SIĞINAK

37 11 4
                                    

ARKADAŞLAR, BAŞKA HİKAYELERİME BÖLÜM YAZMAKLA MEŞGUL OLDUĞUMDAN BU KİTABA PEK BOLUM YAZIP ATMA FIRSATIM OLAMIYOR. Kusuruma bakmasınız öğle değil mi?
İŞTE SİZE YEPYENİ BİR BÖLÜMCÜK DAHA.

İYİ OKUMALAR CANLARIM BENİM...

( YORUM+ VOTELEMEYİ SAKIN UNUTMAYIN. )
________________________________

İşte o efsanevi yer tamda karşımızda duruyordu. havasındaki kirlilik ve yeşilliklerin olmaması buraya ürkünç bir hava katıyordu. Sadece devasa, yaprakları olmayan ağaçlar çeviriyordu etrafı. Sanki ağaçlar her an canlanacakmış gibi duruyordu. Korkmadım desem yalan olur. Boynumdaki kolyeye dokunup içinde bulundurduğu enerjiye güvenerek adım atıyordum digerleriyle birlikte. Herkezin yüzünde aynı ifade vardı; şaşkın, sevinçli ve birazda korkmaya yüz tutmuş...

Angela koluma girip kıkırdayarak"Sana söylemiştim değil mi? haksızmıyım jane? Bu inanılmaz bir şey öyle değil mi?"

Kafamı şaşkınca sallayıp yürümeye devam ederek etrafa bakınmaya devam ediyordum.
Patronun sesiyle ben dahil herkez ona doğru döndü.
" Arkadaşlar, tamda burası yerleşmek için uygun gibi. Hemen çadırlarınızı kurun. Bu gece burda sabahlayacaz daha sonra sabah olunca da etrafı keşfe çıkarız ve birkaç araştırmalarda bulunup burası hakında birkaç bilgi ediniriz. Anlaşıldı değilmi?"
Patronun bu konuşmasıyla ilk okulda üye olduğum izcilik gününü anımsamıştım.
Sanki o günlerden birini yaşar gibiydim. Patronun bana seslendiğini Angelanın beni dürtmesiyle fark etmiştim. Düşüncelerden kurtulup kafamı salladım. " Evet, anlaşıldı efendim" dedikten sonra angelayla birlikte çadırımızı kurmaya koyulmuştuk hemen.işimiz bittiğinde herkez uyumaya çekilmişti.
Ama ben uyuyamıyordum olacak şeyleri düşündükçe, uyku tulumumla bağdaş kurup karmakarışık düşüncelere dalış yaptım.

Ne buraya gelmem gerekiyordu ne de bu bilgiyi dünyaya yaymak. Birseyler yapmalıydım kevin için, yani o ve diğerleri için. Bu bilginin herkezin öğrenmesi, onların ve tüm dünyanın hayatı tehlikenin ortasında anlamına geliyordu.
Boynumdaki bana güven veren kolyeyi tutup kevini düşünerek güzel bir uykuya dalış yaptım. Gece berrak ve sakindi, efsanedeki tehlikelere dair hiç bir iz yoktu ama bu olmayacak anlamına gelmezdi. Elbet bugün değilse de illaki başka bir gün bir şeyler ters gidecekti.

***********

Sabah birinin çığlığıyla yattığım yerden fırlamış bulunuyordum. Çadırdan çıkıp sesin geldiği yere koştum. Yerleştiğimiz yerden biraz uzakta suzın'ı görmemle yanına koştum. Korkmuş bir hali vardı. ne olduğunu sorunca " canım sıkkındı bu yüzden öylesine dolaşıyordum. Birden garip bir ses işitince korktum o kadar. Hadi burdan uzaklaşalım jane.pek fazla güvenli yer gibi gözükmüyor." demesiyle digerlerin yanına gittik. Patron şaşkınca yanımıza koşup
" iyimisiniz? Noldu size?" diye sormasıyla " Sadece bir ses işittim. Buraya gelmemiz doğru gelmiyor bana"
Patron elini suzın'nın omzuna atıp
"Sakin ol diğer arkadaşlarını telaşlandıracaksın! Hey siz üçünüz benimle gelin!" diyerek

Zac, suzın ve Austin ile birlikte geldiğimiz yöne doğru ilerlediler.
Bende çadırlarımızın oldugu yöne ilerleyip ateş yakanlarla birlikte oturan Angelanın yanına kuruldum.
Angela " suzın ne gördü böyle bir şeyler söyledi mi sana?"
Kafamı olumsuz sallayıp gökyüzüne doğru salına salına ilerleyen dumanıyla, göz alıcı alevlere baktım.
" hayır, sadece geziniyormuş, bir ses duyunca da korkmuş o kadar."
Angela tam ağzını açmış birşeyler söykeyeceken patronun sesiyle hepimiz meraklı bakışlarla ona baktık. Aramızdan biri " O ses neye aitmiş efendim?" diye sorunca herkes merakla patronun ağzından çıkacak kelimeleri bekliyordu. Patron " Büyütülecek bir şey değil çocuklar, sadece şu yakınlardaki şelalenin sesiydi büyük ihtimalle. Birşey bulamadık. Şimdi herkez toparlansın ve 10 dakika sonra karşıma toplansın. Hadi marş marş!"
Hızla Angela kolumu tutup büyük bir ağaca doğru çekiştirmeye başladı. "Angela sakin ol, ya ne çekiştiriyorsun! Bir ses ver!" ağaca vardığımızda bana hızla döndü. " Jane, birşeyler ters gidiyor gibi. Bunun farkındayım. Dünden beri içimde bir sıkıntı var. İçimden bir ses buraya gelmememiz gerektiğini söylüyordu ama ben hiçe sayıp merakıma yenik düştüm ve senide peşine taktım. Bunun için üzgünüm, herşey için çok üzgünüm, jane ben.. Ben..." omzundan tutup hafif sarstım. "Angela sakin ol. Endişelenmekten vaz geç. Sadece bir efsane o kadar, daha ne olabilir ki?"
Dolu gözlerle bana baktı. Ona baktığımda dikatimi çeken bir şey ile arkasına baktım. Arkasında bize doğru gelmekte olan duman kümesini görmemle yavaşça yaklaştım.

PATİKAN EFSANESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin