39. Balayı Kampı

75.2K 3K 862
                                    

İyi Okumalar ☺️

Uzun kirpiklerini aralayarak gözlerini kıstı, yavaşça açtı sonra Yılmaz. Sol tarafında tam kalbinin üstüne başını koyan saçları bedenine dağılmış olan karısına baktı. Kollarını kendisine dolamış huzurlu uyuyordu sevdiği. Yılmaz mümkünmüş gibi zaten sımsıkı sardığı karısını biraz daha sıkı sardı. Elleri Ahsen'in sırtında yavaş hareketlerle gezintiye çıktı.

Dünü düşündü Yılmaz ; düğünlerini. Hayatında bu denli mutluluk tatmamıştı. Ailesi, sevdikleri, herkes mutlu gününde yalnız bırakmamışlardı. Düğünün son anlarına kadar kimse gitmemiş, hatta düğünden sonra bile yalnız bırakmamışlardı. Hele dostları onlar yok muydu hepsi candı, can. Ne güzel insanlar biriktirmişlerdi Ahsenle ikisi. Ne çok sevenleri vardı.

Sonra dün geceye tekrardan gitti Yılmaz, yeni hayatının miladına. Hayatında ilk defa kendini es geçmişti. Kendi fikirlerini, isteklerini, arzularını elinin tersiyle itmişti. Sadece Ahsen'in istekleri kalmıştı geriye. Ve bundan sonra da hep böyle olacaktı, onlar için. Erkekler biraz daha rahattı bu tür konularda. Ahsen için nasıl ilkse Yılmaz içinde ilkti dün gece. Sevdiğinin kendisine hiçbir iz olmadan gelmesini isterken, Yılmaz'da bencilce davranmayıp o da sevdiğine hiçbir iz olmadan gitmişti. Ahsen'i korkutmamak için, incitmemek için dikkatli olmuştu. Çünkü sevdiğinin gözlerinde en ufak üzüntü, korku ya da acı görmek, işte o zaman Yılmaz'ı bitirirdi.

Ahsen'i incitmeden dokundu, sevdi. Bu cinsel birleşimden çok iki sevdalı bedenin vuslatı gibiydi. Bedenlerinde hüküm sürmek, birbirlerine söz vermek gibiydi. Ahsen'i her öptüğünde söz verdi Yılmaz "çok mutlu olacaz" diye. Ahsen'in gözlerinden gözlerini ayırmadı hiç. O gözlerde korku görürse, dur komutunu görürse hemen duracaktı. Önceliği Ahsen'di her zaman.

Şuan Yılmaz'dan mutlusu yoktu. Sonunda sevdiğine kavuşmuştu. Bunun huzuru bambaşkaydı. Ahsen artık karısıydı, yol arkadaşıydı. Aile olmuşlardı. İki kişilik bir aile. Tabiki bu aile iki kişi ile sınırlı kalmayacaktı Yılmaz için. 5 , 6 ,7 kişilik bir aile olacaklardı. Sevdiği kadından deli gibi çocuk istiyordu, hatta hemen. Mesela Ahsen'e benzeyen yeşil gözlü, kumral saçlı bi kızı olabilirdi. Ahsen gibi kendisine aşık, babasına aşık bir kız çocuğu. Bir an önce Ahsen'e bu çocuk mevzusunu açmalıydı. Hemen de çalışmalara başlamalılardı.

Ahsen kollarını Yılmaz'ın beline biraz daha sıkı sardı. Ardından başını Yılmaz'ın omzuna koydu. Uykusu açılmaya başlıyordu, ama hiç kalkası yoktu. Yılmaz uyanmaya başlayan karısının elini alıp dudaklarına götürüp öptü tek tek.

"Üşüdüm" diyip biraz daha sokuldu Ahsen Yılmaz'a.
Yılmaz yorganı biraz daha üstlerine çekti ardından da koluyla Ahsen'i biraz daha kendisine çekerek, elini avucunun içine aldı.

"Ben sana hep üşüyordum,
Çünkü kıştım.
Nakıştım, bakıştım...
İnkar etmiyorum da bunu..
Seni sevmek gibi büyük işlere kalkıştım..
Ve lütfen inkar etme
Sana en çok, en çok ben yakıştım"

Ahsen gözlerini açmış, kendisine bakan güzel adama baktı. Bu adam, çok güzeldi. Kalbi tertemizdi, sevdası saftı, masumdu. Yılmaz'ın omzuna öpücük bıraktı.

"Beni çok alıştırma böyle güzel sözlere, sonra şımarırım her gün isterim" diyip kıkırdadı Ahsen. Yılmaz yüz yüze gelmelerini sağlayarak Ahsenle kendi bedenini döndürdü. Ahsen'in yüzüne gelen saçlarını parmaklarına dolayarak kulağının arkasına sıkıştırdı. Yanağından öpücüğünü çaldı. Ahsen Yılmaz'ın kendine böyle bakmasından utanmıştı, zaten utandığı daha bir sürü konu vardı da mesela şuan da üstlerinde hiçbir şey olmaması da en büyük utançtı.

KİRAZ MAHALLESİ (TAMAMLANDI)                                                Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin