Çanta

50 19 5
                                    

Hızlıca gözlerimi açtım.Gördüğüm şey kabus gibiydi.Ama niye bana o kadar gerçekçi gelmişti?Cevabını bulamadığım sorularla ayağa kalktım.

Rüyayı görmemde büyük ihtimalle dün yaşadıklarımın etkisi vardı.Hele dün gördüğüm yabancıdan sonra çok da normal olmam beklenemezdi.Bana bir iyilik borcu olduğunu söylemişti.Ama ben onu tanımıyordum bile.Adı neydi?Dawid hayır böyle bir şey değildi.Ama Can ismi olduğunu iyi hatırlıyorum.Yani bir melez.Türkçeyi benden daha iyi konuşuyordu.Acaba Türkiye'den mi gelmişti?

Cevabını bulamadığım soruları rafa kaldırdım.Ne de olsa bir sonuca varamıyorduk.Yarın ders olduğu düşünülürse şimdiden hazırlık yapmalıydım.Geçen sene kullandığım hint işi çantaya baktım.Bunu üç sene önce hint pazarından almıştım.Tabii şimdi kullanılamıyacak durumuna gelirsek yenisini almam gerekiyordu.

Masanın üzerinde duran zarfa gözüm ilişti.Ne yani hatırlayamadığım iyiliğin karşılığında buna belli bir mevla yazıp ona mı verecektim.Bana para mı teklif ediyordu.Beni parayla kandıramazsınız bayım.Kafama vurup kendimi geri getirdim.Zaten yeterince saçmalık vardı.Bir de benim de saçmalama gerek yoktu.

Zarfı eski hint işi çantama atıp dün gördüğüm panayıra ilerlemeye başladım.Eminim çok güzel çantalar vardı.

Panayırda uzun süre gezdikten hiç de düşündüğüm gibi güzel çantaların olmadığını fark ettim.Napalım bu sene de bu çantayla idare edecektik.

"Merhaba!"Sesin geldiği yöne döndüm.Dünkü badem karşımdaydı.

"Sen..."Kocaman gülümsedi.

"Evet ben..."O kadar çok sinirlenmiştim ki gözüm kaşım ayrı oynamaya başlamıştı.Bir de dünkü terbiyesizliğine karşın utanmadan sırıtıyordu.

"Sen ne cins bir sapıksın da hep karşımda bitiyorsun."diye bağırdım.

"Hala benden isteğinin ne olduğunu söylemedim."Tek kaşım havaya kalktı.

"Senin kim olduğunu bile bilmiyorum."Yarım bir gülümseme yolladı.Ne dersem diyeyim onda hiç bir etkisi olmuyordu.Duygusuz şey...

"Ama ben seni biliyorum."Tam o anda gözleri çantama kaydı.

"Ve sanırım burada niye olduğunu da!"Artık sadece o konuşuyordu.Şaşkınlıktan dilim tutulmuştu.

"Nesin sen!Kahin,falcı?Ne istiyorsun benden?"Tam gözlerimin içine baktı.Badem gözlerinin yeşili biraz daha koyulaştı.

"Ben Luca Can Rossi.Kahin yada türevleri değilim.Sadece iyi bir gözlemciyim.Ve bana sen hatırlamasan da biri iyilik yaptın.Karşılığını ödemek istiyorum."Gözlerim kısık ona baktım.

"Çekil önümden."Gözleri şaşkınlıkla beni buldu.

"Ne!İstediğin bu mu?"Tekrar yineledim.

"Çekil önümden."Şaşkınlıkla beni izliyordu.

"Ama...Ama bu çok kolay olur.Ne biliyim daha zor bir şey isteyebilirsin."Dişlerimi sıktım.

"Gördüğün üzerede bay çok dikkatli dikizleyen çanta almam gerekiyordu.Ve bu saçma panayırın hiç bir yerinde güzel çanta yok.Evime gideceğim."Deyip onu kenara ittirdim.

"Öyle mi sanıyorsun?"Seslenişiyle tekrar ona baktım.

"Ne!"Küçümser bakışları ve yarım gülümsemesiyle karşımdaydı.

"Sadece nereye bakman gerektiğin hakkında hiç bir fikrin yok."İki elim yanımda ona doğru yürüdüm.

"Sen buraları iyi biliyorsun sanırım."Gülümsedi.

"Sandığından daha fazla."Bu sefer ben ona küçümseyici bakışlarımı gönderdim.

"İyi o zaman.Bana sanmadıkları mı göster."Kolumdan tuttu.Ve beni içinden çıkamadığım girdabın içine sürükledi.O tutunca niye böyle olmuştu ki?Yani sadece kolundan tutuyordu biri hepsi o kadar.

"İnan sanmadıkların sandıklarından çok fazla."Ve aniden yola çıktık.Nereye gittiğimi bilmeden.Aslında görünüşte amaç çanta almak olsa da ben ne yaptığımı da bilmiyordum.

Bir süre yürüyüşümüzün ardından tam panayırın ortasına geldik.Ve durduk öyle ki onca insan kalabalığının ortasında durarsanız size bakışlar çok da iyi olmuyordu.

"Hazır mısın?"Çevremde bizi izleyen sinirli insan kalabalığına baktım.Sanırım biraz daha burada kalırsak linç edilecektik.

"Evet."Ağzımdan çaresiz bir kabulleniş olarak çıksa da bir an önce bademin bilip benim bilmediğim yeri görmek istiyordum.

Önümüzde duran demir levhayı yan tarafa itti.Sanki gizli bir kapı varmışcasına bir yer gözüküyordu.Demir levhanın karşı tarafına geçtik.Can'a kapıyı yani demir levhayı kapatmasında yardım ettim.Ve arkama döndüm.

Gördüklerim karşısında şoke olmuştum.Nasıl olur da böyle bir yerin varlığını daha önce fark edememiştim.Bademin de dediği gibi sanmadıklarım sandıklarımdan daha fazlaydı.

Bulutları Ağlatan AdamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin