Ne kadar istemesemde yatağımdan kalktım. Banyoya girip rutin işlerimi tamamladım ve çıktım. Dolabımın başında ne giyeceğimi düşünüyordum. Okulun ilk günü ne giyilebilir ki? Çok abartılı giyinmek istemiyordum. Çokta sade olsun istemiyordum. Ay bide okulun ilk günü formayla mı gideyim? Sonra fazla abarttığımı düşünüp günlük giysilerimi geçirdim üzerime. Siyah şortumu giyip üstüne beyaz tişörtümü giydim ve belime siyah beyaz kareli gömleğimi bağladım. Çantama gerekli malzemeleri koydum. Saçıma da uygun bir şeyler yaptıktan sonra hazırdım.
Aşağı indim ve mutfağa yöneldim. Herkes kalkmış ve masaya geçiyordu. Bende masaya doğru yöneldim. Abim beni baştan aşağı süzdü. Kaşlarımı havaya kaldırdım. Acaba neden böyle baktı?
"Kahvaltını hemen yapta üstünü değiştir." ama niye ya bunları bulana kadar canım çıktı.
"Bence gerek yok ben kahvaltımı yapıyım çıkalım." değiştirmeye hiç niyetim yok.
"Esma! Böyle okula mı gidilir kızım? Hatta böyle dışarı bile çıkılmaz. Bi erkek sana baksa onu ne yaparım biliyor musun? Ya da ben sana bakanların hangi birisine yetişeceğim?"
"Ya abii. Ay çok gezmem zaten. Otururum yerimde kalkmam ayağa. Arabayla gidip geleceğiz zaten. Hemde sen benim yanımda durunca bana kim baksın ki?"
"İyi Esma ben bir şey demedim. Nasıl biliyorsan öyle yap kardeşim. Ama sana bakan çocuğu döverken onu elimden almaya kalkmayacaksın."
"Tamam abi nasıl istersen öyle olsun. Hadi kahvaltımızı edelim." elimdeki ekmeğe tereyağı bal sürüp abime uzattım. Abim gülümseyerek aldı ve yemeye başladı.
Kahvaltımızı ettikten sonra abimle çıktık. Abimin arabasıyla gidecektik okula. Ben her saniye daha da heyecanlanırken abim heyecanımı anlamış olacak ki beni cesaretlendirmek istercesine konuştu.
"Heyecanlanmana gerek yok güzelim. Sen hemen kendine arkadaş çevresi kurarsın, biliyorum ben seni. Sıcak kanlısındır, iyi kalplisindir, safsındır. Böyle cıvıl cıvıl bir kızsın. Yeteneklisin de." dedi gülümseyerek ve göz kırptı.
"İyiki varsın abi." dedim ve uzanıp abimin yanağından öptüm.
Biz böyle konuşurken okula geldik. Arabadan yavaş yavaş indim. Abimin koluna sarıldım biraz. Korkuyordum. Gerçekten korkuyordum. Ya beni sevmezlerse? Ya dışlanırsam. Ya sakar olmamdan dolayı yine benimle dalga geçer ve beni istemezlerse? Bu düşüncelerim çok çocukça olabilir. Ama ben sakar bir insan olduğum için hayatım boyunca hep bunları yaşadım. Burada da yaşamaktan korkuyordum.
Düşencelerimden sıyrılıp abimin yanında yürümeye başladım. Abim beni çok iyi anlıyor. Her zaman sanki aklımı okuyormuş gibi konuşuyor. Şimdi de beni anlamış olacak ki gözlerimin içine o mavi gözleriyle baktı ve cesaret verircesine tuttu elimden. Gerçekten cesaret vermişti.
Birlikte okulun içerisine girdik. Gözler bize dönmüştü. Abim beni sınıfımın önüne getirdi. Bende cesaretimi toplayıp kapıyı açtım. Bir anda bütün ses kesildi. Herkes bana baktı. Yanaklarımın kızardığını hissedebiliyorum. Bende gözlerimi onlarda gezdirirken.. Bir çift göz gözlerime takıldı. O da burada. Gerçekten o burada. Gözlerimi ayırmadan ona bakıyordum. Mavi gözleri, sarı saçları.. Bu o. Adını bile bilmediğim ama ilk görüşte etkilendiğim çocuk. İlk görüşte gözünün mavi tonunda kaybolduğum çocuk. Bu sefer gerçekten şans yüzüme güldü. Benim ya benim. Şans diyorum. Ben diyorum.
Çocuk tek kaşını kaldırmış bana bakıyordu. Sanırım ona bakmamdan rahatsız oldu diye düşünerek gözlerimi kaçırdım. Herkes bana bakmayı kesip yerlerine oturduklarında bende geçip boş bir yere oturdum. Önümüzdeki kızlar konuşurken dersin başlamasına az kaldığını öğrendim. Kapı açıldı. İçeri çok tatlı bir çocuk girdi. Allahım annesi bunu çikolata fabrikasında baklava arası nutella yerken mi doğurmuş? Bu ne tatlılıktır böyle? Yeşil gözü, kahverengi saçlarına o kadar yakışıyordu ki. Bir an kendime gelemedim. O da bana baktı. Bir süre o yeşil gözlerini benim yeşil gözlerimden ayırmadı. Sonra yanaklarım yanmaya başladı ve gözlerimi kaçırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Gizli Seviyorum
Chick-LitEn güzel, en iyi sevme şekli nedir bilir misin? Gizli sevmek. Neden mi? Nedeni çok basit.. Çünkü ben: SENİ GİZLİ SEVİYORUM.