Odanın içi güneş ışıgıyla aydinlanmaya başlamiştı. Pencereye baktim. Disaridan kuş sesleri geliyordu. Ananem ve Dedem ölümünün ardindan evi anneme birakmislardi ama biz sadece bir kere gelmistik. O yaz ailecek bir tatil yapmiştik. Cok guzel bir yaz gecirmistim. Eski hayatimi, cocuklugumu özlemeye başlamiştim. Bu düşuncelerden sıyrılıp odaya baktim. Herkes daha uyuyordu ben ise nöbetteydim. Yüzüne vuran güneş ışığı Lillyi uyandirmisti. Kalktı ve yatakta doğruldu.
-Günaydın Lily, dedim gülerek.
-Günaydın Will. Kimse kalkmamiş daha.
-Jack nöbetteydi saatlerce. Elissa zaten uyanmaz. Dün sabah kaldirmaya calıstigimda laf edip durmuştu.
-Bu sesle konuşmaya devam edersen insanlar uyuyamaz Will, dedi Elissa huysuz bir şekilde.
-İşte kalktı bizim huysuz. Uyan artık. Bugün cok isimiz var, dedim gülerek.
-Kalkacağım zaten, fazlasıyla acıktım gidelimde kahvaltı alalim.
-Iyi fikir, Jack'i de uyandiralim artik, burda uyurken birakamayiz, dedim ve Jacki uyandirıp kahvaltılık almak icin evden ayrildik. Tekrar eve dönmedik, deniz kenarinda kahvaltimizı etmeye karar verdik. Bir sessizlik hakimdi ortama. Kimse konusmuyor sadece yemegini yiyordu. Bu sesizlikten ilk Elissa sıkılmış olacak ki söze girdi.
-Kahvaltimizi yaptigimiza göre artik harekete gecelim genclik. Ilk isimiz annemin arkadası olan Degistiriciyi bulmak. Kendisi bir sirkte sihirbazlik yapiyordu. Adini hatirlamiyorum ama yuzunu biliyorum. Görursem hatirlarim diye dusunuyorum, dedi meyvesunun dibinde kalanları, pipetle icine cekerken.
-Peki nerdeydi bu sirk bir fikrin varmi, diye sordu Lily.
-İstanbulda.
-Gercekten cok aciklayici oldu Eli, cidden sağol, dedim.
-Oraya sadece birkere ve çocukken gittim. Sence İstanbul oldugunu hatirlamam bile bir mucuze degilmi, dedi sinirle bana bakarak.
-Ovv.. Tamam, sakin olun gencler. Halledilemicek bir olay degil. Istanbula gidelim ve tüm sirkleri arayalim. Nekadar cok fazla sirk olabilir ki. Cok gecmeden buluruz onu, dedi Jack sakince. Elissa hic bana bakmiyordu. Kalbini mi kirmistim acaba ama hepimiz stres altindayiz, tavir alması gereken bir durum yoktu.
-Hadi artık Istanbula gidelim. Kafamda bir resmi canlaniyor Istanbulun, gidebilirim sanirim, dedim ve Lilynin ellerinden tutdum. Jackde Elissayi tuttu ve hep birlikte gözden kaybolduk.
****
Baskan Swain merkez binaya dogru arabada giderken söföre sarkının sesini acmasini söyledi. Bir kac gündur yasadıği basarisizliga ragmen bugun umutluydu. Ellerinde bir koz vardi ve bu kozun ise yarayacagı hissine kapiliyordu. Merkez binaya vardi. Güvenlik ordusuyla iceri girdi ve üst kata cikti. Dün silahla öldurdugü yardimcisinin yerine hemen yenisini bulmuslardi. Yeni yardimci kosar adim yanina geldi.
-Baskan Swain bugün doktorlar kadina ilaç vermeye başlayacaklarını söyluyorlar. Dün tüm saglik testlerinden gecmis. Umarim ilerde size iyi haberler getiririm efendim, dedi basını öne egerek.
-Bu sefer basarisizlik istemiyorum beni anladin mi. Ne yapilmasi gerekiyorsa yap.
-Anlasildi efendim. Ne yapiliacaksa takipteyim en ufak detayi atlamam efendim, dedi yardimcisı. Başkan Swain ise laboratuvardaki kadina bakiyordu. Sedyeye baglanmis ve agzi kapatilmis bu kadın onun dönüm noktasi olabilirdi. Kadin ona nefret gözleriyle bakiyordu. Acı cekiyor olmaliydi. Daha fazla beklemeden arkasını döndü ve odasina gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sekiz
FantasyGeçmişten beri var olan gizli bir örgüt. Mısırlıların tanrılarına daha çok yakın olabilme çabaları ile yaptıkları deneyler bir çok uygarlık boyunca devam etmiştir. Gizlilik esas olan bu örgüt hiç bir devlete bağlı olmadan sadece tanrı için çalışmala...