Güvenemem

101 3 16
                                    

Dün yaptıklarını düşünüp kendi kendimi sinirlendirdim. Gözlerine bakıp
'Sen benim için her şeyden farklıydın. Çünkü sen öyle bir şeydin ki ben seninle yan yana gelince kendimin farkında olamıyorum. Boğulup gidiyorum deniz rengi gözlerinin büyüsüne. Daha fazla ne diyebilirim. Gel gör ki sen bizi hiç biz olarak görmemişsin ki. Sadece Almina'ymışım senin için. Ne bir aşk? Ne bir saygı? Ne bir sevgi?. Sadece Almina. Ben olduk sanmıştım ama sen bizim olmayacağımızı zaten biliyormuşsun. Boşuna oyalamışsın kalbimi. Peki sana şunu sorayım. Neden Kuzey he? Neden oyaladın beni? Neden benimle dalga geçtin? Yada şöyle sorayım. Neden ben?' dedim yüzüne bakarak. Ama o sustu. Tahmin ettiğim gibi tek kelime bile etmedi.
'Peki sus. Tamam kabul sus ama merakım geçmedi. Bana yaptığın gibi o kıza da kendini bir şey sandırıyor musun? Üzülme yada kırılma ama ben o kıza kızmıyorum. Aksine üzülüyorum. Çünkü onun sonu da belli. ACI. Şimdi sen benden o kız için gittin öyle mi? Peki o ne yapıyor? Öğrendimi nasıl birisi olduğunu? Benimle olamadığın bizi onunla oldun mu bari? Olamadın dimi? Öğrenmedi nasıl birisi olduğunu. Neyse zaten sebepsizce gittiğin gün o da öğrenecek nasıl olsa. En çok bakışlarına aldanmıştır o da. Çünkü bende onlara aldandım. Tamam gözlerinde güzeldi ama ben en çok bakışlarına aldandım. Umut dolu bakışlarına. Aşk dolu bakışlarına. Nereden bilebilirdim ki o bakışların sahte olduğunu. O gözlerin gülmemek için kendini zor tuttuğunu. O dilin bana yaranmak için içeride kırk takla attığını, yalan konuştuğunu. Bunları nerden bilebilirdim? Sahi o gün hiç mi işin yoktu senin? Tam olarak o anda orada karşılamak zorunda mıydık? Hadi o oldu diyelim gözlerinde kendimi görmem gerekiyor muydu? O da olsun ama sen bu kadar yakışıklı olmak zorunda mıydın? Bu arada teşekkür ederim sana. Hiç düşünmeden bir an bile tereddüt etmeden gittiğin için. Hiç de zorlanmadın sanırım. Bu kız öğrenince ne olur diye de düşünmedin sanırım. Ama iyiki gittin be. İyiki beni daha fazla kandırmadın. Her şeyin yalan olduğu şu dünyada gerçek olduğuna inandığım tek varlıktın. Ama iyiki beni daha fazla umutlandırmadın. İyiki 'Bende yalanım'  deyip çıktın ortaya.  Şimdi nasıl istersen öyle yaşa. Benim güzel günlerim kısıtlı zaten bir de sen beni kısıtlama.' dedim ve arkamı dönüp yürümeye başladım.
'Almina' dediğinde durdum ve arkamı döndüm. Ellerimi göğsümün altında birleştirip konuşmasını bekledim.
'Almina dur gitme. Bana bunu yapma. Bize bunu yapma. Ben seninle bu kadar mutluyken sensizlikle yapamam. Benim kırık kalbimi bir de sen kırma. Ben senin sert görünme çabanın altındaki masum kalbini gördüm bir kere. Sen benim kızımsın, benim kızılımsın. Bunlar laf değil. Seni hep sevdim ve sevmeye de devam edicem. Nolursa olsun, kim olursa olsun sana olan aşkım bitmeyecek. Ben hep senin o masum kalbindeyim. Ne kadar derinde olursam olayım oradayım. Ama o kız için seni bırakmadım. Bırakmam. Ben seni bırakamam ki. Sen bana annemin babamın göstermediği sevgiyi, şefkati gösterdin. Tamam şu an istersen git seni tutamam. Ama şunu bilmeni isterim sadece bedenin bedenimden gidecek. Kalbin kalbimde, ruhun ruhumda olacak. Bu can asla sensiz olmaz. Her zaman yanında olacağım. Sen başkasıyla olacaksın. Benimle eksik kalan yerini başkasıyla tamamlayacaksın. Ama ben, sen başkasıyla tamamlanırken senin mutluluğunu uzaktan izleyip kendi kendimden eksilicem. Bazen ağlıcam hemde çok ağlıcam. Öyle ağlıcam ki nefesim kesilecek belki. Kimse duymasın diye yastığıma gömücem kafamı. Belki sonra rahatsız olup yastığımın kılıfı değiştiricem. İlk gördüğüm yere gidicem seni. Orda saatlerce beklicem. Belki tekrar sevgilinden ayrılmış olursun. Bende sana çarparım. Yine gözlerin gözlerime değer. Yine beni seversin, yine seni severim belki. Belki bu sefer biz oluruz. Kimseyle olmadığım bizi seninle olurum belki. Tabi bunlar ihtimal. Şu an beni terk etme ihtimalin. Ama sen yinede gitme tamam mı benim küçük kurtarıcım. Yine de sen kal. Yine de beni sev. Belki herşey düzelir. Keşkelerde var ama ben belki diyorum. Keşkeleri geçmişe etki etmez ama bi ihtimal de olsa belkilerim geleceğe etki eder. Seni çok sevdiğimi sana çık söylemem ama sırf korkumdan. Seni kaybetme korkumdan. Kime 'gitme' dediysem ilk o gitti. Kime 'Seni seviyorum' dediysem gözümde değerini yitirdi. Ama sen farklısın. Sana karşı çok küçükken kaybettiğim umudumu buldum ben. Sana karşı hep umudum var. Sen umutsuz çocuğun umudusun Almina.' dediğinde gözlerim dolmuştu. Hatta ağlamaya bile başlamıştım. Karşımda bir kızı kucağına almıştı. Onu hemen affedemezdim. Sonuçta benim kalbim kırılmak için yaratılmadı. Onu onarır sanmıştım ama onarmadı aksine hep kırdı, hep yıktı...
'Kuzey sen benim kanadımı kırdın. Kanadı kırık bir kuş bir daha uçar mı? Sen benim kalbimi almakla kalmadın. Onunla beraber geleceğimi ve özgürlüğümü aldın. Tamam ilk tanıştığımızda beni kafesimden çıkardın ama yine de ben özgür kalamadım Kuzey. Kabul özgürdüm ama düşüncelerim kısıtlanmıştı. Ben hiç özgür olamadım Kuzey. Bu kapıdan çıkınca da olmıcam. Bir daha kimseye güvenemem. Çünkü bir daha herkese baktığımda seni görürüm. Sen çıkarsın karşıma. Kimse bir daha ne güvenirim ne de güven veririm...
Sen bilmiyorsun belki ama hayatımınç çaldın benim. Sonra da sakladın en olmıcak yere. Hayatımı geri alabilmek için kalbine girmem lazım. Ama girdikten sonra bir daha çıkamamaktan korkuyorum. Bir daha kolay kolay gülemem artık.' dedim yanıt olarak. Sonra bana yaklaştı ve elimi tuttu.
'Kanadı kırık kuşum benim. Kolay kolay gülemeyeceğin bir hayata gitmektense kendi hayatını al. Gir kalbime kal orda. Sen ve ben olalım? Biz olalım? Hiç gitme. Hep kal yanımda.' dedi gözlerime bakarak. Ellerini bırakıp gözlerimi yere indirdim. Sonra arkamı döndüm ve
'GÜVENEMEM!'

U'mutsuz Çocuk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin