmin gidecek gibi oldu ama J-min onu durdurdu.''Öylece gidiyor musun?Ya tekrar peşimden gelirse?Bu sokaklar 20'li yaşlarda genç bir kız için uygun görünmüyor.Lütfen evime kadar eşlik et.Karşılığında ne istersen yapacağım.''

                                                                           ***

Mystery burnuna kadar gelen krep kokularıyla uyandı.Sızlanarak doğruldu ve dün gece kaç kadeh içtiğini hatırlamaya çalıştı.Jeongmin ve o,evdeki tüm alkollü şeyleri içmiş olmalılardı. Yataktan kalkıp üzerini giyindi,ardından yavaş yavaş mutfağa kadar yürüdü.''Günaydın!''diye gülümsedi Jeongmin,aynı zamanda Mystery'yi kendisine doğru çekerken.''Ruh eşimi bulmuşum gibi hissettiriyorsun,Mys.Biliyorum ikimiz de haz etmeyiz cıvık şeylerden ama sevmişim seni.Sanırım.''Jeongmin arkasındaki tabağı alıp Mystery'ye gösterdi.''Bunu yapmasını Hyunseong'dan öğrendim.Yiyelim mi?''Gülümsemesi Mystery'ye o kadar sıcak ve sevimli gelmişti ki,o da sırıtarak başını öne sallamaktan kendini alıkoyamadı.Birlikte mutfak masasına oturdular.''Bunu gizli tutmak zorundasın.''dedi Mystery tabağındakileri yemeye başlarken.Jeongmin onun önüne bir bardak meyve suyu koydu.''Endişelenmene hiç gerek yok,''gizemli'' şeylere bayılırım.''O bunu söylediğinde Mystery fark etmişti ki saklanılacak bir şeyleri vardı.Bu şey saklanabiliyorsa,bunun anlamı aralarındakinin gerçek olduğu muydu?

                                                             ***

Youngmin gözünü yakan ağırmış gün ışıklarıyla birlikte uyandı.Doğruldu,ve Destiny'nin dizine yatmış olduğunu fark etti.Yüzünde bir tebessüm oluştuğunun farkındaydı;bunu isteyerek yapmamıştı bile.Elini doğruca kulağına götürdü ve o dokunur dokunmaz Destiny uyandı.''Daha iyi uyandırma yöntemleri biliyorum.''dedi Youngmin'in dizinden kalkarken.''Uykun biraz fazla hafif.Bunu benimle takıla takıla düzeltmelisin.''Destiny gülümsedi ve alnını Youngmin'in alnına yasladı.Youngmin tam o an ''seni seviyorum,''dediğinde Destiny bunun karşılıklı olduğunu daha iyi anlayabildi.O da Youngmin'i gerçekten seviyordu ve tam bunu dile getirecekti ki dairenin kapısı açıldı.Kwangmin yabancı bir kızla içeriye girdi.Youngmin ve Destiny rahatsız olarak ayrıldılar.Kız ikisine de başıyla selam verdi.''Ben J-min.Kwangmin'in size söylemeye çekindiği kız arkadaşı.Hazır olduğunu söyledi,ben de neden olmasın diye düşündüm.Tabii ki grubun geri kalanını da burada görmeyi bekliyordum.Youngmin?''Destiny duyduklarını hazmetmekte zorlanırken Youngmin ayağa kalktı.''Kardeşim biraz çekingendir.Böyle bir tanışma beklemiyordum ama,şaşırmadım da.''ardından gülümseyip kız arkadaşının elini tutarak kaldırdı.''Destiny,benim sevgilim.''J-min şaşkınlığını gösteren bir ifade takındı.''Boyfriend'de bir girlfriend haberindeki Destiny!Ön sayfada okumuştum.Seninle tanışmak mükemmel,Destiny. Umarım iyi anlaşırız.''Destiny hala konuşamıyordu,tıpkı Kwangmin gibi.''O da aynı kardeşime benzer.''dedi Kwangmin aniden.''Çok bilmiş tiplerle öyle yüz göz olmayacaksın.''Youngmin sırıttı, ''Her zamanki Kwangmin.''dedi kıza bakarken.Destiny'nin ise o sırada içinden yalnızca Kwangmin'i boğma isteği bağırıyordu.

                                                    ***

''Fazla abarttın,J-min.Neden kendini o kadar taşkın biri gibi gösterdin ki?''Kwangmin daireden çıktıklarında önceki halinden daha da kızgındı.''Benden ikizinin sevgilisinin aklına seni sevdiğini dank ettirmemi istedin,denedim.Kız tek kelime bile edemedi zaten.Belli ki sana karşı dolup taşıyor.''Kwangmin derin bir iç çekti.''Onu biz de biliyoruz.Sadece artık anlayıp bana gelmesini istiyorum.''J-min elindeki bira şişesini kafasına dikti.Sabahın köründe,diye düşündü Kwangmin.Alkolik tipler garip oluyor.''Neden sen gitmiyorsun?Yani doğrudan kolundan tutup artık beni sevdiğinle yüzleş falan yapmıyorsun?Daha gece yarısı klubün tekinde tanıştığın bir kızı böyle bir işe alet ettiğine göre onu düşünmeden edemiyor olmalısın.''Kwangmin sırıttı,''Herkes ondan nefret ettiğimi düşünüyordu.Bir hareketle bunu batırdım zaten.O kız o kadar basit değil.Sende yanlış izlenim bırakmış olmalı.''Jmin gözlerini devirdi.''Bilemiyorum,bana hangi ikiz deseler seni seçerdim.Kareli gömlek vs.deri ceket kapışmasında da deri ceket derdim tabii,ama Destiny'yi bilemiyorum.''Kwangmin,o kareli gömlek ister gibi görünüp aslında deri ceket için yanıp tutuşan biri,diye içinden geçirdi.

                                                                  ***

Minwoo,nihayetinde dayanamadı ve Mystery'nin kapısını yumruklamaya başladı.Bu yaptığı kanındaki alkol miktarı yüzünden miydi,yoksa sevgiden miydi bilemiyordu ama şuan tek yapmak istediği onun karşısına çıkıp hesap sormaktı.''Seni kaybetmekten korkmuştum,Mystery. Çok korkmuştum!''Minwoo bağırmaya başladığında,Mystery anında kapıyı açtı.Onu kolundan tuttu ve içeriye çekti.''Sabahın köründe sarhoş olmanın bu mahallede hoş karşılanacağını sanmıyorum,Minwoo.Konuşmak ister misin?''Minwoo gözlerini açık tutmaya çalışarak Mystery'yi omuzlarından tuttu ve sarstı.''Seni seviyorum.''dedi.''Seni hala seviyorum.''

TESADÜFLER ÜLKESİ;''KORE''Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin