~ Önceki bölümün 1 saat sonrasından devam... ~
Multi : Arda
Uzandığım yerde huzurla biraz daha kıpırdanıp gözlerimi açtım ve mavi gökyüzüne baktım. Bir yandan toprak kokusu bir yandan da hafiften esen rüzgar. Çok güzeldi.
Kafamı yanımda benim gibi uzanan Arda'ya çevirdim. Her iki elini ensesinin altında birleştirmiş ve gözlerini kapatmıştı. Onu incelerken yüzümde oluşan sırıtmayı silip gözlerimi tekrar gökyüzüne çevirdim.
" Çok güzel. " Yanımda kıpırdanma hissedince başımı çevirdim. Arda bana doğru dönmüştü. Ona gülümseyip gökyüzüne baktım.
Küçükken babamla oynadığım bir oyun vardı. Bulutları herhangi bir şeye benzetirdik. Elimi kaldırıp bulutu gösterdim. " Tavşan. " Arda'da bakınca ne demek istediğimi anlamıştı. Gülüp o da bir bulutu gösterdi. " Ejderiya. " Söylediği şeyle kahkaha attım. Elim karnıma giderken hala gülüyordum ve zar zor konuşabildim.
" Kaç para ulan bi ejderiya? " Arda'da benim gibi gülmeye başladı. İstanbul'da bir duvarda görmüştüm bu yazıyı ve çok komiğime gitmişti. Sonunda gülüşlerimi durdurunca Arda'ya baktım. Bana bakıyordu. Öyle garip bakıyordu ki olduğum yerde huzursuzca kıpırdandım.
'' Sevdin mi burayı? '' Yattığım yerde kalkıp oturur pozisyona geldim. '' Evet, çok güzel bir yer. '' İleride el ele tutuşan sevgilileri görünce aklıma Enes geldi. Sanki onu özlüyormuş gibi hissediyordum. Çantamdaki telefonu çıkarıp baktım. Hiçbir şey yoktu. İçimde tuttuğum nefesimi sinirle dışarı verip ayağa kalktım. Arda'nın bakışlarını üzerimde hissedince ona dönüp açıklama yaptım.
'' Zamanım daralıyor. Hem akşam ki karaoke için de hazırlanmam lazım. '' Kafasını sallayıp o da ayağa kalktı. Çantamı sırtıma takıp Arda ile beraber yürümeye başladım. Etrafta gülüşen çiftlere imrenerek bakarken homurdandım. Çok çirkinsiniz.
Kafamı Arda'ya çevirdiğimde orada olmadığını gördüm. Olduğum yerde durup şaşkınlıkla etrafa bakarken kimseyi göremeyince iyice telaşlanmaya başlamıştım. Yanımdaki çocuğu kaybetmiştim ya. Hemen telefonumu çıkarıp son aramalardan Arda'yı buldum ve vakit kaybetmeden aradım.
Arkamda telefon çalma sesi gelince başka biridir diyip umursamadım. Bir süre bekledikten sonra arama sonlandırıldı. Oflayıp tekrar aradım. Yine arkamdan aynı zil sesi gelince kaşlarımı çattım ve arkamı döndüm. Karşımda gülerek bana bakıyordu. Çatık kaşlarım mümkünmüşçesine daha da çatıldı. Gözlerim elinde tuttuğu iki pamuk şekere kayınca kaşlarım eski haline geldi. Çığlık atıp Arda'nın elinden pamuk şekeri aldım. Tek elimde pamuk şeker varken diğer elimle Arda'ya sarıldım.
'' Ya Arda çok teşekkür ederim! En sevdiğim! '' Bana bakıp gülümsedi. '' Pamuk şekeri sevmeyen ölsün. '' Gülerek hunharca pamuk şekeri yemeye başladım. Dakikasında pamuk şeker biterken dudaklarımda kalanları da yaladım. Arda'ya döndüğümde daha bitirmemişti bile. Etrafa bakındıktan sonra hızla elindeki pamuk şekeri kaptım.
'' Hey! O benimdi! '' Gülerek Arda'ya baktım ve konuştum. '' O zaman ben bitirmeden gel de al! '' Arda'nın kaşları çatılırken bana doğru atak yapınca çığlık atıp arkamı döndüm ve koşmaya başladım. '' Eylül! Gel buraya! '' Elimdeki pamuk şekeri sallayarak güldüm. '' Çok beklersin! ''
Biraz daha hızlanıp parkta bulunan ağaçların olduğu tarafa doğru koştum. '' Eylül! '' Kahkaha atarken arkamı dönüp peşimden koşan Arda'ya baktım. '' Sen daha çok koşarsın! '' Gülmekten gözlerim yaşarınca Arda'nın bağırmasıyla popo üstü yere yapışmam da bir oldu. '' Dikkat et! ''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yanımda Kal #Wattys2016
Teen Fiction'' Belki kavga edebiliriz, küs kalabiliriz, birbirimizi üzebiliriz, mutsuz edebiliriz. Ama ne olursa olsun hep yanımda kal. '' - Arda Erez '' Sadece sana sarılmama izin ver. '' - Eylül Kaya ~ Hiç bir kitabı okumadan nasıl olduğu hakkında karar verem...