16. Bölüm~S7

29 4 0
                                    

Bora karakterimiz "CAMERON DALLAS" olmuştur.

{Düzenlendi}

Mutfağa yavaş adımlarla girince gözlerim dehşetle büyüdü. Mutfağa bardak almak için girmiştim. Diğer tüm bardaklar makinadayken sâdece 1 tane bardak bulaşık yıkandıktan sonra kuruması için konan o yerdeydi. Ve üstünde bir sürü tabak vardı. Allah aşkına anne bütün bardakları makinaya koyarsında neden tek bir bardak yıkarsın. Sonradan makinaya sığımayacağını düşünüp anneme hak verdim. Temiz bardağın oraya doğru ilerlemeye başladım. Bardağı yavaş yavaş çekerken diğer tabakların kıpırdadığını fark edip bıraktım.
Sabahın köründe adrenalin yaşadığımıza göre yatağa geri dönebilirim.

Bu gün 2.gündü. Yani Bora'nın yanında geçireceğim 2. gün. Ama bazen işe yarar bünyem bu konudada işe yaradı. Soğuk algınlığı olmuştum. Normalde hiç grip veya soğuk algınlığı olmuyordum. Olduğumdada işe yaradı. Grip aşısı vurulmayı hiç sevmezdim. Annem ve babam her sene vurulurlardı. Geçen gün Meriç'e de vurdurmuşlar. Ama hiçbir sene ben aşı olmadım. Olmayı da sevmiyordum. Annem ve babam vuruldukları hâlde yine de grip olurlardı. Ama ben vurdurmadığım hâlde hiç grip olmazdım. Şansa bak ki okula hiç gitmek istemediğim bir zamanda, grip olmayı başardım.

O gerzeğin suratını görmek istemiyordum.

Annemin verdiği ıhlamuru biraz klişe olacak ama yanımdaki kaktüse dökmüştüm. Annem her odaya kaktüs koymuştu. Radrasyondan etkilenmeyelim diye.

Şu ana kadar Bora beni 18 kere aramıştı ama ben açmamıştım.
Mesajlarındada:

•Berra gerçekten böyle tepki vereceğini bilmiyordum.

•Bak ben hiç kimseden özür dilemedim. Senden de dileyeceğimi bekleme.

•Berra aramalarıma cevap ver!

•Niye okula gelmedin lan?!

•Can da gelmedi. Yoksa onun yanında mısın?!

•Niye açmıyorsun şu ........ telefonu? (Küfür ediyor. Nokta sayılarından anlayabilirsiniz)

Vb...

Ertesi gün

Gerzeğin suratını görecektim. Nolet olsun. En azından konuşmayacaktım. Evet... Evet konuşmayacaktım.

Okul formalarımı giydikten sonra saçımı taradım. Belime kadar geliyordu ve hafif dalgalıydı. Siyah, kalın topuk botlarımı ayağıma geçirdikten sonra eyelinear çektim. Rimel sürmedim. Bu soğuk havada kirpiklerim de donardı. O zaman hiç çıkaramazdım. Son olarak beremi ve parmaksız eldivenlerimi taktıktan sonra şişme -ama o kadar da şişman göstermeyen- montumu giydim. Anahtarımı aldıktan sonra evden çıktım.

Grip olduğum için yataktan çıkmamam gerekiyor evet ama bu gün biyoloji sınavı olduğu için okula gitmem gerekiyor.

Otobüs durağına ilerlerken. Telefonumdan şarkı açtım. Normalde İngilizce dinlerdim ama bu sefer Türkçe dinlemeye karar verdim. Müzik listemde 50 şarkı varsa bunların 35'i İngilizceydi. Bir şarkıya karar kılıp açtım.

Buray-Alacalı (bu şarkıyı dinleyin gerçekten güzel)

***

Bora kaç kez konuşmaya çalışmıştı ama izin vermemiştim. Oh olsun. Yazılıya girip çıktıktan sonra eve gitmeye karar vermiştim. Müdürden izin kağıdı alıp hocaya götürdüm. Hoca hasta olduğumu duyunca ateşime bakmış ve zorla nane limon kaynatmaya çalışmıştı. Manyak kadın.

DÜZENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin