Odaya çıkıp valizlerimi aldım. Sonra peşimden de Doğa geldi.
'Almina.' dedi. Sesinin tonu oldukça sitemkardı.
'Efendim.' dedim dolan gözlerimi yere indirerek.
'Gitme lütfen. Burda kal ben hep senin yanında kalmaya razıyım. O'nu, Kuzey'i ilk defa böyle görüyorum. O sana cidden aşık. Yapma Almina.' dediğinde göz yaşlarım daha da hızlandı.
'Doğa. Anlamıyorsunuz. Hep kendi açınızdan bakıyorsunuz. Her ne olursa olsun o kızı kucağına... Hatırladıkça çıldırıyorum ben. Onu öyle görmek varya ölmekten daha acı vericiydi. Her ne olursa olsun benimle bir ilişkisi varken onu kucağına alması... Affedilecek bir şey değil.' dedim.
'Almina kız kucağına oturmuş sonra da o kızı itmiş. Ama şans işte sen o tarafını görmemişsin. Kuzey'in de dediği gibi, sen umutsuz çocuğun umudusun Almina.' dedi Doğa yüzüme bakarak. Gözlerimin altını silip
'Tamam yine burda kalıcam ama en azından bana 2 gün verin. İki gün otelde geçiriyim. Kendimi toplayayım.' dedim.
'Aaa ne oteli canım. Biz ne güne duruyoruz. Ay Almina valla alemsin. Bir kaç parça eşya al. Seni aşağıda bekliyor olacağım.' dedi ve aşağıya indi. Bende biraz eşya alıp çantama koydum. Sonra da aşağıya indim. İlk önce Kuzey yanıma gelip bana sarıldı. Onun elleri benim belimdeyken benim ellerim aksine aşağıdaydı. Sonra geri çekilip yüzüme baktı.
'Almina... Çok özür dilerim.' dedi ve uzaklaştı.
'Kızıl iki gün sonra seni burda bekliyor olacağım.' dedi Akın. Sonra o da bana sarıldı. Aynı şekilde ona da tepki vermedim. Arabaya binip bekledim. Araba çalıştığında yol boyu tek kelime etmedim. Benim aksime Doğa konuşuyordu. Kalacağım odayı felan anlatıyordu. Altı üstü iki gün. Ama o bunu fazla önemsiyordu. O beni fazla önemsiyordu. Doğa'nın evi olduğunu düşündüğüm yerde araba durdu. Doğa sesli bir şekilde
'Geldik.' dediğinde bende başımla onaylayıp arabadan indim. Eve girip eşyalarımı koymam yarım saatimi aldı. Sonra da soğuk bir duş alıp çıktım banyodan. Dar pantolonumu ve üstüne Kuzey'den aldığım bir tişörtü giyip indim aşağı. Aşağıda Akın'ı görünce şaşırdım. Çünkü o Kuzey'le bekleyecekti. Sonra yanına oturdum ve ona dönüp
'Sen neden buradasın.' dedim.
'Ne yani beni görünce sevinmedin mi? Aşk olsun Almina.' dedi.
'Yoo sevindim.' deyip umursamaz bir tavırla diğer tarafa bakındım.
'Kuzey'le kalma görevini Ömer'e verdim.' diye bir açıklama yapınca sustum
'Tabi bu durumda senin moralini yerine getirme görevi de bende.' dedi. Gözlerimi devirip
'Uyumayı düşünüyorum.' dedim
'İyi o zaman bende sana anılarımı anlatırım daha rahat uyursun.' dedi.
'Umarım öyle olur.' deyip odama doğru çıktım. O da arkamdan geldi. Odaya girince yatağa oturup beraber bakıştık bir süre. Sonra ona bakıp
'Benim moralimin bozukluğu da bu çektiğim acı da zamanla geçer. Boşuna bir çaba sarf etmenize gerek yok.' dediğimde gözlerini devirip
'Salak mısın kızım zamanla geçen tek şey belediye otobüsüdür.' dedi. O an gülmemek için kendimi zor tuttum.
'Bak bir keresinde sınıftan bir kız bana aşıktı tamam mı? Hayriye ismi. İsminde hayır yok zaten. Bir giriyorum sınıfa bana bakıp çayır görmüş eşek gibi sırıtıyor. Sanarsın gelip yicek. Birde diş telleri var ki. Allah korusun.' dediğinde kahkaha atmaya başladım. Benim gülmeme karşı o da kahkaha attı.
'Çok iyiymiş ya.' dedim.
'Tabii.' dediğinde yeniden güldüm.
'Bir keresinde de biriyle çıkıyoruz. Baya sevgiliyiz. Kız ayrıldı benden. Bildiğin satırlarca yazı yazdım kıza. Attığım depresif mesajları İsmail YK görse mesajlarından oluşan bir albüm yapar ve satış rekoru kırardı. Sonraki gün kız yazmış bana. Neymiş ona ümit veriyor muşum. Sanırsın nikah dairesine kader götürüp nikah şahidisin dedim.' dediğinde yeniden gülmeye başladım.
'Çok iyi ya. Valla çok komiksin sağol herşey için Akın.' deyip ona sarıldım.
'Kızım canını sıkmayacaksın. Sonuçta biz 'Ben sevdim eller aldı, içimde acı kaldı' şarkısında oynayan nesiliz.' dedi. Gülümseyip yattım. Sonra da gözlerimi kapattım. Akın da yanımdan kalkıp aşağıya indi. Düşündüm de. Haksızdım.. Kuzey'i bu kadar üzmeye hakkım yoktu. Düşüncelerime ara verip yeniden kapadım gözlerimi. Uykumdan eser kalmamıştı. Bende yataktan kalkıp aşağıya bahçeye indim. Akın yere bir pike sermiş ve uzanıyordu. İki kahve yapıp yanına uzandım.
'Seni de mi uyku tutmadı.' dedi Akın.
'Evet.' deyip kahveyi uzattım. Bağdaş kurar vaziyette oturup bana döndü.
'Hadi ben neyse de seni neden uyku tutmadı.' dedim.
'Umursamaz olduğuma bakma. Gülücüklerim kendime kurduğum bir kalkan vaziyetinde. Sen hiç gülen birisine 'neyin var?' diyeni gördün mü?' dedi.
'Çok mantıklı.' dedim.
'Dışımdaki gülücüklerime bakma Almina. İçim de avazım çıktığı kadar susuyorum.' dedi bana bakarak.
'Hey ben sen gibi komik komik konuşup senin moralini yerine getiremem yapma lütfen.' dedim.
'Bence yaparsın.' dedi.
'Oğlum sen ağlayınca ben de ağlarım.' dedim.
'Güldürebilirsin de.' dediğinde
'Bu söylediğine kendin inanıyor musun?' dedi.
'İlkokulda öğretmen ödevin nerede diye sorduğunda ödevin orada olamadığını bile bile çantasını karıştırıp mucize bekleyen bir öğrenciydim ben neden olmasın.' dediğinde gülümsedim.
'Bak ne dicem. Uyu. Uyuyabilmen için saçını okşarım.' dedim.
'Imm kulağa hoş geliyor.' deyip uzandı.
'Çapkın.' deyip gülümsedim.
'Buyrun benim.' dediğinde yine güldüm.
'Uyuu.' dedim.
'Tamamdır.' dedi ve esnedi. Sonra sırtını dönüp uyudu. Telefonumu alıp açtım.
2 cevapsız arama. 3 mesaj.
Aramaya tıkayıp baktım. Kuzey aramıştı. Mesajlara girdim.
'Almina.'
'Seni çok özledim.'
'Neysd uyudun sanırım beni uyku tutmadı. İyi geceler.'
Gülümseyerek okudum mesajları ve cevap kısmına tıklayıp
'Beni de uyku tutmadı. Yarın ararım seni iyi geceler. Her şeye rağmen seni seviyorum.' yazdım. Sonra yanağımdan dökülen bir damla yaşı silip bende Akın'a sırtımı döndüm ve uyudum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
U'mutsuz Çocuk
Romance+Yani herşey bitti mi? -Bunu sen istedin. +Ama böyle olmamalıydı. Prensler her zaman prensesleri kurtarır. -Merak etme senden sonra hiç böyle sevmeyeceğim kimseyi. Al...