9.BÖLÜM

11.3K 656 4
                                    


9.BÖLÜM

Hazar bakışlarını bir türlü genç kadının üzerinden alamıyordu. Genç kadın oldukça üzgün görünüyordu. Son birkaç saattir onu mutlu etmek, yeniden yüzünde bir tebessüm görmek için çok çabalamıştı. Doğrusu bir erkeğe kendini kötü hissettirmeyi çok iyi biliyordu, ama yine de ne yapacağını bilmiyordu. Belki de böyle olması her ikisi için çok daha iyi olmuştu. Bir müddet sonra ondan sıkıldığında bazı şeyleri kabullenmesi çok daha kolay olacaktı.

Elif pazarın içinde gezinmeye devam ederken ansızın eteklerinden çekildiğini hissetti. Şaşkınlıkla bakışlarını çevirdiğinde bir çift gülen kahverengi gözle karşılaşmıştı. Üç dört yaşlarındaki çocuk kendi dilinde bir şeyler söylüyor, Elif ne söylemek istediğini bir türlü anlayamıyordu. Tezgahtaki kadınlardan bir tanesi ona bir oyuncağı işaret etmişti. Genç kadın hemen oyuncağı aldı ve çocuğa verdi ama çocuk bir türlü yanından gitmiyordu. Öyle şeker bir şeydi ki dayanamayıp kucağına aldı. "Beğendin mi oyuncağını ?" derken dayanamayıp çocuğu yanaklarından öpmüştü. Tam o sırada bir adam yanına yaklaşmıştı. "Siz Türk'sünüz galiba, ben de buraya turist olarak geldim. Buranın meydanını biliyor musunuz ?" şaşırmış bir ifadeyle bir Elif'e bir de kucağındaki çocuğa bakmıştı. "Çocuk sizin mi! Maşallah çok tatlı ."

Biraz ilerideki bir tezgahın önündeydi Hazar bu sözleri duyduğunda bakışlarını çevirmişti. Elif'i kucağında bir erkek çocuğu gördüğünde midesi bir yumruk yemiş gibi olmuştu. Öfkeyle iki adımda Elif'in yanına gitti.

"Çocuğu bırak ." dedi kaba bir ses tonuyla.

Elif şaşkınlıkla genç adamın yüzüne baktı. Hazar'ın neye sinirlendiğini bir türlü anlayamamıştı.

Çocuğu yere bırakırken çocuğun annesi yanlarına gelmişti. Yüzünde minnettar bir ifadeyle kendi dilinde bir şeyler söylemiş ve sonra çocuğun elinden tutup gitmişti.

"Hazar beyefendi meydanı soruyordu, tarif edebilir misin ?"

Hazar pratik bir şekilde adama yolu tarif etmişti. Elif Hazar'la göz göze geldiğinde hala onun sinirli olduğunu fark etmişti. Onun neye sinirlendiğini bir türlü anlayamadı. Biraz daha oyalandıktan sonra yeniden otele dönmüşlerdi.

Otel odalarına döndüklerinde ise Hazar hırsla onu kendine doğru çekmişti. Bu akşamki sevişmeleri her zamankinden çok farklıydı. Çok daha tutkulu, çok daha istekliydi Hazar. Elif'in dikkatini çeken diğer şey ise Hazar'ın onu gün geçtikçe çok daha fazla arzulamasıydı. Acıyla gülümsedi Elif. Hazar ondan mümkün olduğunca çok zevk almaya çalışıyordu.

Günler hızla akıp geçiyordu neredeyse bir aylık tatilin sonuna gelmişlerdi. O konuşmadan sonra aralarındaki büyü bozulmuştu. En azından Elif için öyleydi. O gün Hazar gelecekle ilgili bütün umutlarını, hayallerini yok etmişti. Şimdi her ikisi de birbirine daha temkinli yaklaşıyordu. Hazar'ın istediği gibi hiçbir duygusal bağ olmadan cinsel bir birliktelik. Elif ise bu duruma daha ne kadar katlanabileceğini bilmiyordu.

Yattığı yerde saate baktı. Gece yarısını çoktan geçiyordu. Biraz önce bir eğlenceden gelmişlerdi ve Hazar banyoya girmişti. O banyodan çıkmadan uyumak istiyordu. Hemen gözlerini kapadı bir müddet sonra Hazar'ın banyoya girişini, duşu açışını duydu. Akan su, dışarıda sahile vuran dalganın sesi ona ninni gibi gelmeye başlamıştı. Kısa bir süre sonra zihni dağılmış ve karanlığa doğru yol almaya başlamıştı.

Elif sabah uyandığında burada geçirecekleri son günleri olduğunu biliyordu. Şimdiden onu Türkiye'ye gitme heyecanı sarmıştı. Hayatında hiç bu kadar memleketinden uzak kalmamıştı, ilk yurt dışı seyahatiydi. Özlemişti vatanını.

ALDANIŞ(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin