Merhaba Arkadaşlar , gördüğünüz üzere buralarda yeniyim ve yeni hikayemle karşınızdayım sizden tek ricam hikayemi okuyup yorum yapmanız iyi veya kötü hiç önemli değil sadece görüşlerinizi belirtmeniz . Hepinize şimdiden çok teşekkür ediyorum.
Ve hepinize İyi Okumalar :)
Unutmadan kitap kapağı için @merwesncr ' ye teşekkür ederim :)"Üfff , bıktım şu valizlerden 4 yıl boyunca taşımaktan öldüm!" diyerek sinirle valizi çekmeye devam ediyordu Ahsen.
"Hayır yani ne var da evi değiştiriyorsunuz başka bir mahalleye taşınıyoruz , oturduğumuz yerin suyu çıktı herhalde " diyerek bir kez daha valizi sertçe çekti.
Ahsen yeni mezun olmuştu. KPSS sınavı, mezuniyet, toparlanma, tercihler derken nihayet evine dönmüştü. Her ne kadar taşımaktan zorlandığı valizlere sinirli olsada evine geldiği için ailesini göreceği için mutluluğu gözlerinden okunuyordu.
Bu mutluluğun iki nedeni vardı : Birincisi, artık okulu bitmiş evine dönüyordu ; ikincisi ise ataması kendi memleketine ailesinin olduğu yere yani Çanakkale'ye çıkmıştı. 4 yıl boyunca aile özlemi ne demek iliklerine kadar hissetmiş sonunda duaları kabul olmuştu.
Ailesine geleceğini bilerek haber vermemişti , sürpriz yapacaktı ama bu valizler onun sonu olacaktı kesinlikle. 3 valizini ailesiyle gönderdiği halde kalan 3 valizi de zorlanarak taşımaya çalışıyordu. Biraz daha ilerledikten sonra sonunda yeni evinin bulunduğu mahallesine gelmişti.
"Kiraz Mahallesi" istemsiz gülmeye başladı. En sevdiği meyvenin ismiydi demek mahallesinin adı. Mahallenin kendisine uğurlu gelmesini diledi.
Genç kız mahalleye girdiği anda bir şey fark etti hatta bir şey değil birden çok şeyler belirmişti gözlerinin önünde . Bu mahalle eski Türk filmlerindeki gibiydi sanki az sonra bir yerlerden başında oyalı yazmasıyla elinde mutfak beziyle Adile Naşit , üstünde deri yeleğiyle ve kır saçlarıyla Münir Özkul çıkacakmış gibi hissetti ve gülümsemeye başladı. Mahallenin hissettirdiklerini sevmişti Ahsen.
Mahallenin girişinde bu zamanda pek göremediğimiz bir kahvehane , onun karşısında küçük mahalle kuaförü biraz ilerisinde mis gibi kokuların sahibi olan mahalle fırını ve dükkanların hemen yanında başlayan kimisi kahverengi, kimisi pembe , kimisi mavi olan tipik mahalle evleri ...
Evlerin üst tarafından ilerleyen sokağa doğru baktığında mahallenin çıkışında olan marangoz dükkanı olduğunu gördü . Tabelasının üstündeki yazıları tam okuyamasada kiraz resmini görünce istemsiz gülümsedi. Marangozun tabelasındaki ambleminde bile kiraz resmî vardı.
Gelmeden önce ağabeyinden mahallenin ve evlerinin fotoğrafını atmasını istemiş ve ısrarla konumu da almıştı. Böyle yapmasa evlerini hayatta bulamazdı Ahsen. Neyse ki ağabeyi durumu anlamayıp istediklerini atmıştı.
Sıralı evleri takip ettiğinde sarı renk ağabeyinin attığı fotoğraftakinin aynısı olan kendi evlerini gördü. Kahverengi kapıya geldiğinde Yakut Ailesi yazısının altındaki zile parmağını kaldırmadan var gücüyle bastı kendisinin geldiğinin ilk sinyallerini vermek lazımdı ne de olsa .
Uykulu gözlerle ve sinirli yüz ifadesiyle kapıyı açan abisini görünce "ben geldim, hoşgeldin yok mu" diyerek karşısındaki koca cüssenin boynuna atladı.
Alihan ilk önce neye uğradığını şaşırdı kendine gelince boynunu koparmaya kararlı olan minik kardeşinin belinden tuttuğu gibi sarıldı. Özlemişti kollarında olan kardeşini yine sürpriz yapıp haber vermemişti. Kaç kere tembihlemesine rağmen kendi bildiğini okumuştu.
Alihan'ın miniğiydi Ahsen evin neşesi , birisi üzgün olduğunda türlü maymunluklar yapan canı kardeşiydi.
"Kız cimcime insan haber verir kendin kadar koca 3 valizi sürüye sürüye gelmişsin" göz ucuyla yerde duran tekeri kırılmış valize baktı. "Pardon valizi kıra kıra gelmişsin "
" Size sürpriz yapmak istedim, 4 sene getirdi götürdü beni artık kırılmak hakkı" diyerek kahkahayı bastı Ahsen.
"Geç içeri geç kaldık kapı önünde" ağabeyinin sözleriyle ayakkabılarını çıkarıp geçti. Alihan kızkardeşinin ardında bıraktığı valizleri içeri almaya çalışıyordu. Kendisi bile kaldırırken zorlanmıştı. Allah bilir nasıl taşımıştı kardeşi.
"Güzel ailem nerde?" Burnuna gelen güzel kokularla gülümsedi.
"Mis gibi kokular geliyor annem döktürmüştür kesin , Yakut Ailesi ben geldim " bağıra bağıra mutfağa doğru geçti Ahsen .
Mutfağa geçmeye kalmadan babası Veli Bey çoktan kızını kanatları altına almıştı. Çok özlemişlerdi birbirilerini. Ahsende sımsıkı sarıldı babasına. Veli Bey için oğlu Alihan da çok değerliydi ama kızları Ahsen ve Sibel farklıydı.
Kocasının gözlerinin dolduğunu gören Semra Hanım "Ay çekil Veli kızıma birazda ben sarılayım" diyerek bu seferde Semra Hanım sarıldı kızına evlat özlemi böyle bir şeydi tarifi yok bambaşkaydı.
Sarılma faslı bitmiş Ahsen duşa girip üstüne rahat bir şeyler giymişti şimdi ise en sevdiği çokça özlediği ailesiyle kahvaltısını yapacaktı. Hasretti annesinin kahvaltılarına. Annesi elleriyle yaptığı zeytini, peyniri özenle yerleştirmiş, masanın ortasında yerini alan salatalık ve domatesler, fırından yeni çıktığı belli olan dumanı üstünde poğaçalar , renkli tabaklarda duran reçeller masada yok yoktu her zamanki gibi. Şahane bir masa bekliyordu. Oturma düzenleride değişmemişti . Dikdörtgen masanın bi ucunda annesi diğer ucunda babası karşısında abisi vardı. Yanındaki boş sandalyeye baktığından içi cız etti. Ablasınında yanında olmasını çok isterdi.
Ablası evlenip gidince işi de orada olunca masadaki yeri boş kalmıştı haliyle. Ablasının yaklaşık bir yıldır yeni bi hayatı vardı ve gerçekten çok mutluydu eşiyle.
Babasının "Hoşgeldin yavrum tekrardan evine" demesiyle gözlerini babasına çevirip masanın üstünde duran elini öptü.
"Hoşbuldum babacım."
Nasılsın muhabbetinden sonra Semra Hanım Ahsen'in eline dokundu dinlemesi için.
"Ahsen bir görsen öyle iyi insanlar var ki bu mahallede. Komşuluk, dostluk burada varmış , sabah insanlar birbirini görünce yüz çevirmek yerine günaydın diyorlar biliyor musun ? Komşular kahveye, çaya davet ediyorlar , yemek yapınca birbirlerine de bir tabak veriyorlar kokusu komşuya geçerde canı çeker diye. Çok da ahlaklı bir mahalle hiç laf atan göz süzen görmedim bu güne kadar. Gençleri desen yine öyle. Geçen gün marketten geliyorum ellerim kollarım dolu annesini tanıdığım genç bir delikanlı var hemen geldi elimdeki poşetleri aldı evin kapısına kadar taşıdı " diyerek çayından bir yudum daha aldı annesi .
Ahsen de annesi anlatmaya başladıkça sevmeye başlamıştı yaşayacakları yeri. Mahalleyi sevmesi için adı bile yeterliydi ya.
" Annem iyi hoş güzel diyorsunda böylesi yerlerde dedikodu cadı kazanı gibi kaynar bence " diyerek kahkaha attı Ahsen .
Semra Hanım hiç istifini bozmadı.
"Aman dedikodu değil ki kızım durum tahlilidir o. Bende gidiyorum durum tahlillerine. Hem bu tür şeyler gençleştirir kızım insanı. Kimsenin etlisine sütlüsüne karışmıyoruz dedikodu deyince aklına kötü bir şey gelmesin. Gülüyoruz canım " diyerek kızına göz kırptı ve masadaki herkes gülmeye başladı.
Ahsen ailesiyle yaptığı keyifli sohbetle anladı ki bu aile onun her şeyiydi, canıydı. Keyifle içtiği çayın tadı bile başka olmuştu ailesinin yanında.
Annesinin ballandıra ballandıra anlattığı "Kiraz Mahallesini" tanımak için sabırsızlanıyordu.
~~
İnstagram:visnehikayeleri

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİRAZ MAHALLESİ (TAMAMLANDI)
Teen FictionBir mahalle hemde en eğlencelisinden Bir kız en güzelinden ama azıcık inatçısından Bir Adam en delikanlısından ama biraz sinirlisinden Peki bu üçü biraraya gelirse ? Ne mi olur gelin hep birlikte görelim : Başlama Tarihi: 2016