Bilinmez

21 10 0
                                    

"Acla!"Acaba bu böcek beni öldürür müydü?Tarantula mı?Saçmalama Acal diye kendime kızdım.Burası amazon muydu da tarantula olacaktı.

"Arkanda..."Bu kızında ağzından kelimeleri cımbızla alıyorduk.Biliyorum biliyorum öleceğim demi ben?En sonunda dayanamayıp kafamı arkama çevirdim.

Aslında ne bekliyordum ki?Vazgeçmiş bir insana öldüreceğinizi bile söyleseniz pek umursamazdı.Kafamı çevirmemle boğazım düğümlendi.Hani gelmez dediklerimiz başımıza geliyordu ya ağlasam mı gülsem mi bilemiyordum.Cidden niye ben?

Arkamda alnına dökülmüş kıvırcık,sarı saçlarıyla büyük olmasına rağmen oldukça masum görünen yüz bana gülümsüyordu.Hayalimde canlanan kotu yeşil gözler yerine bu gözler oldukça açıktı.Bu yüz niye aklıma kazınmıştı ki.Birisi işte diye hızlıca geçebilirdim.Ama yapamıyordum.Daha ilk gördüğüm günden beri o tanıdıklık hissini hücrelerimden söküp atamıyordum.Mevla'ya yalvarmalıydım bu çehre zihnimden silinsin diye?

"Can?"Dikildiği yerde hala gülümsüyordu.

"Acla?"Bu sefer tam olarak ona döndüm.Arkamdaki Dilan bir şeyler mırıldanıyordu ama ona kulak asmadım.Bu aralar fazla dengesizleşmişti.

"Naber?"diye sordum.Her ne kadar birbirimizi çok da tanımasak da kızımı bulmama yardım etmişti.En azından tanıdıktık.

"İyi."Konuşmamızın başından beri gülümsüyordu.Acaba gece gülerek yatmış sabah olduğunda böyle mi kalkmıştı.Benim aksime o her zaman(en azından tanıdığım kadarıyla)gülüyordu.Bense onun tam aksine hep somurtkandım.Soruyu sormasını bekledim ama sormadı.

"Teşekkür ederim.Ben de iyiyim."Yüzüme anlamsızca bakıyordu.Laf sokmama rağmen hala aynı yüz ifadesi...Gülümsemesi artık sinirime dokunmaya başlamıştı.

"İnsan en azından benim de bir halimi hatırımı sorar."Gülümseyen yüzü bir anda asi bir yüze dönüştü.Gülüyordu ama bu sefer dudakları ince bir çizgi gibiydi.Küstahça.

"Acla bana sorduğun soru kadar sana cevap veririm.Unutma ben de sana bir soru sormuştum ve hala cevabını vermedin."Kafam allak bullak olmuştu.Neyden bahsediyordu.Ellerimi saçlarımın arasına götürdüm ve aklıma geldi.Zarftan bahsediyordu.

"Dileğini söyle."dedi.Ve yanımızdan ayrıldı.Tam anlamıyla gıcıktı.Ne yapacağı belli olmayan kocaman bir gıcık.

Bizimkilere döndüğümde ikisi de bana delici gözlerle bakıyordu.Tabi zavallılarımın hiç bir şeyden haberi yoktu ki zarf neymiş vb.

"Acla."Ozan'ın sesindeki tını beni korkutmuştu.Yine fark etmeden ne yapmıştım.

"Acla."Bu sefer de aynı tınıyı Dilan çıkardı.Şimdi gerçekten korkuyordum.

"O kimdi?"İkisinin de aynı soruyu aynı anda sorması beni şaşırtsa da cevap vermek için boğazımı temizledim.Sahi ne diyecektim.Dilan tek parmağını dudağıma götürdü.

"Şşş...Sen sus.Çünkü biz onun sana kim olduğunu söyleyeceğiz."Onlara da mı bir dilek hakkı olduğunu söyleyip geri çekilmişti.Bu oldukça garipti."Senin biraz önce konuştuğun kişi o havalı çocuk.Düşünebiliyor musun o?"Bir an Dilan'ın ne söylediğini anlayamadım bizim garip tip ve havalılık.Kafamda kasım rüzgarları esiyordu.

"Can mı?"Dilan kahkaha attı.Ozan'sa gözlerini kısmış bana bakıyordu.

"İsmi Can mı?Yani o da bizim gibi Türk."Yavaşça başımı salladım.Nasıl bir anda bu kadar çok üne kavuşabilmişti bu beni fazlasıyla şaşırtıyordu.

"Acla çocuk kaydını bir süreliğine durdurmuş.Ve şimdi geri gelmiş.Mühendislik bölümünde.Ve bu müthişliğine rağmen bir de bölümünün birincisi.Hem yakışıklı hem zeki."Dilan biraz daha konuşursa ağzının suyunun aktığını görebilecektim.Hem o müthiş falan da değildi.Can'dı o sadece.Sadece Can...

"O zaman bizi yeni müthiş arkadaşınla tanıştırırsın.Çünkü fena halde sinirimi bozuyor.Onun yüzünden muhteşem itibarım zedeleniyor."Ozan'a gülerek baktım.Her ne kadar ben hepinizden daha üstünüm tavırlarında dolaşsa da bir şekilde bunu yine çocukça bir tatlılığa vuruyordu.

"Imm garip biri.Tanışmak isteyeceğinizi sanmıyorum."Dilan bana sen çıldırdın mı şeklinde baktı.

"Saçmalama bütün okul onunla tanışmak için can atıyor.Hem sen onu nereden tanıyorsun."Gözlerimi yardım ararcasına çevremde gezdirdim.Ama o yardım hiç bir yerden gelmiyordu.

"Aslında sana bahsettiğim sapık o."Dilan ben aslında uçabiliyorum dermişim gibi baktı.

"Ne!"Şimdi Ozan'ın da dikkati tam olarak buradaydı.

"Yani tam olarak sapık olduğunu söyleyemeyiz ama tavırları bir garip."Ozan tek kaşını kaldırmış bana bakıyordu.

"Eğer seni rahatsız ediyorsa bana söylemen yeterli."Başımı iki yana olumsuz şekilde salladım.

"Sorun yok.Dediğim gibi sadece garip."Gözlerim bileğimdeki saate iliştiğinde ağzımdan küçük çaplı bir çığlık çıktı.Eğer biraz daha burada durup laf kalabalığı yaparsak ilk günden Profesörün gazabını üstüme çekecektim.Zaten diğerleri de ne demek istediğimi anlamış olmalılar ki koşuyorlardı.İşte şimdi lise öğrencilerinden farkımız yoktu.Ya da belki de ilk okul öğrencilerinden.

Son anda Profesörün önünden sınıfa girdik ve yerlerimizi aldık.

İçimde bir girdap vardı bir türlü anlayamadığım.Can'ı ilk gördüğümdeki tanıdıklık hissi gibi beni içine,en derinlerine çeken.İnsanı en çok da ne olacağını bilmemek korkutuyordu.Tanıdığınız ama tanıyamadığınız bir türlü noktayı koyamadığınız...Kulağa bile o kadar saçma geliyordu ki!


Bulutları Ağlatan AdamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin