10. Bölüm Sen Hep İntikam Al

74 25 13
                                    

2016

Dişlerimi fırçaladıktan sonra pijamalarımı giydim ve yatağa yattım. Fakat Savaş'ı düşünmekten uyuyamıyordum. Aklıma tekrardan beni öpmesi geldi ve tavana bakarak gülümsedim.

Çocuklar evlerine gitmişti. Kızlar da misafir odasında uyuyordu. Yana dönüp komodinin üzerinden telefonumu aldım ve saate baktım.

03:47

Çok geç olmuştu. Ve benim okula gitmem gerekti. Yarın erkenden blok dersim vardı. Bu yüzden bende daha fazla oyalanmadan kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Ve o gece ilk defa, rüyamda Savaş Güroğlu'nu gördüm.

***

Sabah çalan alarmla gözlerimi açtım. Dün olan şeylerin rüya olmadığını teyit ettikten sonra kalkıp elimi yüzümü yıkadım ve dişlerimi fırçaladım. Ardından üstümü giyinip içeriye gittim.

Tabak çanak seslerini takip ederek mutfağa yöneldim. Deniz ocakta bir şeyleri karıştırıyordu. Ah, bu koku... kurabiye mi pişiyordu?

Neden ben hariç çevremdeki bütün insanlar becerikliydi ki?

"Köpek gibi etrafı koklamayı kes."

Duyduğum sesle düşüncelerimden sıyrıldım. "Sana da günaydın."

Deniz "Orda dikilmede şu yumurtaları kır hadi." Diye beni azarlayınca yaslandığım duvardan ayrılıp yanına gittim. Sonra da tezgahta gördüğüm salatalığı yemeye başladım. Lokmalarımın arasından "Melis nerede?" diye sordum.

"Hiç sorma. Selim'le kahvaltıya gitti." Tabii bunu duyar duymaz yediğim salatalık boğazımda kaldı. Ben öksürmekten kıpkırmızı kesilirken Deniz sırtıma öyle bir vurdu ki boğazıma takılan salatalık olduğu gibi çıktı. Bende "Yavaş olsana kızım." Diye şikayet ederken Deniz bilmiş bilmiş tek kaşını kaldırdı (Benim hiç yapamadığım bir hareket.) ve "Dünün intikamı." dedi.

Ben "O değil de Melis'le Selim'e ne diyorsun. Bu ne hız." derken Deniz'de işine geri dönmüştü.

"Dünden belliydi zaten. Yok su dökmeler falan. Amaan neyse dedikodu yapmış olmayalım da." deyince bende başımı salladım ve kırılacak yumurtaları alıp bir kase çıkardım.

Yumurtayı elime alınca birkaç saniye yumurtayla bakıştık. Sonra da nasıl kırılacağını bilmediğimi Deniz'e çaktırmamak için hiç bozuntuya vermeden yumurtayı tutup kasenin kenarına vurdum.

Sanırım biraz yavaş vurdum. Çünkü hiçbir şey olmamıştı. Bende gücümü biraz arttırıp tekrar vurdum.

Evet sanırım bunda da aşırı sert vurdum. Çünkü yumurta paramparça olmuştu ve bütün tezgaha yayılmıştı. Deniz büyük 'off' lar çekerek beni mutfaktan kovarken bende 'ben masumum' bakışları atıyordum.

Daha sonra Deniz kahvaltıyı hazırlamayı bitirince beni çağırdı. Birlikte kahvaltı yaptıktan ve o muhteşem kurabiyeleri yedikten sonra sofrayı kaldırdık.

Hazırlandıktan sonra da beraber benim arabaya bindik ve okula gittik.

***

Evet sanırım beynim yanmak üzere. 135 dakikalık blok dersin sonunda koridorda aval aval geziyordum. Allah'tan bugün başka dersim yoktu. Bende biraz kafeteryada oturup kahve içtim. Bu sürede de telefona bakmaya başladım.

Whatsapp: 135 yeni mesaj.

Tıkladım ve tahmin ettiğim üzere bütün mesaj bizim kız grubundandı. Girip tek tek okumaya başladım. Ve evet bir tane bile mantıklı bir cümleye rastlamamıştım. Konuşmanın hepsi Melis ve Deniz arasında geçiyordu. Pera'nın her zamanki gibi interneti yoktu.

Yeniden Sever Misin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin