Gel çok özledim .
Çok çaresizim.
Böyle bitmesin.
Gel.《》 《》 《》 《》 《》 《》 《》 《》
●●Sueda'dan Devam ●●
Elime telefonumu aldım ve Berkay'a mesaj attım.
Kime:Her Şey
Ben seninle dost kalmak da istemiyorum. Mümkünse seninle bir daha konuşmak istemiyorum.
Artık bu ismi de değiştirmem lazımdı. Hatta numarasına bile gerek yoktu artık rehberimde.
Biraz dinlenmek için yatağıma yattım. Yatakta bir sağa bir sola dönüp duruyordum. Ve aynı şeyi yüzlerce kez farklı senaryolarla düşünüyorum.
Sonra aklımı kurcalayan şeyler aklımdan çıkarak kalbime doğru yol alıyor. Kalbimse içinde olan bir kaç merhamet zerresini sonsuzluk uçurumundan aşşağı yuvarlıyor. Bense bu sayede içimde olan birkaç merhamet duygumu da gereksiz birkaç insan için heba ediyorum.
Sonra o an geliyor en yakın arkadaşım kardeşim dediğim kız ve onu affetmemi söyleyen eski sevgilim.
Berkay bir kere hata yaptı ikinciyi de beklerdim ama bu kadar alçakca olabileceğini tahmin edememiştim.
Belki de ikisine de yakıştıramadığımdan böyle olmuştu. Ya da ben saflığımdan olanların farkına bile varamamıştım.Beni aldatmıştı. Berkay beni en yakın arkadaşım Sahrayla aldatmıştı.
Düşünmekle bir şey olmayacağını anladığım için yataktan yavaşça kalktım ve lavaboya girdim işimi halledip mutfağa kahvaltı için indim.
Annem tek başına kahvaltısını yapıyordu muhtemelen abim daha uyanmamıştı. Masaya geçip anneme günaydın diyerek kahvaltı sofrasına oturdum .Kahvaltım bittikten sonra üstüme çiçekli diz üstü bir elbiseyle krem rengi bir babet giyerek evden çıktım. Kafeye doğru yürüdüm bugün dedemden sonra gelmiştim."Günaydın dedecim."
"Günaydın kızım." dedemin sözüyle yeni gelen müşteriyle ilgilendim ve ardından gelen birkaç müşteriyle de. Bazı masalar kalabalık olduğu için çok yorulmuştum ve dinlenmek için tezgahın arkasına gittiğimde saat 11'e geliyordu. Kafemiz iş yerlerine yakın olduğu için öğle arası bazı çalışanlar bizim kafemize geliyordu.
Kapının açılma sesiyle ön tarafa geçtim ve gelen müşteriyle ilgilenmek için oturduğu masaya yaklaştım. Masada genç bir bayan oturuyordu.
"Hoşgeldiniz efendim ne arzu edersiniz ?"
"Ben bir dilim çikolatalı pasta ve bir bardak meyve suyu."
"Tamam efendim meyve suyu neyli olsun?"
"Portakalı."
"Tamam efendim hemen getiriyorum." Tepsiye kadının istediklerini koyduktan sonra masasına doğru yürümeye başladım, tabağı koyduktan sonra afiyet olsun diyerek tezgaha doğru yöneldim. Kapının açıldığını gösteren ses ile kafamı kapıya doğru döndürdüm. Ve dönmemle ağzımın açılması bir oldu.
Fotoğrafçı çocuk yani Dağıstan ve telefonumun karıştığı çocuk yine bizim kafede. Canımın sıkkın olması yetmiyormuş gibi bunlarla da uğraşacağım. Offf. Ardından dedemden gelen kelimeler ile resmen sinir küpüne döndüm.
"Kızım benim arkada işim var gençlerin masasına sen bak!" sıkkınlıkla konuştum.
"Tamaam."
Yavaş adımlarla masaya yöneldim. Ve sonunda ulaşmıştım şimdi ne kadar da mutlu oldum (!). Asık suratla konuşmaya başladım.
"Ne isterdiniz efendim."dememle telefonumun karıştığı çocuk neşeyle konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Fotoğraf
ChickLitMutluluk kimine göre milyonlarca liraya sahip olmaktı ... Belki de bir dondurmayı altı yedi çocukla birlikte paylaşmaktı... Fakat mutluluğa bu kadar aç birisine mutluluğu bir zarfın içinde olan fotoğraf getirecekti. Belki de o fotoğraftaki insan...