5. Bölüm: Tokat

58 25 9
                                    

Gözlerine baktığımda kayboluyorum. Şimdi duygularımdan fazlasıyla eminim. Onu seviyorum. Sırf o yaşasın diye ölmeyi göze alabilirim. Onun yanında kalmak istiyorum. Onunla olmak istiyorum. Onun yanında biraz daha fazla kalmak için herşeyi yapabilirim.

" Geç kaldın neredeydin."

" Bi arkadaşımdaydım."

" Tamam."
Sonra gazetesini okumaya devam etti.
Bu kadar mı yani tamam. Kızmıyor bile. Sinirlendiriyor beni,ben onun için hayatımdan vazgeçtim. O benimle ilgilenmiyor bile. Gittim yanına oturdum. Zaten az bir zamanım vardı. Bu zaman da ona yapışıp kalmak istiyordum.

" Bundan sonra kovsan bile gitmem." dediğimde anlamayan gözlerle bana bakıyordu.

" Nedenmiş o?"

" Çünkü seni seviyorum." bana dehşetle bakıyordu.
" Sen sarhoş musun?"

" Hayır gayet aklım başımda. " Susup gazetesine döndü. Dayanamayıp devam ettim.

" Sadece iki hafta yanında kalmama izin verir misin. Ondan sonra kendim sessizce ortadan kaybolucam. Lütfen."

" İş ve özel hayatı karıştırmıyorum. Eğer işini iyi yaparsan istediğin kadar olabilirsin burada." diyince kendimi tutamayıp sarıldım.
" Yah. Laubalilikten hoşlanmam." Diyip beni itti. Ama onu bırakmayacaktım. Bırakamam. Omzuna kafamı koyup gözlerimi kapattım. Huzur denen şey ne kadar da farklıymış. Beni sevmese bile yanındayken mutluydum. İki hafta sonra ölecektim ama onun yanında mutlu olarak ölecektim.
Başımın altındaki bedenin verildiğini hissettim. Sonra başımı kaldırıp yüzüne baktım. Ne kadar da kusursuzdu öyle.

" Seni seviyorum." diyip kaçarak yukarı geçtim. Mutluydum. İçimde hiç birşey kalsın istemiyorum. Onunla güzel olan çok şey yaşamak istiyorum. Zamanım ne kadar kısıtlı olursa olsun istediklerimi yaşamak istiyorum. Bu düşüncelerin arasında uykuya daldım.

Sabah uyanıp hemen hazırlandım. En güzel parfümlerden sıktım. En güzel elbiselerden giyindim. Aşağı indiğimde kahvaltı yapıyordu. Yüzüme bile bakmadı gıcık. Geçip yanındaki sandalyeye oturdum. Ben yemeğimi rahatlıkla yedim ama o önündeki yemekle oynayıp duruyordu. Oh olsun aç kalsın da görsün gününü. Derin nefes alıp sıkıntıyla verdi. " Afiyet olsun." diyip masadan kalktı. Bende peşinden kalkıp yanına gittim.  Muhtemelen beni yapışkan gibi görüyordur. Sanki yapışkandan ne farkım varsa. Arabayı bugün o kullanıyordu. Ben normalde arka koltuğa oturuyordum. Ama bugün ön koltuğa oturdum.

" Şirkette elini tutabilir miyim?"

" Sen kendini ne sanıyorsun. Biz sevgili falan değiliz. "

" Olsun yine de tutmak istiyorum. "

"Saçmalama kovulmak mı istiyorsun sen?"

Sadece sustum. Tutsam kovar mıydı ki acaba.

Şirketin önünde durduk. Arabadan önce ben indim. O da inince elini yakalayıp sıkıca tuttum. Herkes bana bakıyordu. Aras da dahil. Aras sinirle yüzüme bakıyordu. Ben de ona dönüp " Kovsan bile gitmem demiştim." dedim pişkince sırıtarak. Yüzünde hafif. Bi tebessüm oluştu. Sonra beni kendine iyice yapıştırarak " Sen istiyorsan öyle olsun." dedi ve kolunu boynuma attı. Kendimi bir kaltak gibi hissetsem de mutluydum. Beni sevmeyecekti. Ama hislerime kaşrı gelemiyordum.

Son 15 gün. Onunla geçirebileceğim. son on beş gün.

Aras şirkete girdiğinde ben yine kapıda onu bekledim. Her zaman ki gibi Öykü yanıma geldi. Delici gözleriyle bana bakıyordu.

" Aras' la birlikte misiniz."
Şimdi hiç onunla uğraşamayacağım.

" Seni ilgilendirmez."

Cadı Masalı ( Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin