17. Bölüm

3.5K 137 160
                                    

Sesle beraber kaşlarım istemsizce çatıldı. "Ne alaka?" Diye sordum, Kerem ve Burak dönüp bana bakınca kaşlarımı normal haline getirip gülümsedim. "Siz gidin ben geleceğim." Dedim, Kerem ve Burka önlerine dönüp giderken ben de yavaşça yürümeye başladım. "Abim onlar yanında mı?" Diye sordu, yalandan öksürüp "Hayır." Dedim.

Melek'in rahatlama nefes alış veriş sesi geldi. "Ne oldu?" Diye sordum, Giray ile Melek'in ne alakası olabilirdi? "Eski sevgilim." Anlık bir şokla olduğum yerde durdum. "Alo? Defne?" Melek'in sesi ile kendime gelip şoktan açılan ağzımı kapadım. "Ben neden bilmiyorum?" Diye sordum. Yürümeye devam ederken Melek konuşmaya başladı: "Ya vardı ya ben yedinci sınıftaydım o dokuz sonrasında gidince biz de ayrıldık."

Kaşlarımı yukarıya kaldırdım. Bundan yaklaşık üç dört seneki olayı nasıl hatırlamam lazım? Yani Melek yedinci sınıftayken ben sekizinci sınıftaydım. Aramızda bir yaş varken Kerem onlar nasıl dokuzuncu sınıfta olabiliyor? Ah doğru ya, Kerem benden bir yaş büyük. Aynı sınıfta olunca benim bir an kafam gitti.

Kerem onların yanına doğru yürürken "Tamam Melek, bu konuyu sonra konuşalım. Malum abin onlarlayım." Dedim, Melek de kabul edince telefonu kapadık.

Sınıfa girince yerime oturdum. "Melek ne istiyormuş?" Diye sordu Kerem gülümseyerek "Eve gelince ona uğramamı istedi, konuşacak dedikodularımız varmış." Dedim. Çantamdan dersle ilgili kitapları çıkarırken "Acaba kızlar nasıl dedikodu yapıyor?" Diye bir ses geldi. Sese baktığımda Efe olduğunu gördüm. "Ee sen de gel, hep beraber dedikodu yapalım." Dedim. Efe elini kaldırıp bana doğru hafifçe büktü. "Gelirim tabi ayol."

Dersin başlama zili çalması ile sınıfa öğrenciler gelmeye başlıyordu. Aras yanıma gelince "Sunum için fotoğrafları bana atsana." Dedi, telefonumu elime alıp sınıf grubunda Aras'ı buldum. Fotoğrafları ona atınca "Attım." Diye haber verdim.

Aras gülerek "İnsan ben yaparım falan der, nezaketen." Dedi, dediğine gülüp "Hiç öyle nezaket edecek biri değilim." Dedim. Aras gülerek yerine geçerken gözlerim yanımda oturan Burak'a kaydı. Çocuğa ölümcül bakışlarını atıyordu. "Burak." Diye onu uyardım ama o kısık olan gözlerini Aras'tan ayırmadan "Sevmiyorum o çocuğu." Dedi, Burak'ın yanağına elimi koyup kafasını bana çevirmesine sebep oldum.

Öğretmen sınıfa girince bizlere test kağıdı dağıttı, binevi sürpriz sınav yapıyordu ama bunu bize anlatırken "Sadece sizin bilgilerinizi deniyorum." Diye bizi yemeye çalıştı. Bir de bizi değil bilgilerimizi deniyor.

Önüme konulan testte tek yapabildiğim adımı soyadımı yazmaktı. İlerleyen dakikalarda kağıdımın yarısını yapmıştım. Tabi doğru olup olmadığını bilemem ama yaptım bir şeyler. Burak testi bitirmiş arkasına yaslanıyordu. Ona baktığımda benim kağıdıma baktı. "İkinci soru yanlış, cevap b." Deyince gülümseyip ikinci soruyu b olarak işaretledim. Sürenin bitmesine yakın kağıdım dolmuştu bile. Burak zaten çoğuna yardım etmişti. Öğretmen bir sonraki ders sınavları okuyacağını bu nedenle sessiz durmamızı söylemişti. Teneffüs olduğunda telefona bakarak zaman kaybetmiştim.

Okul bitince biz de Giray'ın babaannesinin yanına gitmeye koyulduk. Ulaş bana öne oturmamı söyleyince bi afallamadım değil. Önde Efe'nin isteği üzerine birer şarkı açmıştım. Efe şarkıyı söylerken Burak bana baktı. "Cidden bu eziyete nasıl katlandın?" Diye sordu Burak, anlamsızca ona baktım. Ne eziyetinden bahsediyor? "Şarkı açtın ya Defne." Hee, Efe'nin şarkı söylemesinden bahsediyor. Gülerek yola bakmaya başladım.

Arabanın durması ile Burak'a baktım. "Geldik." Deyince arabadan indim. Ulaş yanıma gelip "Dönüşte ön koltuk benim." Dedi. Ulaş'a gülerek Burak'ı takip ettim. Birer evin önünde durduk. Burak zile basarken Efe saçını düzeltiyordu. Kapı açılınca Giray'ı gördüm. Arkadan "Kim gelmiş?" Diye bir soru geldi. "Bizimkiler geldi." Diye cevap verdi. "Hoş geldiniz, geçsenize." Dedi kapıdan çekilerek.

Lise: Oyun BozanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin