1. Bölüm

13K 510 53
                                    

Josephine öfkeyle soldu. Birkaç saatliğine arkadaşlarıyla bir şeyler içmeye gitmişti ve annesi ortalıkta yoktu. Gözlerini sımsıkı kapattı ve parmaklarının arasındaki notu sıkarken güçlükle yutkundu. Eli ayağı korkunç bir titremenin eşiğine gelmişti. Notu evin içinde kalan mobilyaların arasına attı. Eldivenlerini ve şapkasını koltuğun üzerinden alarak evden çıktı. Arabaya doğru yürürken çabucak şapkasını bağladı ve eldivenlerini eline geçirdi.

Arabacı olacaklardan haberdarmış gibi hala kapısının önünde bekliyordu. Bir bakıma biliyordu da, küçük hanımı arkadaşına bıraktıktan iki saat sonra Baronet onu çağırmıştı. Kapıyı açtı, nereye gideceğini sormadı. Yüzünden ne istediği anlaşılıyordu. Koltuğuna yerleşti ve kırbacını şaklattı.

Josephine görkemli binanın önüne geldiklerinde arabacıyı beklemeksizin arabadan indi ve kapıya doğru yürüdü. Kapıda bekleyen iki adam artık onun ani baskınlarına ve annesini kumar masasından toplamasına alışkındı. Bunu sessiz sedasız yapmasına karşın ona zorluk çıkarmadan kapıyı açıyorlardı.

"İyi akşamlar, leydim," dedi kapıyı açan sarışın. Josephine hiçbir şey söylemeden küçük burnunu havaya kaldırdı ve dudaklarını aşağı doğru sarkıtarak içeri girdi.

Puro dumanıyla kaplanmış alkol kokulu ortam midesine kılıç gibi saplanmıştı. Flörtleşen kadınlar ve erkeklerin arasında üst kata doğru yürüdü. Otuz merdiveni asaletinden zerre eksiltmeksizin tırmandı.

Üst kata çıktığında gözleri annesini her zamanki masasında aradı ancak yerinde başka bir adam oturuyordu. Gözlerini kısarak etrafı süzdü ancak annesi hiçbir yerde yoktu. Hem korku hem de rahatlama göğsünün ortasından tüm vücuduna yayıldı. Her zamanki masaya doğru yürüdü, kartları dağıtan adam ile göz göze geldi.

"Baronet Casilda bu gece gelmedi mi?" diye sordu sesinin tonlamasını güçlü tutmaya çalışarak.

"Geldi ancak şu an özel odada, Kont Rivastigmin ile oynuyor," dedi.

Josephine oyundan anlamasa da Kont Rivastigmin'in kim olduğunu biliyordu. Bu güne kadar asla yenilmemişti. Acımasızlığıyla ve gücüyle tanınıyordu. Birçok kadının -özellikle de en yakın arkadaşının- gözde bekarı olmasına rağmen Josephine ondan neredeyse nefret ediyordu.

"Neredeler?" diye sordu.

"Karşıdaki koridoru takip edin, sondaki oda," dedi. Josephine adama teşekkür ederek üzerine takılan yılışık bakışların arasından koridora girdi. Her odadan değişik sesler geliyordu. Kimisi öfkeli, kimisi neşeliydi ancak onun olduğu odada çıt çıkmıyordu.

Josephine nezaketi bir köşeye atarak kapıyı sertçe araladı. Odadaki tüm gözler üzerine dönerken o tek bir tanesine kenetlenmişti. Masanın başında, elinde kartlarla ona çevrilen bir çift siyah gözle karşılaştı. Dudakları öfkeyle kıvrılırken yumruklarını sıktı.

Annesi arkasını döndüğünde mavi bakışları ürperti doluydu. Terlediği için şakaklarındaki makyajın bir kısmı çizgiler halinde akmıştı "Anne," diye sızlandı Josephine.

"Beni dışarıda bekle," dedi ve önüne döndü.

"Hayır," dedi üzerine dikilmiş bir çift siyah bakışlarında farkında olmadan "Hemen şimdi o masadan kalkıyorsun ve eve dönüyoruz."

"Josephine, dışarı çık," diye gürledi, zil zurna sarhoş olduğu her halinden belliydi.

"Anne...-"

"Josephine, bir hanımefendi gibi davran, annenin sözünü dinle ve dışarı çık,"

Ona doğru yürürken "Bu gece hanımefendi değilim Baronet Casilda ve siz bu masadan kalkana kadar hanımefendi olmayacağım," dedi.

Kont Rivastigmin "Baronet," diye seslendiğinde annesi ve kızı aynı anda bakışlarını ona çevirdi. Baronet bakışlarını masada, Kontun önünde açılmış kağıtlara indirirken bakışları hüzünlendi. Bu sırada Kont gözlerini karşısındaki genç Josephine'in üzerinde gezdiriyordu. Göz göze geldiklerinde genç leydi ona ters bir bakış attı ve annesinin kolunu tuttu.

"Hadi gidelim," dedi kolunu çekiştirirken.

Kont bir kolunu sandalyesinin kolçağına yaslarken "Bir el daha iyi olmaz mıydı, Baronet? Ne de olsa şans oyunu, ilk elde olduğu gibi belki de sonuncuda talihiniz yüzünüze güler," dedi. Josephine Kont'un sesini şeytanın sesine benzetti. Kendisi ete kemiğe bürünmüş şeytan bile olabilirdi.

"Hiçbir şeyim kalmadı," diye sızlandı Baronet parmakları arasındaki konyak bardağını sımsıkı kavrarken "Elimde ne var ne yoksa aldınız!" diye bağırdı ve sımsıkı tuttuğu bardağı yere fırlatıp konyağın ahşaba, kızının üzerine ve etraftaki Kont'un korumalarının üzerine sıçramasına aldırmadan.

Kont acımasız gülüşünü yüzüne yerleştirdi "Henüz değil, Baronet," dedi ve sırıttı "Bir el daha oynayalım. Kazanırsan buraya ayak bastığın andan itibaren kaybettiğin her şeyi size geri ödeyeceğim," dedi.

"Anne," diyerek araya girdi Josephine "Hayır," diyerek onun kolunu çekiştirdi.

Baronet'in yüzü aydınlanırken Dükün bakışları daha da perçemlendi "Ama eğer kaybedersen kızını istiyorum." dediğinde Jospehine annesinin kolunu çekmeye son verip sırtını dikleştirdi.

"Siz aklınızı mı kaçırdınız?" diye sordu Kont'a.

Kont göz ucuyla ona baktı ve tekrar Baronet'e döndü "Ne diyorsunuz, Baronet? Elbette her şeyinizi bırakıp şu kapından çıkabilirsiniz ya da beni yenme ihtimalinizin yüksek olduğu bir ele oturabilirsiniz,"

Baronet kızına döndü "Kazanabilirim," diye fısıldadı kızına doğru.

Aynı ses tonuyla Josephine karşılık verdi "Hayır, kazanamazsın. Sen hiç kazanmadın, anne," dedi.

"Kazandım. Bu gece ona karşı bir el kazandım, yenilmez adamı bir kere yendim. Yeniden yenebilirim, Josephine,"

Josephine hırlarcasına nefesini verdi "Burada zekanla ya da bilek gücünle savaşmıyorsun," diye bağırdı "Şans bu. Şans. Şansın kelime anlamını biliyor musun, anne?"

"Evet," dedi ve ona sırtını dönerek masaya oturdu "Bu gece bana bir kez uğradı, tekrar da uğrayacak," dedi ve Kont'a "Varım," dedi.

Baronet yenildi.

Josephine annesinin yenileceğini daha kartlar dağıtılmadan hissetmişti ancak tüm bunlara rağmen arkasında dimdik durmaya kararlıydı. Annesi masanın üzerine hıçkırıklarla çökerken eteklerini topladı.

"Bundan sonra seninle bir saniye bile yüz yüze gelmek istemiyorum Baronet -özür dilerim Bayan Casilda," dedi ve arkasını dönüp kapıya doğru iki adım atabildi. Üçüncü adımda kapının iki yanındaki iri cüsseli adamlar bedenleriyle kapıyı kapattı.

"Genç Leydi, aklınız bir karış havada," diye söze girdi Kont. Dudakları kendini beğenmiş tınısıyla kıvrılırken "Bahsimizi hatırlatmak isterim," dedi. Ellerini pantolonunun ceplerine atarken Josephine tırnaklarını avucunun kaba etlerine batırdı.

"Genç Leydime arabaya kadar eşlik edin,"


Yeni kurgudan selamlar! Uzun zamandır ıskartaya duruyordu, dedim ben bunu paylaşayım Annabelle & the Beast tamamlandıktan sonra devam ederim. Oy vermeyi ve yorum bırakmayı unutmayın!

Varja 🔰

Varja 🔰

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kupa Kızı | Kraliyet Düşmanları Serisi - 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin