4. BÖLÜM : İlk Heyecan

58 26 8
                                    

Masal'dan...

Ne oldu ki biden bu adama. Ahh sanırım güzelliğini keşfetti. Off şu erkekler güzel kız gördü mü neden hep yavşamak zorunda. Off zaten adamın suratına kustum.
Kafamı sağa sola salladım.
Ben de hemen coşuyorum aptal gibi zaten bana aşık olsaydı kolye yanardı. Bu adamın tek hareketi bile gururumu okşamaya yetiyor. Her neyse odaklanmalıyım artık. Arkamı birden dönünce sert bir duvara çarptım. Kafamı kaldırdığımda duvar değilde Aras olduğunu anladım. Saygıyla kafamı eğip " Afedersiniz. " dedim.

" Aa biz senle ne konuştuk. Sizi kaldıralım artık. "

Sakin ol Masal sakin senin amacın zaten bu adama yakınlaşmak değil mi?

" Afedersin. O zaman." dedim yüzüme küçük bir tebessüm yerleştirerek. O da bana gülümsedi ve yanımdan geçti. Arkasından büyülenmiş bir şekilde bakarken bana öldürecekmiş gibi bakan Öykü ile karşılaştım. Ayağındaki topuklu ayakkabılarla pat küt ses çıkararak yanıma geldi.
" Merhaba" dedi hafif gülerek. Ben de baş selamı verdim ona karşılık.

" Aras la yakınsınız heralde."

" Onun korumasıyım. Yakın olmak işim benim."

" Aras ile bizz..." Aras' ın arkadan Masal diye seslenmesiyle sustu. Öfkeli bakışlarıyla Öykü' ye bakıyordu. Hızlı adımlarla yanıma gelip elimden tuttu ve peşinden sürükleyerek kendi odasına soktu.
Eliyle başını ovaladı. Biraz sakinleştikten sonra bana döndü.

" Bir daha sakın Öykü ile herhangi bir muhabbete girme. İkimizi bir arada görmek istemiyorum. "

" Afedersiniz ben sizi sinirlendireceğimi düşünemedim."bu sözümü söylerken korkumu gizleyemedim.

" Tamam çıkabilirsin."

Off bu adam beni deli edecek. Zaten hala kolyede tık yok.

Bıktım yaa nereden de geldi aklıma insan olmak. Neden ben diğer cadılardan farklıydım. Hani düşünce tarzım farklı en başta. Beni tanıyan herkes de öyle der. Ama şimdi anlıyorum ki ben de onlar gibi olacağım. Kötüyüm. Sırf kendi anlık zevklerin için gözümü kırpmadan karşımdakilere zarar verebilir duruma geldim. Kötü olmayı sevmiyorum ama yine de kendimi kötülük yapmaktan alıkoyamıyorum. Üzerimdeki lanetten kurtulamıyorum. Kurtulmak için bile başkalarına zarar vermem gerekiyor.
Hemen böyle de pes ederim işte. Her neyse Yiğit' e gidiyim bakalım acaba o ne yapıyor.

******

Çok geçmeden Yiğit'in evinin önüne geldim. Bahçeden tam içeri girecekken karnında oluşan amacıyla yere çöktüm. Gözlerim karardı. Bağırmak istiyordum ama bağıramadım. Sanki ölüyordum. Gözlerimi hafif araladım Yiğit i görünce biraz rahatladım. Sonra ayaklarım yerden kesildi. Ardından kocaman bir boşluk.

*******
Yiğit'ten...

Masal'ı yerde kıvranırken gördüğümde çok korktum. Ama sonra anladım ki ilk ölümü gerçekleşiyordu. Biraz bekledim. Bayıldıktan sonra kucağına alıp kendi yatağıma koydum. Bu kız çok aptal yaa. Bir de zekiyim egosu var ya... Gerçekten bazen çok sinir bozucu olabiliyor.

Cadılar normalde asla kendi keyiflerinden taviz vermezler. Bir kişiye zarar vermek isteseler kendilerini durduramazlar. Ama Masal farklıydı. Neredeyse onu yüzyıldır onu tanıyorum. İlk başlarda onun dik başlı duruşu, egoist egoist konuşmaları tam bir cadıya yakışır hareketlerdi. Ama tanıdıkça gördüm ki o cadoloz hareketlerinin altında iyi bir kalp yatıyordu. Beni hatırlamaması normaldi, yüz sene az bir zaman değildi. Hem ben o zamanlar daha on iki yaşında çocuktum. Yimi altı yaşında dondurdum gelişimimi. Masal'ın kıpırdanmaya başlamasıyla tüm dikkatimi ona verdim. İlk ölümünü atlatmıştı. Git gide ölümleri daha zor daha acılı olacak. Ne kadar kabul etmek istemesem de onun için endişeleniyorum. Bu kız bir insanı öldürebilecek kadar çok insan olmak istiyor mu acaba ya da sonraki ölümlerini atlatabilir mi? Merak ediyorum bu kızın sonunu. Keşke ona bunun mümkün olmadığını söyleseydim. O zaman belki daha az acı çekerdi. Masal'ın sesiyle kendime geldim.
" Ne oldu bana?"

" İlk ölümün gerçekleşti."

" Hepsinde bu kadar acı çekecek miyim?"

" Hayır. Daha fazla acı çekeceksin. "

" Geri dönüşü olmayan bir yoldayım de mi?"

Umutsuzca başını öne eğdi. Şimdiden vazgeçmişti sanırım. Keşke onun için yapabileceğim bir şey olsaydı.

" İki hafta oldu kolyenden bir haber yok. Ne oldu hani kendine aşık edemeyeceğin kise yoktu?"

Nedenini bilmiyordum ama onu sinir etmek istemiştim. Başarmıştım da.

" Yaah. Daha iki haftam daha var. Hem bana aşık olması yakın. Beni yemeğe bile çıkardı. Gerçekten çok kibar biri. "

Sinirlenme sırası bana geçti.

" Yemeğe çıkarmakla sana aşık olacağını mı sanıyorsun? Kesin senin güzelliğinden etkilenmiştir. Unutma sana aşık olması lazım. "

" Offf iki haftada benden etkilenen adam bir ayın sonunda da aşık olur. "

Ne kadar da aptal yaa.

" Sen hâlâ iyileşmedin mi git kendi evine. "

" Yaa beni kovuyor musun şimdi. "

Kolundan tutup çeke çeke kapının önüne görürdüm.

" Aynen kovuyorum." dedim ve kapıyı yüzüne kapattım. Arkadan kapıya vurarak bana söz sayıyordu.

" Bunun hesabını vereceksin. Pis herif."

******
O Yiğit serserisine gününü göstermek isterdim ama şimdi Aras' ın yanına gitmem lazım. Zaten gev kaldım. Kesin azar yiyeceğim şimdi. Koşarak eve gittim. Aras kapının önünde oturmuş gazete okuyordu. Beni fark etmedi. Sessizce onu izledim. Bir insan gazete okurken bile bu kadar mükemmel olabilir mi ya. Kafasını kaldırdığında göz göze geldik. Yüzümün yandığını hissettim. O anda anladım ki ben bu adamın canını asla alamazdım. Onu kendime aşık etmem gerekirken ben ona aşık oldum.

4. Bölümün sonu..

Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum. Şimdiden teşekkürler. Umarım beğenirsiniz. Görüşmek üzere. Öpüldünüz..😘😘

Cadı Masalı ( Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin