Yeniden

27 8 0
                                    


Numarasını silecek kadar öfkelense de ,o numarayı aklında tutacak kadar sever bazen insan...

《》 《》 《》 《》 《》 《》 《》 《》

●●Sueda'dan devam●●

Her şey bir anda gerçekleşmişti. Berkay'ın gelişi, şarkı söylemesi, doğruluk ve cesaret oynarken sorduğum soru, verdiği cevap daha doğrusu veremediği cevabın ardından orayı terk etmem, arkamdan en son gelmesini beklediğim kişi gelmişti. Dağıstan.

O an birisine ihtiyacım olmuştu ve ben de ilk gelen kişiye sığınıp, sarılmıştım. Sonradan farkına varmıştım. Onun omzunda ağlamıştım ve ona az da olsa kendimi açmıştım. Pişman mıyım diye sorsalar değilim derdim. Çünkü ona güveniyordum. Nedensizce. Belki de babasız olmam bende sevgiye ve ilgiye muhtaçlık yapmıştı. İlgiye ihtiyacım vardı ve onu bir zamanlar Berkayda bulmuştum. Ciddi anlamda benimle ilgilenmişti zaman ayırıp beni muhtaç olduğum ilgiye doyurmuştu.

Bir de yeni tanıdığım Dağıstan vardı. Benim peşimden gelmişti ve benimle ilgilenmişti. Omzunda ağlamamın ardından sakinleşene kadar bekleyip beni evime getirmişti. Aslında ona çok şey borçluydum. Belki de ona bir teşekkür etmem gerekliydi.

Üstüme mavi bir gömlekle beyaz renkte pantolon giydim. Siyah bir babet giyerek evden çıktım. Her zamanki gibi işlerle uğraştım ve çok yorgundum. İşten çıkış saati gelince işten çıkarak fotoğrafçıya doğru gittim. Teşekkür etmek için yanına gitme ihtiyacı duydum kendimce. Sebebsizce. Yavaşça fotoğrafçıya yaklaşmıştım tabelayı görmemle yüzümde bir tebessüm oldu. Kapıdan içeriye girdim ve içeride çalışan kızı gördüm.

"Şeyy ben Dağıstan'a bakmıştım da."

"Tamam çağırıyorum. Bir dakika bekleyin"

"Tamam." Bir dakika beklememin ardından Dağıstan geldi ve merakla bana merakla bakıyordu.

"Konuşabilir miyiz?" .

"Evet. Dinliyorum."Sanki konuşmak istemez gibiydi tavrı ve taviz vermezcesine.

"Dışarıda konuşsak. Olur mu?"

"Gel hadi iki dükkan ilerde kafe var oraya gidelim. Hem hava serinledi sıcak bir şeyler içer ısınırız."dedi ve kapıya doğru yürüdük kapıyı açarak önce benim girmemi eliyle işaret etti.
Bende emrine uyarak yavaşça kapıdan çıktım. Ve onun yanıma gelmesini bekledim. Geldikten sonra onunla birlikte hiç konuşmadan yürüdük. Yöneten oydu bense itaatkar. Kafe bizim kafemize benzer bir kafeydi ama içeriye girdiğimizde bizim kafemizin renklerine tezat bir şekilde koyu renkler hakimdi. Bizimkine benziyor demekle hata etmişim diye düşündüm bir an. Cam kenarında bir masaya geçtik ve garsonu çağırarak ikimize de sıcak çikolata söyledi.

"Evet ne söyleyecektin." diye merakla konuştu Dağıstan.

"Şey ben teşekkür edecektim. Ağlarken yanımda olup destek olduğun için. Hiç bir şeyim bile değilken üstelik. Gerçekten sana nasıl teşekkür edebilirim bilmiyorum." önce kendi kendine mırıldandı sonra sesli bir şekilde konuşmaya başladı.

"Yaşadığın durumu çok iyi biliyorum. Emin ol benim yerimde sen olsan sen de aynı şeyi yapardın." bir şey diyemedim ne diyebilirdim ki zaten ?Birkaç dakika birbirimize baktıktan sonrs tekrar konuştu.

"Daha iyi misin?"

"Şey evet o güne göre daha iyiyim daha iyiyim. İlginç ama alışmaya başladım."

"Alışma!"

"Efendim?"

"Hiç bir şeye alışma. Alışırsan bağımlı olursun. Bir süre sonra yokluğunda da ihtiyaç duyarsın. İyi veya kötü fark etmez. "sıcak çikolatadan bir yudum aldım.

 Bir FotoğrafHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin