Bu bölümü bitanecik arkadaşım Murathan'a adıyorum:) Umarım beğenirsiniz. Yorum ve oylarınızı bekliyorum. :)
Mert ve Pelin'i gerçekten merak etmeye başlamıştım. Onları arıyordum ama bu gürültüde Mert'in telefonunu duyması imkansızdı. Aradan 5-10 dakika geçtikten sonra telefonum çaldı. Arayan Mert'ti. Hemen telefonu açtım.
"Alo, Mert nerdesin?"
"Nehir" dedi ve kapattı. Sesi hiç de iyi gelmiyordu. Bu gürültüde onu bir daha ararsam açtığında sesini duyamayacağımı biliyorudum.
Bir kaç dakika sonra Burak' da yanıma geldi.O da telaşlanmıştı.
"Mert beni aradı az önce ama hemen kapandı,sesi çok kötü geliyordu. Burak ya bir şey olduysa." dedim ve Burak ' a üzgün bir şekilde baktım.
"Merak etme bir şey olmamıştır. Buluruz onları şimdi. Tamam mı? " dedi beni teselli etmek istercesine.Kafamı evet dercesine salladım.
"Bir de dışarı bakalım mı?" dedim umutsuzca. Son çare olarak aklıma orası gelmişti.Burak'da onaylamıştı.
Dışarı çıktığımda ilk yaptığım iş Mert' i aramaktı. Mert'i aradığımda telesekreter çıkmıştı.Sanırım şarjı bitmişti.Son olarak arka bahçeye gittim ve Mert oradaydı.Yerde yatıyordu. Ağzı burnu kanlar içindeydi. Hemen " Buraaak" diye bağırdım. Burak koşarak yanıma geldi. Mert'i görünce
"Ne oldu, kardeşim?Nehir kolundan tut, hastahaneye götürelim." dedi.
Mert nefes nefese
"Pelin.." dedi.
Konuşmakta zorluk çektiği her halinden belliydi.
Burak " Daha fazla yorma kendi kardeşim." dedi.
Mert'i ayağa kaldırdık ve arabaya bindirdik.Burak son süratle bizi hastahaneye götürdü. Mert'i indirdik. Hemşireler hemen yapılması gereken işlemleri yaptılar. Biz bu sırada Burak'la hastahane işlemlerini hallediyorduk. Mert' in yanına geldiğimde konuşabilecek durumdaydı. Hemen sordum
"Pelin nerede?"
Mert derin bir nefes aldıktan sonra anlatmaya başladı. Bu sırada Burak'da yanımıza gelmişti.
"Ben içki almaya gittiğimde Pelin'de tuvalete gidiyordu.Pelin aniden dengesini kaybetti ve konuşmuşluğum olmayan fakat siması yabancı gelmeyen bir çocuk Pelin'i tuttu."
Derin bir nefes alarak devam etti.
"Aralarında konuşma geçti fakat duyamamıştım.Sonra Pelin, çocuğu bütün gücüyle itti fakat çocuk devrilmedi ve bir hışımla Pelin'i kucağına aldı.Ben de koşarak Pelin'in yanına gittim.Çocuğa ' Ne oluyor burada?' dedim. Çocuk ' İstediğimi almaya geldim.' dedi. Bende 'Eğer bu dünyada herkes istediğini alsaydı-" derken sözümü kesti ve 'Off! Yeter be, çekil önümden!' dedi.Pelin'i yere bırakıp beni ittirdi. Ben de 'Vayy , kavga ha? Tamam o zaman! Dışarıda halledelim.' dedim.Çocukla dışarı çıktık ve dövüşmeye başladık."
Bir kez daha derin bir nefes alarak,
"En son hatırladığım yüzüme bir yumruk yiyerek yere düştüğümdü.Tabi biz kavga ederken Pelin bizi ayırmaya çalışmıştı.Ben ' Git.' dedikçe 'Hayır,seni burada bırakamam.' dedi.Yere düştüğüm anda çocuk Pelin'i aldığı gibi arabaya bindirdi ve yola devam ettiler.
Son bir kez derin bir nefes alarak,
"Özür dilerim, kardeşim." dedi.
Burak' da "Önemli değil kardeşim, üzme kendini, toparlanmaya bak." dedi fakat gözlerinde alev çıkıyordu.Bana dönerek
" O piçi geberteceğim." dedi.
Sonra düşünür gözlerle Mert'e baktı.
"Mert son bir şey daha soracağım, çocuğun tipini hatırlıyor musun?"
" Evet, sanırım. Açık kahve saçlı, ela gözlü, uzun boylu bir çocuktu."
"Biliyorum o piçi, daha önce de Pelin'e yavşamıştı. Yok efendim, Pelin'i üniversitenin ilk gününden beri seviyormuşmuş da unutamamışmış da. Daha önce sadece laf dalaşı ve bir yumrukla kalmıştı ama bu sefer onu öldüreceğim." dedi.
Ne yapacağımı bilememiştim. Gidip Pelin'i mi aramalıydım, Mert'le mi ilgilenmeliydim yoksa Burak' ı mı sakinleştirmeli miydim? Kafam gerçekten çok karışmıştı. Burak'ın gözlerinin içine baktım ve
" Onu gerçekten seviyorsa ona asla zarar vermez, bundan emin olabilirsin." dedim.
Mert'e dönüp
"Hayatım, Pelin'e bakmaya gitsem bana kırılmazsın değil mi?" dedim.
Bana "Hayır." dercesine kafasını salladı.Ardından
"Güzel haberlerle dönün." dedi.
Burak'la yola çıktık. Ilk gittiğimiz yer bar oldu.Barda Burak çocuğu görenler olmuş mu diye gördüğü herkese sormuştu. Sadece 1 kişi görmüştü ve o da onların sağa tarafa gittiğini söyledi.Arabanın siyah bir Audi olduğunu söyledi.
Bardan çıkarken Burak'ın telefonu çaldı.
"Alo." dedi karşıdaki ses.
"Alo, siz kimsiniz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bu Bana Yapılır Mı?
RomansaHayatımda her şey çok güzeldi. Sevgilim ve en yakın arkadaşımla aynı üniversitedeydim. Yaşamımdaki her şey güllük gülistanlıktı. Ta ki en "yakın" arkadaşım Pelin'in doğum gününe kadar... 6 senelik arkadaşımdan böyle bir ihanet yiyeceğim aklımın ucun...