Bölüm 2 : Görev Başlasın

125 30 3
                                    

"Benden daha güzeli mi? Ya sen kafayı mı yedin şimdi mi söylenir bu. Beş yüz yıldır ilk defa benden daha güzeli çıktı. Salak ayna seni çöpe atıp yenisini alacağım. Görürsün sen yelloz seni." diye sinirle döküldüm. Ayna bana dehşetle bakıyordu. Sıkıntıyla ofladım. Birden kıza sarılan adam dikkatimi çekti. "Bayağı yakışıklıymış yaaa. Tüh yazık oldu şimdi o yakışıklı yüzüne." dedim ve sinsice gülümsedim. Kararımı işte tam o anda verdim. Avımı bulmuştum insan olmak için. Evden apar topar çıktım. Etrafı kollayarak süpürgeme bindiğim gibi Kevin' ın evine gittim. Kapıyı hizmetlilerden biri açtı. Hemen beni içeri aldılar. Belli ki geldiğimden Kevin' ın haberi vardı. Her neyse yine o yakışıklı adamın karşısında idim. Hiç beklemeden söze atıldım. " Avımı buldum. İnsan olacağım." diyince bana göz devirip karşı tarafta duran her tarafından esrarengiz fışkıran dolabın yanına gitti. Bana bir iksir verdi.

" Bu iksiri seçtiğin kişinin karşısına çıkmadan iç. İçtiğin anda ölümün başlayacak. Toplam sekiz ölüm gerçekleşecek. Son ölümünde o adamın kanını iç. Kanını içince onun hayatı sana geçecek. Ve sen insan olacaksın. Unutma ki seçtiğin kişinin sana aşık olması gerekir. " dediğinde dayanamadım.
" Neden aşık olması gerekiyor ki? Sıradan bir insanın da kanını içip insan olabilirim." dediğimde yüzüme bakıp alayla karışık gülümsedi.
" Sen benim için hayatını feda eder misin?"

" Ne münasebet canım."

"İşte tam da bu yüzden söylüyorum. Adam sana canını kendisi teslim edecek. Sadece sen hançeri saplayacaksın onun buna izin vermeden hançeri saplaman imkansız. Buna da ancak aşık adam izin verir. Haa hemen cadı olduğunu o adama söyleme, söylersen senden korkar. Sana aşık olduktan sonra söyle. Durumu oldukça dramatik duruma getir ki gaza gelip sana canını versin. Sen de onu seviyormuş gibi davran. Yoksa karşılıksız aşka kimse canını vermez." dediğinde biraz ürperdim. Göz göre göre katil olacaktım. Kevin' ın konuşmasıyla dikkatimi ona verdim.
" Ha bu arada benim seni sürekli izlemem gerekiyor. Cadılar konseyinin kararı. "

" İyi de benim seçtiğim adam İstanbul' da yaşıyor."

'Hay aksi o zaman benim de oraya gelmem gerekiyor. "

Daha fazla nedeni kurcalamamaya karar verdim. Onaylayıp ordan ayrıldım. Direk Bella ya gittim. Şansım varmış ki Bella evdeydi. Boğazımı temizledikten sonra herşeyi ona anlattım. Canım arkadaşım ağlıyordu. Kıyamam sana ya.

" Kuzum yapma benim işimi de zorlaştırıyorsun. Hem biliyorsun sadece birkaç ay sonra insan olacağım. O zaman hep birlikte olup birlikte yaşlanacağız. " diyince yumuşadı.

" Söz ver beni arayacaksın. Sürekli anlatacaksın. Tamam mı?" Onaylarcasına kafamı aşağı yukarı salladım.

"Hem sen de İstanbul' a gelirsin orada yaşarız. Ben oraya çok gittim. Çok güzel bir şehir." Diyince o da beni onayladı.

" Lessie.." dediği anda ses sonundaki endeşeyi anladım.
" Şimdi diyelim ki o adamı kendine.aşık edemedin o zaman ne olacak?" dediğinde güzüme kendimden emin bi gülümseme yerleştirdim.
" Yaa. Sen arkadaşına güvenmiyor musun? Merak etme başaracağım. " diyince Bella hâlâ ikna olmamıştı.
" Peki.. o seçtiğin adam.. onu öldürebilecek misin zamanı geldiğinde?"
Bu sorunun cevabını vermedim Bella ya. Nedenini bile bilmiyorum. Onu gözlerim kapalı öldürebilirdim. Ne de olsa ben bir cadıyım. Cadılar kötü olmaz mıydı ki? Tabi ki kötü olurdu. Bazen kendimden nefret etmeyi başarabiliyordum. Daha fazla bunları düşünmek istemiyordum. Bella ya veda edip oradan ayrıldım.

Kevin' ın evinin önüne gelince beklemeye başladım. Kevin geldiğinde jilet gibi giyinmiş vaziyette karşımdaydı. Memnun olarak gülümsedim. Ve hissediyordum Kevin bana iyi bir dost olacaktı. Sözleriyle kendime geldim.

Cadı Masalı ( Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin