Pastel pembesi

216 11 1
                                    

-annneee!
Diye cırladım
-ne ece?
-benim pastel pembesi üzerine karanfil pembesi olan kurdeleli ayakkabım nerdee?
-nereye koyduysan ordadır!
Bumu ya yok artık çıldırcaktım biraz sonra okula gidecektim ve ayakkabım yoktu!dolabımı açtım ve derin bi nefes aldım pembenin her tonu!sizcede harika değil mi?toz pembe elbisemi elime aldım ve yatağa nazikçe koydum ama altına istediğim ayakkabılar yoktu yanaklarımı şişirdim ve öfkeyle nefesimi dışarıya verdim.ayakkabı dolabımı açtım ve mecburen gül kurusu rengindeki düz ayakkabımı giydim.üzerinede koyu pembe çantamı taktıktan sonra hazırdım boy aynamın önüne geçtim.
-fena olmadım ama
Dedim ve gülümsedim.açık pembe olan saçlarımı elledim evet hazırdım.kapıya doğru yöneldim.v
-anniş ben gidiyom öptüm
Dedim ve dudaklarımla karşıdan öper gibi yaptım.ve asansöre bindim,aşagı kata indim ve yürümeye başladım okulumuz serbest bi okuldu lise sondaydım evet evet o baş belası sınava girecektim,kaldırımlardan yürümeye devam ediyordum okul çok uzakta değildi yürümecek mesafedeydi karşıdan karşıya geçecektim.yürümeye devam ettim.o sırada ani bi şekilde kornalar ötmeye başladı.başımı sesin geldiği yöne doğru çevirdim o sırada uzun pembe dalgalı saçlarım savruldu.ve arabanın içindeki kızı gördüm melike bana bakmış sinsi sinsi sırıtıyordu ve arabanın camını yavaşça açtı,penceren hafifçe kafasını çıkardı ve
-ne oldu pembe korktun mu?
Umursamadım ve yürümeye devam ettim.o sırada bida korna sesi duydum yine melikeden
-bidakine dikkatli ol ezerler.
Dedi.kavga benim işim değildi tekrara yoluma koyuldum okulun bahçesine girdiğimde yine tüm gözler bendeydi melikenin grubundan seda atladı
-oooo pembe gelmiş gençler!
Diye bağırdı.ve nerdeyse okulun bahçesindeki herkes gülüyordu,herkes geri kafalıydı!hiç mi pembe saç görmemişlerdi yahu sinirlenmiştim bu sefer normalde umursamayan kıza ne olmuştuda birden sinirlenmişti.
-ne gülüyorsunuz!
Dedim tiz bi şekilde dahada gülmeye başladılar ne yani bu kadar ahmak olmak zorundamıydılar?kendime hakim olup sınıfa çıktım,ve karşımda sanemi gördüm beni ben olarak kabul eden tek kişi ciddiyim tek kişi.kaç öğretmen saçlarım yüzünden anneme şikayet etti disipline kadar gidiyordum.ne ne?tabiki vazgeçmedim bende eceysem pembe saçtan vazgeçmem!
-mavişim gelmiş
Diye sarıldı sanem bana!herkes pembe derdi o ise maviş muhtemelen mavi gözlü olduğum içindi herkesten farklı bakabiliyodu insanlara işte onu o yüzden seviyordum.
-naber aşkısı
-nasıl olsun her zaman ki gibi okul girişindeki huzursuzluklar
Dedim başımı öne eğerek,yüzümü ellerinin arasına alarak
-üzülmüş mü benim mavişiiim.
Dedi sonra elini tuttum ve bizim sıraya götürdüm çantamı koydum ve oturdum.
-sanem bugün alışverişe çıksak ya
-ece sakın!geçen lavender pembesi diye tutturdun zaten sonra eve gidince bende beyin kalmıyo
Kahkaha attım.
-oyş kıyamam ama bi görsen o rengi sende bayılırsın
Bana bakarak gülümsedi
-tamam tamam gidelim.
Dedi ve kahverengi saçlarını at kuyruğu yaptı.sanem kahverengi saçlı,ela gözleri olan, kumral tenli,kilosu felan normal olan ve benim aksime okulda çok sevilen bi kızdı.ellerimi çırptım b,raz daha konuştuktan sonra sınıfa edebiyat hocası girdi.sınıf sanki hoca hiç girmemiş gibi yerlerimde yayılmaya devam etti bende dahil cansel hoca tahtanın önüne çıktı
-ben geldiim!
Dedi ve tahtaya vurdu bunun üzerine herkes tembel tembel kalktı
-günaydın!
Dedi yine kadınsı bi sesle
-günoudın
Dedik uykulu bi sesle hayır yani anlamıyorum sabahın köründe nasıl bu kadar otoriter olabilirki şu hocalar.edebiyatta tam benlikti zaten geçen seneki tek zayıf notum olan ders değil mesela.bu yüzden pembe kalemlerimle oyalanmaya başladım her birisi özeldi en çokta Fransız gül rengi olan kalemime bayılırdım.o sırada sanemin cimcikleriyle düşüncelerden sıyrıldım
-ece diyorum ki bu sene önemli bi sınava gireceksiniz!
-evet hocam
-en son ben ne dedim
-allah ne yazdıysa onu dediniz hocam
Sınıftakiler kıkırdarken hoca kıpkırmızı olmuştu.
-eğer ders dinlemiceksen kapıyı arkadan kapatabilirsin
-yok hocam ben almıyım
Normalde olmayan cesaretim bugün parti veriyordu peki ya neden?
-küstah!çık dışarı
Çantamı topladım tam çıkacaktım ki sanemin ayaklandığını gördüm elimle otur işareti yapıp dışarıya çıktım sırf farklıyım diye bunu yapıyordu nerdeyse tüm hocalar!sırf herkesle aynı değilim diye!ilk defa sinirimi dışarıya vuruyordum merdivenlere oturdum ve saçlarımı çekiştirmeye başladım ben ki okuldakilerin deyimiyle"pembe"şeker pamuk bu davranışları nasıl sergilerdim.tam aşağıya inecektim ki güçlü bi bedenle çarpıştık
-önüne baksana be
Yavaşça kafamı kaldırdım ve o an bi garip hissettim bu çocukta kimdi?kahverengiyle sarı arasında giden gözler.kumral saç...
-çekil önümden pembe
Niye umutlanıyordum ki oda onlardandı bu okulda sadece sanem vardı başka kimse beni ben olarak kabul etmicekti hiç bişi demeden merdivenlerden indim.o sırada arkamdan bi ses duydum
-bana borçlusun pembe
ne yani bana çarpan o borçlu olan ben,ses çıkarmadım ne yapabilirdiki?elime pembe taşlarla kaplı telefonumu aldım ve saneme mesaj attım .
"Çıkışta mesaj at"
Nereye gideceğimi bile bilmeden okulun bahçesine çıktım bahçenin tam ortasında öyle saf saf bakınıyordum,melikenin sesini duydum
-nereye böyle pembe
İşte tam o sırada o çocuğu gördüm bana çarpan güya borçlu olduğum çocuk kafasını yana doğru çevirmiş eliyle ensesini kaşıyordu.okulun önündeki banklara baktım melike,seda,cem,hale,çağan ve adını bilmediğim çocuk.hepsi bana bakıyordu o hariç...nedense onunda bakmasını istedim ama hayır unutmuştum beni ben olarak sevicek birisi henüz piyasaya sürülmemişti.okul bahçesinden çıktım.marketin birine girdim,ve ve markete girer girmez gözümü alan şeye döndüm pers pembesi bir şişee!marketin ortasında
-oh my god
Diye bağırdım sonradan ne yaptığımın farkına varıp
-afedersiniz
Dedim ve pembiş şişemi alıp kasaya geçtim.kasada bi kız çocuğu babasına bi oyuncak alması için ağlıyordu.o esnada onunla ilğili benimde gözümden bir yaş düştü babam geldi aklıma yıllar önce ben daha çok küçükken annemi ve beni intihar ederek yapayalnız bırakan babam nedensizce bir mektup bile bırakmadan soru işaretleriyle giden babam ve acı tarafı ben babamın intihar ettiğini sadece 2 yıl önce öğrendim gözlerimi sildim hemen ve kasadaki sıranın bende olduğunu fark edip şişeyi uzattım.parayı ödedikten sonra marketten çıktım saate baktığımda ilk ders bitmek üzereydi.sanırım edebiyatta 1 dersti bu yüzden tekrara okula doğru yürüdüm.okula gittiğimde teneffüsteydik herkes dışarıdaydı.sakince sınıfa çıktım ve sanemin yanına oturdum
-nereye gittin kızım yaa
-dolandım biraz
-içindeki cesaret dışına taşmış bakıyorum
Haklıydı ben bile tanıyamamıştım kendimi
-galiba
Dedim gülümseyerek günün kalanı ise herzamanki gibiydi çıkışta bi taksiye bindik ve alışveriş merkezine geçtik ben vitrininde pembe bi elbise gördüğüm mağazaya dalmıştım bile ilk başta elbiseye hayranlıkla baktım sıcak pembe rengindeydi.belinde beyaz renkte bir kurdele vardı.bayılmıştım ama fiyatını görünce dahada bayıldım o ne öyle ya 749.99 kuruş nedir gözünü seviyim.satıcıyla konuşmaya başladım
-ama bakın lütfen birazcık indirim
-hanımefendi fiyatlarımız sabit
Yüzümü eğdim
-ama ama bu yapılırmıya kim alır bu fiyata bu elbiseyi
Ellerini iki yana açtı
-olmaz hanımefendi
-peki
Dedim ve  gözüm elbisede bi şekilde yürüdüm tam çıkıcaktım ki bi kadın geldi elbiseyi kasaya verdi neden ama yaaa!!!gıcık sen benim elbisemi ne hakla alırsın.yüzümü eğerek dükkandan çıktım.sanem bana baktı
-üzülme mavişim başka buluruz
Dedi biraz daha gezdik
-of sanem ya yok.
Dedim ve başımı eğdim başımı eğmemle o elbiseyi görmem bir oldu koşmaya başladım
-maviiş dur
Mağazaya daldım nefes nefese kalmıştım elimi elbiseye attım o sırada bi el daha gördüm kafamı kaldırdım melike!yanındada yanındada adını henüz bilmediğim çocuk bu çocuğa acil yakma isim bulmam lazım neyse
-hayırdır pembe
Hiç bişi demedim ve elime elbiseyi aldım,aldığımda farkettimki bu elbisenin sonuncusu bedenine baktım 36 havaya uçacaktım tam kasaya gidecektim ki kolumda bi el hissettim
-o elbise benim
Pembe aşkımın kendisini gösterme vakti gelmişti
-çok beklersin
dedim ve kasaya koştum ama lanet sıra vardı yanıma geldi
-bana bak pembe onu hemen bana ver
Adsız çocuk melikenin önüne geçti
-melike tamam
-ne oldu savaş neden koruyosun pembeyi
-koruduğum felan yok uydurma
Dedi adının savaş olduğunu öğrendiğim çocuk ve sonunda sıra bana gelmişti hemen elbiseyi verdim
-80 lira.
Parayı uzattım elimdeki poşetle sanemin yanına gittim.
-ya bişi dicem ben hiç denemedim ama bunu
-dert ettiğim şeye bak git giyinme kabinine dene
Gülümsedim ve kabine gittim kapıyı kapattım ve bir kapı kapanma sesi daha duydum.üzerime giyindim ve kapıdan çıkarken bir kadı sesi daha duydum dışarıya adım attım ve yanımdakini fark ettim melikeyi zümrüt yesili elbisenin içindeki melikesi.koyu pembe elbisemi baktım gururla bana kıskançlıkla bakıyordu ve ben ben artık ezilmeye niyetim yoktu!?
...
(Arkadaşlar lütfen eğer beğendiyseniz votelemeyi ve yorum yapmayı unutmayınız!)

PEMBE!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin