BÖLÜM 1: MASAL

278 34 8
                                    

Bir varmış bir yokmuş. Çok uzak ülkelerin birinde bir prenses yaşarmış. Ama bu prensesin üzerinde kara büyü varmış. Bu prenses birine aşık olduğunda ve aşık olduğu adam da ona aşık olursa bu prenses bir çiçeğe dönüşecekmiş. Bu büyünün etkisi ancak aşık olduğu adam gözyaşını çiçeğe damlatırsa gidecekmiş. Bu prenses bir gün bir prense aşık olmuş. Eee haliyle prens de prensese aşık olunca zavallı kız çiçeğe dönüşmüş. Aylarca hatta yıllarca prensi beklemiş. Ama prens bir türlü gelmiyormuş. Bir gün prens çıkagelmiş. Ama işin de saçma yanı bu ya prens yeni tanıştığı bir cadıyı tavlamak amacıyla çiçeği koparttığı gibi cadıya götürmüş. Zavallı prenses cadının koyduğu vazoda solup gitmiş...

" Bu nasıl bir sondur yaa." Hocanın sesiyle girdiğim gülme krizinden çıktım. Arkasındaki o itici topuzuna bakmadan konuştum. "Hocam biliyorsunuz ben bir cadıyım. Ailem sırf beni moda diye iyi kahramanlar okuluna gönderdi. Ve siz bana masal yazmamı söylediniz. Bende kendimce en uygun masalı yazdım. Bir cadı olarak kendi adıma bir mutlu son yazdım. Şimdi sorun nedir acaba?" Dediğimde hoca sinirli şekilde yüzüme baktı.
" Sorun .. sen aşka inanmıyor musun?" diye sorunca ben duyduklarımı sindirmeye çalıştım. Ne yani şimdi bana bu kırklı yaşlarında - ki o iğrenç topuzu saymıyorum bile- dar diz üstü arkadan yırtmaçlı eteğiyle ve hala evlenemeyen moruk mu soruyordu bana.
" Olmayan bir şeye neden inanıyım ki? " Dedim en saf halimi takınarak.

Tabi beni dinleyen en yakın arkadaşım gülme krizlerine girmişti. " Yaah ben sana bişe anlatırken sözümü kesme demedim mi? " Dediğimde Bella kendini toplayarak " Ne yapıyım kızım senin de çenen hiç durmuyor. Bu masalı bana 17. anlatışın farkında mısın? dedi. Derin bir off çektim.
Hala beş yıldır aynı anıları anlatıp duruyordum ona. Uzun zamandır 19 yaşındayım ve çok sıkıldım. Acaba 30 lu yaşlarda hayat nasıldır insanların gözünden diye düşündüm. Bizlerde her cadı istediği yaşında sabit kalıp kıyamete kadar o yaşta kalırlar. Cadı diyince insanların aklına yaşlı çirkin kadın gelmesinin sebebi de tam olarak bu. Yani genelde cadılar bütün yaş grubunu görmek istedikleri için 70 yaşlarına kadar normal gelişiyorlar. Sonra 70 yaşında kalıp kıyamete kadar çirkin yüzleriyle dolaşıyorlar etrafta. Ama ben her zaman ki gibi üstün zekamı kullanarak 19 yaşında dondurdum gelişimimi. Off ama beş yüz yıldır artık sıkılmaya başladım. Neyse gidiyim de bari egomu tatmin edeyim dedim ve Bella ya da diyerek evden ayrıldım.
Kendi evime gelebilmiştim hele şükür. Her neyse her zaman ki gibi şu salak aynanın önüne geçip " Ayna ayna söyle bana var mı benden daha güzeli? diye sordum. Bir kaç dakika geçti aradan yine ne oldu bu aynaya yaa artık eskisi kadar hızlı değil neyse heralde nüfüs arttığından dolayı diye düşündüm. Neyse ki çok geçmeden cevap geldi. " Hayır senden güzeli yok." Dedi. Bende saklı bir kahkaha bırakarak " Biliyorum." dedim. Ve şu salak aynanın cevap vermesini beklemeden kumandanın kırmızı düğmesine basarak sesini kestim. Şimdi başlayacaktı ki yok egoistmişim. Yok kendimi çok beğeniyormuşum. Ya ben burda dünya güzelinden bahsediyorum o gelmiş bana kendini beğeniyorum diye ya. Beni gören herkes beğeniyor. Ben beğenmişim çok mu? Offf ama şimdi hayat daha da sıkıcı olmaya başladı. Bella olmasa ne yapardım ben. Bella kim diye sorarsanız benim tek insan arkadaşım. Amerika kökenli İngiltere de yaşayan arkadaşım. Şimdiye kadar cadı olduğumu söylediğim 3 arkadaşımdan biri. Diğer ikisinden biri Koreli In ah diğeri ise Çinli Xia bin. In ah anlayışla karşılamıştı. Xia bin ise benden bile kötüydü ama cadı olduğumu öğrenince insanlara beni canavar olarak tanıttı. Câni ne olacak şimdi beş senedir Londra' dayım ve artık insanlar benden şüphelenmeye başladı yaşlanmıyorum diye. Artık buradan ayrılıp başka ülkelere gitmem lazım. Aslında hayatın artık o kadar sıkıcı bir hal aldı ki ne o salak ayna ne o eski modası geçmiş süpürge ne de o sihirler beni eğlendirmiyor. Acaba nasıl insan olunur diye merak ediyorum. Çok zor mudur ki acaba? En iyisi yarın cadılar konseyine durumu anlatmak bakalım beni neler bekliyor.

Sabah erken uyandım. Alaca karanlıkta cadılar konseyinin yolunu tuttum. Orada ki danışmandan yardım istedim. O da beni bir büyücüye gönderdi.

Çok geçmeden kocaman bir şatonun önünde kendimi buldum. İçeri girdiğimde yirmili yaşlarda aşırı yakışıklı bir adam beni karşıladı. Yanına yaklaştım." Ben büyücü Kevin ile görüşecektim." dedim.

" Buyurun benim" Ahh lanet olsun bu kadar yakışıklı büyücü mü olurmuş yaa. Her neyse söze gitmem gerek.

" Ben cadı Lessie. İnsan olmak istiyorum. diyince Kevin in kaşları çatıldı.
" İnsan olup da ne yapacaksın hem o iş o kadar da kolay değil. " dedi. Ben de bir cadılık yapıp " Sen nasıl olacağımı söyle. Ne yapacağımı kendim düşünürüm." dedim. Kevin söylediklerimle göz devirdi.

" Önce kendine aşık edebileceğim bir insan bul." diyince ben sesli bir kahkaha bırakıp " Kendime aşık edemeyeceğim bir insan yok." Dedim. O da hafif sırıtarak " Sakın bir daha sözümü keseyim deme. " Dediğinde
Bir an gözümde kendim canlandı. Gözlerimi devirip onu dinledim.

" Bu erkeği 30 gün içerisinde kendine aşık et. Yirmi gün içerisinde de o na itiraf ettir. İtiraf ettirdikten yirmi gün içinde o adamı öldürüp kanını iç. Onun geri kalan ömrü sana gelecek. Sen bu işe başladıktan sonra içinde ki cadı ölecek. Eğer bu dediklerimi yapamazsan ölürsün. Anladım mı beni haaaa unutmadan söyleyeyim bu adamı kendine aşık ettiğin zaman yavaş yavaş sihirli güçlerini kaybedeceksin." dedi ve cebinden bir kolye çıkardı." Bu kolye seni bilgilendirmek sakın bu kolyeye zarar gelmesin gelirse ölürsün. Seçtiğin adam sana aşık olunca bu kolye kırmızıya dönüşecek. Unutma süren sınırlı başaramazsan kolye çatlar ve ölüsün. İyice düşün ve gel bir kurban bulmadan da gelme. Ben de bu sırada senin için cadılar konseyinden izin alacağım. " dedikten sonra evden çıktım. Ne kadar normal birşeymiş gibi anlattı ya. Heralde başka insan olmak isteyen başka cadılar da varmış. Her neyse ben insan olmaktan vazgeçtim. Uzun iş. Hevesim kaçtı. Neyse eve gideyim bari.

Eve gittiğimde aynanın karşısına geçtim. " Ayna ayna var mı benden daha güzeli?" Diye sorunca ayna yine transa girmişti. Bir iki dakika sonra bir kız çıktı. Sevgilisiyle sarılmış bir bankta oturuyordu. Şaşkınca aynaya sordum. " Bu kim?" Ayna dalga geçercesine söyledi.
" Senden daha güzeli." İşte şimdi ipler kopmuştu. Gözüm kıskançlıktan seyiriyordu. Ayağı kalktım ve kararımı verdim. O kızın sevgilisini kendime aşık edeceğim." Yarın ilk iş İstanbul a uçucam. Bakalım beni neler bekliyor.

Selam arkadaşlar umarım ki beğenirsiniz. Yorumlarınızı bekliyorum. Şimdiden teşekkürler..

Cadı Masalı ( Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin