-GİRİŞ-

119 11 18
                                    

Medyada mevsim var umarım beğenirsiniz. İlk kitabımı yazıyorum. Yazım hatası gibi hatalarım varsa şimdiden özür diliyorum. İyi okumalar...

Bu bölüm yokolsurtuk'e gelsin😀😀yok ol sürtük

Gene bir pazartesi sabahı ve uykusuz ben. Hemen dibimde beni kaldırmaya çalışan inek ikizim. Mutfaktan bağıran bir anne ve evde ha varlığı ha yokluğu olan bi babam ve yine uykulu ben.

"Ya almira kalksana kızım saat kaç haberin varmı kalk hadi. "

Eh tabi beni uyandırmak bu kadar kolay olamaz yani.

"Almiracim beni zora kullandırma hadi bak seni bekliyorum"

" "

Yüzüme dökülen suyla yataktan fırlamam bir oldu. Su bu yani bide burnumun içine girdi. Bi hışımla yataktan kalkarken o hale başımda dikilmiş bana bakıyordu. Uykumla olan ilişkime kısa bir ara verip bana sırıtan ikizime tepkisiz baktıktan sonra esneyerek mutfağa girdim.

Annem beni görür görmez söylemeye başladı.

"Saat kaç olmuş Almira hazretleri yeni kahvaltı yapıyor. Ne zahmet ettin gelmeye ben ayağına getirirdim."

Annemin dedikleri gerçekten bunaltmaya başlayınca tabaktaki tostumu ve meyve suyumu alıp odama doğru koştum.

"Almira çabuk tostunu al ve buraya gel dökme oralara. Almirağğ kime diyorum ben. "

Annemi takmadan odama geldim. Alışkındı bana. Tostumdan bi kaç ısırık aldıktan sonra masaya bıraktım ve hazırlanmaya başladım. Rutin olarak eyeliner sürdüm ve saçlarımı açık bıraktım. Aşağıdan alminanın seslenmesiyle üstümü giyinip çıktım. Mevsimde bizle gelir okula. Açıkçası onu ikizim gibi severim. En yakın arkadaşımdı o benim. Almilayla fazla anlaşmasada benle harika anlaşıyordu.

Apar topar aşağı indiğimde servisçi kapının önünde kornasını öttürmeyi bırakmıştı. Kısa bi süreliğine derin bir nefes alıp havaya baktım. Güneşin yavaştan yavaştan yerini alması başlamıştı.

"Hadi kızım her gün senin yüzünden geç kalıyoruz. "

" Tamam Murat abicim be. "

Servise binerken saçma sapan şeyler düşündüm durdum. Nihayet mevsimin evinin önüne geldiğimde aklıma bi fikir gelmişti.

" Murat abi ben burada ineyim Mevsimle bugün yürüyerek geleceğiz biz. "

" Tamam dikkatli olun o zaman. "

Yolda mevsimi beklerken tırnaklarımı incelemeye başladım. Bi kaçı haddinden fazla uzamışti bu da çok çirkin görünüyordu. Kendi kafamda mantıksız düşüncelerle uğraşırken nihayetinde Mevsim de yanıma gelmişti. Saate baktığımda yarım saatten az bi süre kaldığını görünce sabah servis olayını bi nefeste anlatıp çekiştirmeye başladım.

Yol boyu mevsimle konuştuk gülüştük. Seviyodum bu kızı ya. Çok sırlarımız vardı birbirimizde. Kavga ettiğimiz zamanlarda dayanamaz hemen barışırdık. Kısacası benim tek dostum mevsimdi.

Okula geldiğimizde sınıflara ayrıldık. Ne yazık ki aynı sınıfta değildik mevsimle. Geçen sene aynı sınıfta olmamıza rağmen bu sene karma olduğu için ayrılmıştık onunla. Yeni sınıfımda fena değildi aslında ama kimse mevsimin yerini tutmuyor açıkçası. İlk ders ingilizce. Pazartesi gününü sevmemin tek nedeni de bu zaten. Sınıfa İsmail hoca girdiğinde her zaman ki gibi havalı girişini yapmış siyah gözlüğünü cıkarmadan başlamıştı konuşmaya.
"Good morning class"
"gud morning tiçhır"
"thank yok sitdown"
Adam halimizi hatırımı bile sormuyordu. Normalde "WhatsApp" demesi lazımdı dime ama yani yalansam bile siz bana doğru diyin. İlk iki ders boyunca kitaptan işledik. İkinci dersin sonunda hoca"bu hafta içinde yanıma bir turist getirip onunla konuşanın sözlü notuna 90 verecem" diyince aklıma neden diye sorasım gelsede sormadım. Hoca ek cümle olarak "ha eğer ben 100 istiyorum derseniz turisti kulağından çekip gelin alın benden size bi yüz. " Al işte anlamıyorum bu adam neyle besleniyor. Hayır turisti anlarımda kulağı çekilen turist nedir abi. Nerde tüm manyak hocalar go to the bizim scholl ama varya bizim scholl not scholl bizim scholl bakırköy deli tımarhanesi bacım. Tenefüs çalınca telefonumu çıkarıp mevsimi aradım. Yanına gitmeye giderim ama götüm el vermiyor işte. İçeri zili çalınca telefonu kapatıp sıranın altına koydum. Meğer üçüncü dersimiz boşmuş. Sınıfın en köşesine gidip kitap okumaya başladım çaktırmayın dergi okuyorum. Şıkılmıştım aslında ama yapacak bir şey yoktu. Mesanemin verdiği yetkiye dayanarak tuvalete gittim. Sınıfa gelirken İsmail hocayı gördüm. Ne kadar tuhaf bi adamdı ya. Gidip onunla takılayım bari dime.
"İsmail hocam"

-İlişki Durumu: KarmAŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin