BÖLÜM 7 : Dostluk

54 25 4
                                    

Aras'tan..

Pişmanlık...

Bu kelime neyi anlatıyorsa dibine kadar yaşıyorum. Nasıl bu kadar düşüncesiz olabilirim. Yaptığım haksızlık benim canımı ne kadar yaktıysa eminim ki onun canını daha fazla yaktı. Ellerinin çürümesini istiyorum. Ondan o kadar şüphelenmiştim ki ona atılan iftiraya hemen inandım.

Kaç gündür ondan haber alamadım. Bekliyorum geri dönmesini sadece. Yapabileceğim başka hiç birşey yok ki.

Onu kovmamdan iki gün sonra gerçekler ortaya çıkmıştı. Sadece bir tane güvenlik kamerasını etkisiz hala getiremeyen salak kendini ele vermişti. Yüzü maskeli olduğu için polisler hâlâ onu arıyordu. Bende acı verdiğim insanı...

Gidişinin altıncı gününde ondan haber geldi. Onu aramak için adam tuttum. Onu bulduğum için üzerimden koca bir yük kalkmıştı. Sahilde bir bankta oturuyormuş. Arabaya bindiğim gibi sahile gittim. Deli gibi her yerde onu arıyordum. Onu bulmuştum. İçim o kadar rahatladı ki. Yanındakini sonda fark ettim. Çok yakın duruyorlardı. İçimde oluşan kıskançlık duygusunu bastırarak onlara doğru yürümeye başladım. O kadar konuşmaya dalmışlardı ki beni fark etmediler bile. Masal adamın yüzüne hatırı sayılır şekilde uzunca baktıktan sonra adama sarıldı. Olduğum yerde kalakaldım. Sanki hiç ayrılmak istemiyormuş gibi sarılıyorlardı birbirlerine. O anda kalbimin bin parçaya bölündüğünü hissettim. Hak etmiştim biliyorum ama yine de kendimi bu hislerden alıkoyamıyorum. Sessizce lanet savurup arkamı dönüp gittim. Yanlış zamanda bulmuştum onu. Özür dileyecektim ama onun affetmesini bile haketmiyordum.

*****

Masal'dan...
Hâlâ inanmıyorum Aras' ın da beni sevdiğine. Üzülsem mi sevinsem mi bilemiyorum. Bana aşık olması ölümümü durduramayacak. Sadece biraz daha nefes almamı sağlayacak. Ona o kadar kırgınım ki nasıl affedebileceğimi bilmiyorum. Gerçi hâlâ özür dilemeli ama.

Oturduğumuz banktan kalkıp Yiğit'in evine gittik. Yiğit'in evinde gerçekten çok rahat ediyordum. Bana bazen çok kötü davranıyordu ama beni sevdiğinden eminim. Telefonun çalma sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım. Arayan Bella idi. Hay alla ben onu nasıl unuturum yaa.

" Alo."

" Kızım kaç gündür neden hiç aramıyorsun telefonunda kapalı. Senin için ne kadar endişelendim."

" Ben hastaydım."

" Biliyorum. Ben havaalanındayım. Beni alma şansınız var mı."

" Gerçekten de geldin mi? Hemen gelip seni alacağım. Bekle orda tamam mı sakın bir yere gitme. "

" Tamam bekliyorum."

Yaklaşık üç saatin sonunda eve gelebildik. Bella'ya kısaca herşeyi anlattım. Bana çok kızdı. Başaramayacağım işlere neden bulaşmışım. Ve daha bir sürü şey.

Beni sevdiğinden adım gibi eminim. Onunla tanıştığım da 17 yaşındaydı. Annesini ve babasını kaybettikten sonra oldukça zor zamanlar geçirmişti. Londra' ya ilk geldiğimde yükseklerden şehir manzarasını izlemeyi çok seviyordum. Hatta şimdiye kadar geçirdiğim yapayalnız hayatımda tek eğelencemdi. Psikolojik bir bunalımdaydım. Yine bir gökdelenin tepesindeyken aşağı hızla düşen bir beden gördüm. Ve içimden gelen bir dürtüyle onun hayatını kurtardım. Normalde insanların hayatına burnumu sokmak gibi bir huyum yoktu ama onun pişman olma ihtimalini düşününce onu kurtardım. Gidecek hiçbir yeri olmadığından benim evimde kalmaya başladı. Daha beni ilk gördüğünde insan olmadığımı anlayacak kadar zekiydi. İlk başlarda bana pek çaktırmamaya çalışsa da benden korktuğunu anlamıştım. Ama zamanla birbirimize alıştık. Bir sürü ortak yanımızda vardı onunla. O ailesini kaybetmişti. Benim ise varlığından bile haberim olmayan bir ailem vardı ya da yoktu. Normalde cadıların annesi olur ama benim yoktu.

İkimiz de yalnızlık. Onun sığınacak yere benim ise yalnızlığımı giderecek birine ihtiyacım vardı.

Onunlayken kendimi daha mutlu hissediyordum. O da benim yanındayken güvendeydi. Ben ondan iki yaş büyüktü ama o şimdi benden üç yaş büyük. Onunla olan arkadaşlığın diğerlerinden daha farklıydı. Ondan önce bir tek Choi In Ah ile yakındım. İyi anlaşıyorduk. Cadı olduğumu bilmesine rağmen arkadaşlığımız bozulmamıştı. Ama onunla hiçbir zaman dost olamadık. Ben ona en büyük sırrımı vermiştim. Ama o bana güvenmiyordu. Hakkında sadece bir köle olduğunu biliyordum. Başka hiç bir sırrını bana vermemişti. Beş senenin sonunda Joseon dan ayrılınca benim için üzüldüğünü hiç hissedemedim. Hatta sevindiğini bile hissetmiştim. Ama ben onu o kadar çok seviyordum ki ayrılınca salya sümük ağladım. Bana sadece tek cümle söylemişti giderken.

'Bir daha sakın hiç kimseye cadı olduğunu söyleme, hiç kimseye güvenme.'

Ondan sonra ilk defa Bella'ya güvendim. Pişman mıyım? Kesinlikle hayır o benim tek dostum.

****
Merhaba arkadaşlar. Aslında bu bölümü daha uzun yazıcaktım ama daha fazla bekletmek istemedim. Gelecek bölümde Masal'dan ın ailesinden bahsedicem. Gelecek bölümde görüşmek üzere. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum..😘😘

Cadı Masalı ( Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin