Bitmeyen bir rüyanın içinde çabalamaktan yorulan ve hiçbir şeyden mutlu olmayan küçük bir kız çocuğuydum. Hiçbir anın tadını alamıyordum her şey çok fazla iyi ve güzeldi ve ben bunları hak edecek hiçbir şey yapmazken. Ben bu dünyaya ait değildim benim yerim burası değildi.
............Yine sabah olmuştu. Çantamı hazırlayıp hemen evden çıktım. Anneme gözükmek istemiyordum. Her sabah olduğu gibi beni azarlayan cümlelerini duymaktan bıkmıştım. Şoförümüz Hamdi Amca beni bekliyordu. Hemen hızlıca arabaya bindim.
.............Okula gelmiş bulunmaktayım. Evet İstanbul'un en iyi kolajlarından birine gidiyordum. Zengin ve fazla şımarık bir dünyaya yine günaydın diyordum.
Aaa bir dakika size ilk önce kendimi tanıtayım. Sonra da devam edelim bu benim küçük dünyama.
Adım Buğlem, yaşım 18, 12. Sınıfa gidiyorum. Yay burcuyum. Bir tane kız kardeşim var. İstanbul doğumluyum. İngilizce ve Fransızca biliyorum. Çok iyi yerlerde eğitim aldım. Ayrıca annemin zoruyla da olsa piyano çalmayı öğrendim. Ve aileme gelelim. Babam, onu küçükken kaybetmişiz. Kendimi zaman zaman zorlasam da hiçbir anı aklıma gelmiyor. Baba sevgisinden mahrum bir çocukluk geçirdim. Annem, o fazla otoriter ve sert bir kişiliğe sahip. Anneme en son ne zaman sarıldığım hatırlamıyorum bile o kadar diyim yani. Benim hiçbir yaptığımı beğenmez, sürekli eleştiri halinde sanki ben onun kızı değilmişim gibi davranıyor. Kardeşim Cansu çok iyi anlaştığımızı söyleyemem o benden daha farklı hayatın tadını çıkarmada üstüne yoktur. Hiçbir şeyi dert etmez,vurdum duymazdır. Annem Cansu'yu daha çok sever, bunu zaten her hareketinden anlayabilirsiniz. Kardeşimle beni sürekli kıyaslar peki ben buna aldırıyor muyum? Hayır. Çünkü bu olay bende o kadar rutine bağlamış ki artık hissetmiyorum bile.
Evet zengin ve fazla lüks bir hayat sürüyoruz. Belki de çoğunuzun hayal ettiği bir hayat yaşıyorum. Her istediğim anında oluyor, Parayla çoğu şeyi çözebiliyorum. Ama tek çözemediğim şey bu hayattan tat almak. Ben belki de çoğunuzun yaşadığı mutluluğu ne parayla ne de pulla satın alamıyorum ben çoğunuzun yaşadığı sevgiye sahip değilim o zaman bu zenginliğin tam bir zenginlik olduğu söylenemez. Şimdi dönelim benim küçük dünyama.
Yasemin Hoca küçük bir konuşma yapmak için dersteki hocamızdan izin alıp kocaman gülümsemesiyle içeri girdi.
Yasemin Hoca:
_ Evet sevgili arkadaşlar biliyorsunuz ki bu sene son seneniz okulların kapanmasına az bir süre kaldı ve sizler bizim okulumuzdan mezun olacaksınız. Hepinizin iyi üniversitelere gideceğine eminim. Ve bu 4 yıl boyunca azimle ve hiç durmadan yoğun bir çalışma sürecinden sonra siz mezunlarımıza güzel bir mezuniyet gecesi düzenledik ve bunu hak ettiniz. 1 hafta sonra cumartesi günü okulumuzdaki partiye hepinizi davet ediyorum. Ayrıca ailelerin katılacağı mezuniyet törenini bütün velilere duyuracağız. Mezuniyet töreni balodan bir gün önce yani Cuma günü.
Ve Yasemin Hoca'nın verdiği bu parti haberi bütün sınıfı neşelendirmişti. Parti yapıp eğlenmek bizim kolajın en iyi yaptığı işti zaten. Nihayet ders bitmişti. Ve bu son okulda oluşumdu. 2 hafta sonra zaten okul bitiyordu ve ders falan kimin umurundaydı ki. Ve benim için tatil başlamıştı. Birkaç gün evde takılır sonra arkadaşlarla bir tatil planı yaparız.
Arkadaş grubumdan hiç bahsetmedim. Biraz da onlardan bahsedeyim. Duru, benim en yakın arkadaşım, tatlılık ve şirinliğiyle bilinir. Acayip çalışkan ve zeki bir kızdır. Biraz kilolarıyla sıkıntısı var. Sürekli adını bilmediğim bir sürü değişik diyetleri yapıyor. Ama tabi ki bir çikolata hastası bu diyetlere ne kadar uyabilirse. Duru benim tek dostum. Onu çok seviyorum ya çitlenbiğim benim. Su, onunla sadece takılıyoruz o kadar yakın değilim. Eren Su'yun sevgilisi biraz sert bir mizaca sahip. Çoğu zamanımız onların kavgalarıyla geçiyoruz. Çoğu zamanım okulda geçtiği için onlara kendimi daha çok yakın hissediyorum.
.............Evet nihayet evdeyim. Annem her zaman ki gibi dernek toplantısında, öyle yardım severler ki sadece gösterişten ibaret gereksiz insanlar.Saatlerce kaliteli şarapları tadıp dedikodu yapan bir grup sadece.
Cansu kardeşim yine deliler gibi alışveriş yapmış ve şimdi de hazırlanıp annemden gizli dışarı çıkma planları yapıyor. Tabi benden de yardım istiyor, bu ortaklığa girip annemin azarını almaya hiç niyetim yoktu.
Ve biraz uzanma vakti kulaklıklarımı açıp müziği son ses dinlemeye başladım. Bu müzikler insanı derdi yokken bile dertlendiriyor valla ya. Hemen telefonumu çıkarıp sosyal medya hesaplarım da dolaşmaya başladım. Ve en son ki fotoğrafıma binlerce beğeni gelmiş bu beni biraz şımartıyordu. Beğenilmek güzel bir duygu. Aşağıdan bir gürültü geldi hemen aşağı inip baktım. Cansu tam dışarıyı çıkarken anneme yakalanmıştı. Ve annem beni görür görmez.
Sinem ( Buğlem'in annesi):
-Buğlem ben yokken kız kardeşinden sen sorumlusun ve sen her zaman olduğu gibi kardeşine sahip çıkamadın. Ne sorumsuz bir çocuksun. Cansu'ya bir şey olsaydı bunun hesabını çok ağır öderdin.
Buğlem:
- Ya anne farkında mısın? O kendi sorumluluğunu kendi bilecek, senden izin almadan kendini sokağa atan ben değilim. Bana değil Cansu'ya hesap sorman gerek. Yeter ya yeter.
Diyip koşarak odama çıktım gözlerimden usul usul inen gözyaşlarımı elimin tersiyle silip cama doğru yaklaştım. Neden bu kadar acımasız dünya beni neden annem sevmiyor. Bu kadarı da haksızlıktı. Uyumaya çalışıyordum. Ve bir süre sonra usulca gözlerim kapandı.
3 Gün Sonra....
Evet tatil planı yapılmış hazırlıklar tamamlanmıştı. 3 günlük bir Antalya tatili yapacaktık. Eren,Su,Duru ve ben yola çıkmak için Eren'in bağacına bavulları yerleştiriyorduk. Şu an Su'yun evinin önündeydik. Hizmetçiler tam dört tane bavul indirmişlerdi. Biz Duru ile şok bir vaziyette bavullara bakıyorduk.
Eren:
-Oha aşkım bunlar ne 1 aylığına gitmiyoruz farkındasın değil mi?
Su:
-Ya ama aşkım hepsi lazım. Hadi bakalım bunları bağaca koy bir an önce Antalya'ya gitmek istiyorum.
Arabaya bindik. Eğlenceli bir yolculuktan sonra nihayet Antalyadayız.
Hemen otel odalarımıza yerleştik. Güzel bir yemek yemenin zamanıydı. Karnımızı doyurduktan sonra şöyle güzel bir akşam yürüyüşü yaptık Duru, ben ve Su. Eren otelde dinlenmeyi tercih etmişti. Tabi bu durum Su'yu epey sinirlendirmişti.
Ertesi Gün
Sabah kahvaltısından sonra mayolarımızı giyip plaja indik. Su serindi tam istediğim gibiydi baya yüzdüm. Duru biraz sudan korkuyordu. Suyu sevmeyen birine en güzel yapılacak şey onu suyun içine çekmek. Suya dalıp ayaklarından tutup daldırıyordum. Çığlık ata ata çitlenbiğimin sesi kısılmıştı. Bana baya sinirlenmişti. Ama dargınlığını alabilecek bir şey biliyordum kakaolu dondurma her küstüğümüzde kakaolu bir dondurmayla her şeyi unutturuyordum.
Ve sıra voleybol oynamada gençler toplanıp takım kurdu, biz de onlara katıldık. Ve maç başlasın.......
Otele gidip biraz dinlendik akşam için hazırlandık kulübe gidecektik.
...........Kulüp baya kalabalıktı. İnsanlar deli gibi coşmuştu. Duru müziğe kaptırmıştı kendini, beni de zorla kaldırdı. Alkol almaya başladık.
Kafam uyuşmaya başladı. Bir kenara oturup etrafa bakmaya başladım. Herkes sarmaş dolaş, bazıları daha birkaç dakika önce tanıştığı kişilerle sanki 40 yıldır tanışıyorlarmış gibi samimi şöyle bir baktım ben neden buradaydım ve bu insanlara buradan bakılınca iğrenç gözüküyorlardı. Hemen hızlıca dışarı çıktım. Nereye gittiğimi bilmiyordum. Sadece buradan uzaklaşmak istiyordum. Bir bank bulup oturdum ve ağlamaya başladım neden mutsuzum neden hiçbir şey beni tatmin etmiyor neden hep bir yanım eksik neden....
Banktan kalkıp etrafıma baktım alkolün etkisiyle dengem bozulmuştu. Tam nerde olduğumu çıkaramamıştım .
Yanımda bir araba durdu iki tane pis herif bana seslenmeye başladı. Korktum ve koşmaya başladım onlarda arabadan inip arkamdan koşmaya başladılar. Biri beni yakaladı. Bağırmaya başladım. Diğeri arabayı getirmeye gitti. Kimseye sesimi duyuramıyordum....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MERHEM OL YARALARIMA
SpiritualAşık olmakla sevmek arasındaki farkı sormuşlar (?) Cevaplamış Şems: Senin baktığına herkes bakar; ama senin onda görebildiğini herkes göremez. Herkes aşık olabilir; ama hiç kimse senin gibi sevemez. Tek fark sensin. Seni özel kılan sevdiğin değil, s...