"Belli etmek yok tamam mı?" Kar maskesini yüzüme kapatmadan önce Taehyung'a söylediklerimle kafasını hızla aşağı yukarı salladı ve o da maskeyi yüzüne kapattı. Bunu yaptığımıza hala inanamıyordum. Bu bir duyulsa insan kaçırmaktan dolayı hapise bile girebilirdik. Yoongi ve Ae Chan bizden kesinlikle şikayetçi olurlardı. Bundan adım gibi emindim.
Yere koyduğum içerisinde kahvaltılık bir şeyler olan tepsiyi elime alıp Taehyung'un kapıyı açmasına izin vermek için önünden çekildim. O kapıyı açarken ben kendimizi ele vereceğimizi düşüne düşüne kendimi bitirmiştim. Bu iş için bir de boş bir evi kiralamak zorunda kalmıştık. Kapıyı hızla açtıktan sonra açtığı kapıya büyükçe bir tekme atan Taehyung'a gözlerimi devirdim.
Neden bu kadar abartıyordu?
Bu eve para verdik biz.
Yakalanmamamız gerekiyordu ama o yaptığı abartı hareketlerle bizi ele verecekti. Bundan da emindim. O içeriye girerken bende peşinden elimdeki tepsiyle içeriye girdim. Yoongi ve Ae Chan kafalarını birleştirmiş bir şekilde uyuyorlardı. Dediğim gibi gerçekten çok benzerlerdi. İkisi de önlerinde bomba patlasa uyanmazlar. Taehyung odanın en köşesindeki su dolu kabı alıp gelince Yoongi'nin ve Ae Chan'nın bunları öğrendikten sonra bize yapacakları şeyler hakkında düşünüp şimdiden endişelenmeye başlamıştım.
Soğuk suyu yüzlerine doğru serpti.
İkisi de şok içerisinde uyanırken Taehyung elindeki kabı odanın en köşesine fırlattı tekrar.
"Ne oluyor?" Kötü adam olmak zorunda olduğum için elimdeki tepsiyi yere koyup ayağımla onlara doğru iteledim. Sesimi değiştirmek zorundaydım yoksa hemen tanınırdı. Boğazımı temizleyip konuşmak için ağzımı araladım.
"Mama getirdik." Yoongi sinirle sandalyede oynarken ben korkuyordum. Ödüm kopuyordu. Eğer o ipler çözülürse ikimizi de öldürürdü. Onların yakınlaşıp yakınlaşmadığından emin olmak için yavaş adımlarla üstü başı ıslanmış Ae Chan'a doğru ilerledim. Gözlerini bana dikmiş bakarken bu durumda bile nasıl bu kadar güçlü göründüğünü anlamakta zorluk çekiyordum. Yoongi benim Ae Chan'a doğru ilerlediğimi fark ettikten sonra oturduğu sandalyede tepinmeye başladı.
"Ondan uzak dur şerefsiz!" Bana şerefsiz demişti. Ağzım iki karış açılırken Taehyung yerinde duramayıp tepindi.
"Şerefsiz mi? Sevgilimle nasıl konuşuyorsun sen Yoongi Hyung?!" Ağzım açık bir şekilde bu defa Taehyung'a doğru dönmüştüm. Bana doğru dönünce elini ağzına atıp ağzını kapattı. Pot kırmıştık işte. Yanımda Taehyung'un omuzuna yumruğumu atarken sinirle söylendim.
"Nasıl anlaşmıştık biz Taehyung?! Her şeyi bozdun!" Taehyung avucunu ağzından çekti ve bana doğru döndü.
"Özür dilerim Ha-Neul ama sana şerefsiz deyince dayanamadım!" Ellerimi yüzüme kapatıp derin bir nefes aldım. Yakalanacağımızı zaten biliyordum. Ellerimi yüzümden çektikten sonra kafamı kaldırıp bize şaşkınca bakan Yoongi'ye ve Ae Chan'a baktım. Yüzlerindeki ifade bir şeyleri çözmek istiyorlarmış gibiydi.
"Siz...Ne yapıyorsunuz?" Yoongi'nin şaşırmış sesi ile yapmacık bir şekilde gülümseyip Taehyung'un kolundan tuttum ve çıkışa doğru gerilemeye başladım.
"Hiç..hiçbir şey." Hızla kapıdan çıkıp odayı kapattık ve Taehyung kapıyı tekrar üzerlerine kitledi.
"Ya! Gelip çözün bizi çifte salaklar!" Yoongi'nin bağıran sesi kulaklarıma dolarken kar maskelerini çıkarıp evin çıkışına yönelmiştik bile.
Bittik biz.
Double update ^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
strawberry ❆ kim taehyung✔
Fiksi Penggemar❝Gözlerinin önünde olmama rağmen o beni hiç görmedi.❞ '250716