Kıskanç

112 10 2
                                    

Onun lafları karşısında kalakalmıştım. Yüzüme bakışında bir burukluk vardı. Bir üzüntü sanki. Yada bir hayal kırıklığı.. Anlam verememiştim bu haline. Ama elimden geldiğince sabrediyordum. Eski ben olsam bu yaptığına karşı ona demediğimi bırakmazdım ama sabretmem lazımdı. Onu seviyordum ve kaybetmeyi göze alamazdım. Peşinden odaya gittim. Kapıyı açtığımda onu piyanonun önünde gördüm. Bana arkası dönük olduğu için beni göremiyordu. Ama ben onu izleyebilirdim. Tuşlara basmıyordu bildiğin tuşlarla kavga ediyordu. Bana kızgındı ve hıncını notlardan çıkarıyordu. Ama yine de bir ritim yakalayabiliyordu. Yavaşca yanına yaklaştım. O tuşlara basarken arkasından elimi uzatıp bende bir iki tuşa bastım. Sonra arkasını dönüp bana baktı. Bende ona baktım.
'Ne var?' sorusu ile gözlerimi devirdim. Tam cevap verecekken ayağa kalktı ve eşyalarımın olduğu dolabı açtı. Sonra bana döndü.
'Dur tahmin edeyim. Sevgilin seni evine davet etti.' deyip yeniden yanıma geldi. Sonra masanın yanında duran valizi alıp yatağın üstüne koydu. Fermuarını açtı ve dolaptan çıkardığı eşyaları onun içine doldurdu.
'Sende gideceksin ve eşyalarını toplamaya geldin.' dedi. Sonra yanına gittim. Gözleri dolmuştu.
'Kuzey...' dediğimde sözümü kesti ve
'Almina bana masal anlatma. Burda kalman için beni sevmen gerekiyordu. Sevdin... Şimdi gidiyorsun içini dök. Çekinme.' dedi. Bu lafları beni kırıyordu. Gözümden akan bir damla yaşı elimin tersiyle silip yatağın kenarına oturdum. Onun koyduğu eşyaları yavaşca çıkardım ve katladım. Sonra göz yaşlarım hızlandı. Onu seviyordum. Salak gibi hissediyordum bazen ama yine de seviyordum.
'Almina.' dedi. Başımı kaldırmadım.
'Almina bana bak.' dediğinde omuzlarımı yukarı kaldırıp bıraktım. 'Almina çocukluk yapma bana bak.' dedi. Ama gözyaşlarımı göstermeye hiç niyetim yoktu. Elini çeneme koydu ve kafamı yukarı kaldırdı. Baş parmağı ile gözümün yaşını sildi. Sonra bana bakıp yüzünü buluşturdu.
'Sen ağlıyorsun.' dediğinde gözlerimi devirip
'Ciddi olamazsın.' dedim. Sonra gülümsedi ve
'Neden ağlıyorsun Almina?' dedi.
Seni seviyorum çünkü gerizekalı ama sen bana azıcık değer vermiyorsun ki. Hayvan. Öküz. Pislik. Şapşal...
Tabiki bunların hiçbirisini söylemedim.
'Beni istemiyorsan giderim.' dedim. Sonra kısa bir kahkaha attı ve
'İstememekten değil. Sevgilin kızmıyor mu başka erkeklerle aynı evde kalmana.' dedi.
'Ne sevgilisi ya. Sabahtan beri sevgili sevgili. Hangi sevgili acaba? Ortada bir sevgilim var da ben mi göremiyorum.' dedim.
'Sana çiçekler balonlar alan sevgilin.' dediğinde
'Kuzey o benim sevgilim değildi.' dedim.
'Tabii canım o yüzden sabahtan akşama kadar onunlaydın. O yüzden telefonun kapalıydı.' dedi.
'O Mertti. Şu doktor olan. Bir tür terapi gibi bişey yaptı sanırım. Ama beni eğlendirdi en azından.' dedim.
'Demek doktor hasta aşkı he? Oda iyiymiş.' dedi. Beni sinir etmek için ayrı bir çaba gösteriyormuş gibi hissediyordum.
'Sen bana hesap soracağına kendine bak önce. Beni hasta halimle evde bırakıp sevgilinin yanına gittin. Yetmezmiş gibi sabah sana hasta halimle kahvaltı hazırladım ama sen okuldaydın. Dur pardon. Okulda değildin. Sevgilinin yanındaydın. Bana yalan söyledin.' dedim.
'Saçmalama Almina. O kız çocukluk arkadaşım. Evet sabah sana yalan söyledim. Ama ne demeliydim.
'Almina ben sana sürpriz yapıyorum o yüzden de yalan söylemek zorundayım. Kusura bakma şu an sana hediye seçiyorum telefonu açamam.' mı deseydim.' dediğinde ağzımdan sadece
'Sürpriz mi?' kelimesi çıktı.
'Evet sana hediye almıştım.' dediğinde odaya göz gezdirdim. Hediyeyi aradığımı anlamış olacak ki
'Boşuna bakınma etrafa. Dolapta.' dedi. Dolabın kapağını açmamla kocaman bir ayının kucağıma düşmesi bir oldu. Elinde 2 demet çiçek vardı. Biri gül diğeri papatya. Ve abartısız benim boyumdaydı.
'Ben cidden ne diceğimi bilemedim. Teşekkür ederim.' dedim. Sonra yere bakarak
'Bir de özür dilerim. Bu gün ki kabalığım için. Ama telefonu kasıtlı kapatmadım kendi kapanmış.' dedim.
'Önemli değil. Bende özür dilerim. Yalan söylediğim için.' dediğinde
'Pembe yalan.' dedim.
'Evet biraz öyle.' dediğinde nihayet taşlar yerine oturmuştu. Sevgilisi yoktu. Kuzey odadan çıktığında bende pijama giyip yatağa uzandım. Sonra ayıcığıma sarıldım. Tabii çiçeklerimi vazoya koymayı unutmadım. Bi günde 4 demet çiçek. Woww. Kendimi uykuya teslim ettim. Yarın okula devam...

Arkadaşlar yorum ve vote ler ciddi anlamda azaldı. Yazım kurallarımda yada akıcılığımda bir sıkıntı varsa bana mesaj atabilirsiniz.. Görüşmek üzere canlar... 😍😍

U'mutsuz Çocuk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin