Bilmem!

99 16 7
                                    

Burada çok güzel gülmüşsün" dedi. Fotoğraf dedim, "çok eski"....

《》《》《》《》《》《》《》《》《》

Çalan telefon ve ardından gözümü zorla açıp telefonun ekranına baktım 'Çağlar ' ismini görmemle telefonu açtım.

"Alo?" sesim fazlasıyla uyuşuk çıkmıştı.

"Sen hala uyuyor musun ya ?" uyku sersemliğiyle devam ettim.

"Niye ki?"

"Yoksa unuttun mu öğlene doğru fotoğrafçıya gidecektik hadi uyan ve hazırlan. Yarım saate sizin kapının önünde olurum." dedi .Ben de şaşkınlıkla bir şeyler geveledim.

"T- tamam!" dedim ve yataktan kalkıp banyoya yüzümü yıkamaya gittim ardından mutfağa doğru yürümeye başladım. Mutfaktan güzel kokular geliyordu ve tahmin ettiğim gibi annem de abim de uyanmış kahvaltılarını yiyorlardı ikisine de günaydın diyerek ben de kahvaltıya oturdum.

"Anne bugün Çağlar ile fotoğrafçıya gidicez zaten sana dün söylemiştim. 12 gibi çıkıcam." Abim her zamanki gibi lafa atladı.

" Sueda ben sana demedim mi erkeklerle arkadaşlık olmaz diye . Beni dinlemen için illa başına bişey mi gelmesi gerekiyor? Anlamıyorum yani bak ben de erkeğim biliyorum diyorum ama yok abin boş konuşuyor zaten." Bende anneme döndüm ve bıkkınlıkla konuşmaya başladım.

"Anne şu oğluna bir şey de yeter ya susmuyor offf !"

"Birbirinizle didişmeyi bırakın artık yeter ya ben de insanım yoruldum artık." Abime dil çıkarıp odama gittim telefonumdan saate baktım 15 dakika kalmıştı çabucak açık renk kot ve beyaz bir tişört giyip arka cebime telefonumu sokuşturdum elime de cüzdanımı alıp dışarıya çıktım.

Ve Çağlar'ın aptal aptal bakışına maruz kaldım. " 3 dakika geç kaldın. Bugün dondurmalar senden."

"Her zamanki gibi bahane bulmaktansa insan gibi rica etsen bak rica etsen diyorum alırdım yani. Ama sen her zamanki gibi yapıyorsun ." Dedim ve tripli kiz edasıyla kollarımı göğsümde birleştirdim.

"Tamam tamam şaka yaptım yaa !" dedi gönlümü almak istercesine o da biliyordu bir şey olmadığını ama biz böyle anlaşıyorduk işte.

"Tamam tamam!" dedim ve fotoğrafçıya doğru yol aldım, tabiki aptalca bir şey için küsmemiştim sadece takılıyorum işte, onunla uğraşmayı seviyorum o da bunun farkındaydı.

Konuşa konuşa 20 dakikalık yolu bitirmiştik ve fotoğrafçıya varmıştık .
Tabelayı okudum.

"Esen Fotoğrafçılık" vay be isme gel. Yavaşça kapıya doğru yürüdük iki merdiven basamağının ardından itiniz yazısıyla kapıyı yavaşça ittim ve içeriye doğru yürüdüm Çağlar zaten arkamdan geliyordu bunu adım seslerinden anlayabiliyordum.

Yanımıza siyah tişörtlü bir çocuk geldi. Ben de konuşmaya başlayacaktım ki sesimi bulamadım ardından çocuğu incelemeye başladım, sanırım baya gençti bu vücuda bakılırsa. Derken kafamı yüzüne doğru kaldırdım ve ben şok . Oğlum bi insan bu kadar mı yakışıklı olur. Bir an öldüm sandım ama Çağlar'ın kolumu delmek istercesine dürtmesiyle kendime geldim.

Ve çocuk konuştu "Hanımefendi hangi fotoğrafı çıkaracaktınız beyefendi kendisine ait olanı verdi siz de veririseniz işinizi bir an önce hallederiz." Bense hayatımdaki en aptal cevabı verdim.

" Bilmem!" Çağlar ordan tektar kolumu dürttü ve açıklama yapmaya başladı: "Hani biz buraya fotoğraf çıkartmaya gelmiştik. Unuttun mu!"

"He doğru ya unutmuşum pardon ya ." dedim ve telefonumu çocuğun eline verdim. Usb' ye bağladı ve fotoğrafın olduğu dosyayı gösterdim. Açtığında Çağlarla bir sürü fotoğrafımızın olduğunu fark ettim ve tabiki kızlarla da bir sürü fotoğrafımız vardı. Çocuk bilgisayarda aşağıya doğru indi bende çıkartacağım fotoğrafı gösterdim.

"Fotoğraf standart mı olsun ?"

"Aslında büyük olacak ama ..."

" Pekala şu duvardaki örnek fotoğraflardan ölçüleri görebilirsiniz. Hangi boyutta isterseniz gösterin ." Ben de tamam diyerek fotoğraflara baktım. Örnek fotoğraflarda sarı saçlı mavi gözlü bir erkek çocuğu vardı. Çok tatlıydı muhtemelen iki üç yaşında falandı.

Dikkatimi fotoğraftaki çocuktan alıp boyutlara bakmaya başladım benim istediğim boyutu bulunca parmağımla gösterip konuşmaya başladım.

"Bu ölçüde istiyorum." Umarım bizi çok bekletmezler. Çünkü hava zaten sıcak bi de kapalı alanda hiç çekilmiyor. Çocuk ise sanki beni duymuşçasına konuşmaya başladı.

" Tamam. İsterseniz siz şuraya koltuklara geçin fotoğraflar 15 dakikaya hazır olur." Gösterdiği koltuklara geçip Çağlarla konuşmaya başladık. Okulda yaşadığı saçma anıları anlatıyordu.

" Bak şimdi bizim geçen sene bir tarih öğretmenimiz vardı soyadı Unsuz'du . Biz de arkadaşlarla bi gün şuna şaka yapalım dedik. O adamın dersinin olduğu bir gün 5 kilo un aldık bardaklara koyduk hepimizin elinde bardaklar. Adam derse girdi ama girmesiyle adam başından aşşağı un oldu biz de hocam sizin soyadınız artık Unsuz değil Unlu, hocam. Remzi Unlu. Neyse ki o olaydan sadece uyarı alarak paçayı kurtardım. " Benim gibi o da gülmeye başladı ama cidden bundaki de iyi cesaret.

Ne kadar zamanın geçtiğine bakmak için kolumdaki saate baktım 15 dakika olmuştu zaten fotoğrafçı çocuğa baktığımda fotoğraflarımızı zarfa koyuyordu. Kasaya doğru gittik ve fotoğraflarımızı aldık parasını da ödedikten sonra dükkandan çıktık.

Yolda birkaç kez durduk birinde ben susadım birinde bi kediyi sevdim birinde de Çağlar'ın geç kaldığım için istediği dondurmayı alma falan derken sonunda eve vardık. Evin kapısına doğru giderken Çağlara el salladım ve içeriye girdim.

Eve girdiğimde evde kimse yoktu sanırım annem komşudaydı abimle ise ilgilenmiyordum ne yaparsa yapsın banane.

Üstümü değiştirdikten sonra fotoğrafın olduğu poşeti alıp televizyonun karşısına geçtim her gün izlediğim dizimi açıp elime poşeti aldım fotoğrafı zarftan çekip aldığımda içinden bir kağıt daha yere düştü.

Önce kendi fotoğrafıma baktım yerdeki fotoğrafa birazdan bakmayı düşünüyordum. Duru, Sahra ve ben çok güzel gülüyorduk çünkü mutluyduk o zamanlarda . Gerçekten. Yerdeki fotoğrafı elime aldım beyaz kısmında el yazısıyla yazı yazıyordu elime alıp tersine çevirdiğimde bunun benim fotoğrafım olduğunu fark ettim . Fotoğrafçıda Çağların anlattıklarına gülerken ki halimin fotoğrafıydı. Sonra ise arkasındaki yazılar gözüme ilişti.

" Çok güzel gülüyordun.
Dağıstan."

 Bir FotoğrafHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin