-- 4 --

115 47 102
                                    

Bu gelen saçma sapan notları bir kenara bırakıp artık bir iş bulmalıydım. Paraya ihtiyacım vardı, insanlar yaşamlarını sürdürebilmek için paraya ihtiyaç duyarlardı. Benim de gerçek bir kalbim olmasa da bir insan olduğum için paraya ihtiyacım vardı. 

Bazı insanlar paranın mutlu olabilmek için arka planda bulunan bir alet olduğunu düşünüyorlar. Fakat bu düşünce koskocaman bir yalan çünkü para hiçbir zaman arka planda olmadı, olamaz da. Eğer bir insan sizin için bir iyilik yapmış ise emin olun ki bunun arkasında bir şey yatıyordur. Ve bu yatan şey paradan başkası olamaz. 

Benim pek fazla arkadaşım yoktu çünkü param yoktu. Zengin insanların çevrelerinde binlerce insan vardır. O insanı çok sevdiklerinden mi? Hayır. Onların sevdiği şey para. Babam küçükken hep "Paran varsa yanında yapmacık hareketler sergileyen insanlar da olur oğlum. Unutma ki bu insanlar gerçek bir dost olamaz. Dostu geçtim yürekli bir düşman bile olmayı beceremez. Dikkat et böyle insanlara, onlar tehlikeli insanlar" bu cümleleri kurardı bana. O zamanlar anlamıyordum babamın söylediklerini ama şimdi anlıyorum. Babam haklı, çok haklı.

Hava kararmış ve yıldızlar gökyüzünde ki yerlerine ulaşmışlardı. Aslında yıldızlar gökyüzünde ki yerlerinden hiç gitmemişlerdi. Yalnızca ışık tutulduğunda yani güneş gün yüzüne çıktığında yaptığı kötü hareketlerinden utanıp bir süreliğine ortadan kaybolmuşlardı. Güneş gittiğinde ise tekrardan ortaya çıkmışlardı. İnsanlarda yıldızlar gibiydi fakat bir farkları vardı yıldızlardan. İnsanlar utanmıyordu, hatta yaptığı hataları büyük bir başarı olarak görüp o hatalarını yapmaya devam ediyorlardı. 

Karşımda duran Beste'nin gerçek olmadığı biliyordum. O bir hayaldi ve öyle kalacaktı. Yalnız durmuyordum ve devam ediyordum ona doğru koşmaya. Beni kendine doğru çağırıyordu. Karanlık sokaklardan geçiyorduk. Onu durdurmaya çalıştım, olmadı. Benim söylediklerime kulak asmadan koşmaya devam ediyordu. Yorulmuştum, ne koşacak halim kalmıştı ne de konuşacak. O ise durmuyordu, koşmaya devam ediyordu. Son bir haykırış ardından yere kapaklandım. Beste artık koşmuyordu, yalnızca bana bakıyordu karanlık sokağı aydınlatan lambasının önünde. "Düştün ve kaybettin Murat" dedi bana. Ayağa kalktım ve koşmaya çalıştım. Ama yapamadım, tekrardan yere kapaklandım. Bir kez daha denediğimde ise başaramayacağımı anlayıp öylece durdum ve karanlık sokaklarda ilerleyen Beste'yi izledim. Karanlık sokakların lambaları bile artık Beste'yi görmeme izin vermiyordu. Beste karanlığı takip etmiş ve gözden kaybolmuştu.


Sabah kalktığımda yıldızlar tekrardan kaybolmuştu. Kaybolan yalnızca yıldızlar değildi. Beste'de gitmişti. Dün gece gördüğümün gerçek olmadığını biliyordum fakat yine de gitmiştim onun arkasından.


***

Evde uzun bir süre oturduktan sonra ikindine doğru çıktım yola. İş arayacaktım. Girdiğim bütün dükkanlardan yüzü asık çıktım. Bir kısmı eleman fazlalığının olduğunu bir kısmı da işlerin güzel gitmediğini söyleyip, işe almamak için bahaneler üretiyorlardı. 

Eve dönerken bu sefer kalabalık sokakları değilde tenha sokakları tercih ettim. Tenha sokaklarda yürürken Fatoş'a benzer bir kız gördüm kaldırımın köşesinde oturan. Yanına gittim, benim geldiğimden habersizce başını dizlerinin arasına koymuş hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Yanına oturdum ve ellerimi onun saçlarına götürdüm. 

" Sorunun nedir küçük? "

Sorduğum soru ile kafasını dizlerinin arasından çekti ve göz pınarlarından çıkan yaşı, kendisine oldukça bol gelen tişörtünün koluna sildi. Sorduğum soruyu yanıtlamak için herhangi bir girişimde bulunmamıştı. Sorumu tekrarladım.

İZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin