Hiç tahmin edemeyecegim kişi şuan evimin kapısına yaslanmış ve bana bakıyor.
"Senin ne işin var burda?"
"Sabah öylece çekip gidince merak ettim"
"SEN?" dedim alayla Murata bakarak.
Kafasını iki yana sallayarak "Ne bu kin?" dedi. Aslında bunun cevabını bende bilmiyorum. Güvenemiyorum! Nalet olsun hiçbir erkege güvenemiyorum. Sorusu karşısında sessiz kaldım. Dicek bişede yok zaten.
"Beni içeri davet etmicekmisin" sen gülümseme be adam bi tuhaf oluyorum. "Seni neden evime alayım" dedim meydan okucasına. "Merak etme yemem seni. Sadece sohbet edecez"
Ona yandan bi bakış attım ve çantamdan anahtarları çıkardım. Bir seferlik girebilirdi evime öyle degilmi? Anahtarları zorla bulup evine kapısına anahtarı taktım ve kapıyı açtım. Murata dönüp elimi eve uzattım" geç" anlamında. Bana bir gülümseme yollayarak içeri geçti. Yanagındaki gamzeler okadar güzeller ki anlatamam. Bende içeri geçip kapıyı kapattım. İkimizde aynı anda ayakkabılarımızı çıkardık.
"Bu taraftan" diyerek sag tarafımızdaki salonu işaret ettim. Acaba onu evime almakla hatamı ediyorum. Offff ne yaptım ben ya.
Murat salona geçip tekli koltugun birine oturup montunu çıkardı ve yanındaki sehpanın üzerine koydu. Aynı işlemi bende yapıp karşısındaki tekli koltuga oturdum.
"Eee" dedim konu açsın diye. Bana cevabı çok hoştu gerçekten "Çok acım bişeyler hazırlada yiyelim" Harbi ha bende acım ama bunu ona diyemem. "Oldu canım başka istegin?"
"Canım? Yok canım ya sagol karnım doysun yeter"
Ahh ben az önce ona canım dedi ve o ne anlama getirdi. Bide benle dalga geçiyor öküz.
"Ben o anlamda demedim. başka şeylere yorumlama" dedim sinirle.
"Tamam tamam kızma " bide eglenerek konuşmuyomu daha fazla sinir oluyorum.
Karnımdan gurultu geldi az birşey inşallah murat duymamıştır diye söylenirken karnım öyle bir guruldadı ki resmen karşı ev duydu. Abartmıyorum çok ciddiyim. Yanaklarımın kızarmasına mı yanayım yoksa Muratın tüm evi dolduran kahkahasına mı? Ahhh rezil oldum resmen. Şuan kafamı halının altına sokasım var yeminle. Murat gülmesini zorla bastırarak (tabiki haala kıkırdıyor) ayaka kalkıp elimden tuttu. "Hadi beraber birşey hazırlayalım" Elimden tutarak beni dışarıya çekiştirdi. Sagına soluna bakıp mutfagı bulunca beni mutfaga çekiştirdi. Bende transa girmiş gibi çekiştirdigi yere gidiyorum. Birden kendime gelip elimi elinden çektim.
" Ne gülüyorsun çokmu komik" dedim yanaklarım domates gibi olmuştur eminim.
Beni duymazdan gelerek "Ne yapsak acaba" dedi.
"İstersen sana sarma sarim" "Yok o şimdi uzun sürer marifetlerini daha sonra gösterirsin bana" ahh sinir çocuk.
"Geç otur ben hazırlarım birşeyler" dedim buzdolabına ilerleyerk. Muratta masadan sandalye çekip oturdu. Buz dolabından peynir,zeytin, salam falan çıkardım. Kahvaltılık birşeyler hazırlıcam napim zaten okul yordu beni. Çıkardıklarımı sol tarafımdaki mutfak tezgahına katıp, alt çekmeceden salatalık domates ve patates çıkardım. Patatesli yumurata yapacam. Ayaga birden kalktıgım için sol tarafım yanıma ne zaman geldigini farkedemedigim murata sürttü. Oda elini kahvaltılıklara uzatmış onları alıyordu. "Pardon" dedim başım eyik bir şekilde. Tam masaya dogru ilerliyordum ki murat geçti önüme ve ellerini çeneme katıp başımı kaldırdı. Gözlerimi açık kahve gözlerine çevirdigimde bana öyle anlamlı baktıki anlatamam. Bana gülümseyip çenemi okşadıktan sonra elini tezgaha uzatıp kahvaltılıkları eline aldı ve masaya yerleştirdi. Bende yanaklarım yine dometes gibi kırmızı kırmızı dezgaha geçip patatesleri soymaya başladım. Soydugum patateslerle mis gibi pataesli yumurta yapıp masya döndüm. Tabi bunlar gerçekleşirken Murat'ın gözü hep benim üzerimdeydi.
"Ellerine saglık" dedi gayet nazik bir biçimde. "Afiyet olsun" dedim bende tebessüm ederek. Yumurtayı ikiye bölüp yarısını onun tabagına yarısını kendi tabagıma kattım. Yemekleri ikimizde büyük bir iştahla bitirdikten sonra masayı birlikte topladık. İşimizi halledip salona geçtigimizde murat sehpadaki ceketini aldı eline.
"Ben artık kalkim. Yemek için sagol" anneminde gelmesine az kalmıştı tam isabet ama ben kalkmasını istemedim birden. Evet bendim ilk onu evime almak istemeyen.
"Tekrardan afiyet olsun" dedim kapıya dogru giderek. O ayakkabısını giyinirken ben onu izledim. Yakışıklı uzun boylu hoş bir çocuk açıkcası. Ayakkabısını giyindikten sonra yanagıma öpücük bırakıp kapıyı açıp gitti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAHVERENGİ ÖKÜZÜM
RandomÜniversite 2 öğrencisi Murat ile Lise son sınıf öğrencisi Elif'in hikayesi. Bu iki insan başlarına neler geleceğinden habersiz karşılaştılar.Aşık ve bir okadar da inatçı bu iki insanın başlarına neler gelecek acaba...