Nereye gideceğimi bilmiyordum. Ne yapacaktım annem çok kararlı gözüküyordu. Beni resmen evlatlıktan reddetti. Annem doğru söylüyordu ben öldürdüm ben yaptım ben. Bu acıyla nasıl yaşacaktım. Neden bu kadar acımasızdı dünya neden. Babamı aldı benden, anne sevgisini aldı şimdide kardeşimi neden bu kadar acımasız bir dünyaydı. O kadar kötü bir acıydı ki bu, daha gencecikti kardeşim o kadar yaşlı varken, hasta varken neden benim kardeşim. Üniversite okuyacaktı, aşık olacaktı, gelin olacaktı, anne olacaktı daha bir sürü yaşayacak şeyleri vardı. Ve ben buna sebep oldum. Ben nasıl yaşarım.
Taksiden indim Duruların evlerinin önündeydim. Başka gidecek bir yerim yoktu ki. İstanbul da olan akrabalarım, onlarda beni kabul etmezler annem tembihlemiştir. Duru beni bavullarla görünce şok oldu, kız haklı eve diye gittim ve şimdi bavullarla kapısını önündeyim. Endişeli bir şekilde bana baktı.
- Ne oldu Buğlem. Bu bavullar ne
- Annem beni istemiyor evden kovdu
- Aaa inanamıyorum .Gel hadi içeri
İçeri girdim, salona geçtik. Annesi de salondaydı.
Duru'nun Annesi:
- Aaa Buğlem kızım ne oldu
Duru:
- Sinem Teyze evden kovmuş
Duru'nun Annesi:
- İnanamıyorum, acılı dedik, kızını kaybetti sonuçta ama bu kadarı da kusura bakma kızım insanlık dışı. Bir anne bir evladına böyle zülüm eder mi? Bir evladını kaybettin diğer evladına sımsıkı sarıl bari
Buğlem:
- Kusura bakmayın rahatsız ettim sizi. Birkaç gün toparlayayım kendimi, kalacak yer bulurum.
Duru:
- Buğlem saçmalama ne rahatsızlığı
Duru'nun Annesi:
- Buğlem yavrum sakın böyle şeyler düşünme istediğin kadar kalabilirsin burada.
Buğlem:
- Teşekkür ederim. İzninizle ben biraz dinlenmek istiyorum.
diyip misafir odasına çıktım. Ruhum yorgundu. Çıkmaz bir yola girmiştim. Duru ve annesi ne kadar kal deseler de burada kalamazdım. Sonuçta bana bakmak zorunda değillerdi. Bir de onlara yük olmak beni iyice yıpratırdı. Üniversite tercihleri, yerleştirmelerine kadar burada kalmaya karar verdim. Yurda yerleştikten sonra da gerisini düşünürdüm artık. Şimdi sadece uyumak istiyordum. Kalktığımda hepsinin bir rüya olmasını dileyerek gözlerimi kapattım.
Evet yine sabah olmuştu yine güneş doğmuştu ama içimdeki acı azalmıyordu aksine beni yiyip bitiriyordu. Kimse daha uyanmamıştı hemen üstümü giyinip çıktım. Yürüyerek tüm sokakları gezdim. Ve deniz karşımdaydı o muhteşem mavisi hala aynıydı. Denize bakarak, evet bak mavi ben geldim ama bu sefer eksik ve yarımım. Kayalığa oturup sessizce ağladım.
Şimdi de Cansu'yla çocukken en çok eğlendiğimiz yere geldim. Lunapark hani hastaneden çıkar çıkmaz geleceğimiz ilk yer hani ellerimiz bir kere kenetlenecekti burada sonra bir daha hiç ayrılmayacaktık. Burada o kadar anımız vardı ki hepsi tek tek canlandı gözüm de. Dönme dolaba bindim. Cansu'yu yanımda hissediyordum. Gözyaşlarım durmuyordu.
Ben yaptım ben... Bir taksiye atlayıp tam da olmam gereken yere gittim.
Evet en yüksekteydim hem de en yüksekte. Ruhumun atladığı uçurumun kenarındaydım. Şimdi haykırmak istediğim her şeyi haykırıyordum.
Bak geldim ablacım, bir daha hiç ayrılmayacağız. Özür dilerim, özür dilerimmmm kardeşim ben sebep oldum. Bencillik yaptım. Ben sadece kendini düşünen bir zavallıyım ablacım. Sen yaşarken senin değerini bilemedim, her gün sana seni sevdiğimi söyleyip doyasıya sarılamadım, hep keşkeler kaldı geriye. Büyüdükçe yabancılaştık, koptuk birbirimizden. Annemin bana olan sevgisizliği yüzünden... sözümü tamamlayacak gücüm kalmamıştı bağırarak ağlıyordum. Ayağa kalkıp uçurumun kenarına doğru yürümeye başladım. Korkuyordum ama atlamalıydım çünkü benim dayanacak gücüm kalmamıştı. Ölünce her şey çözülecekti bu içimdeki acı bitecekti. Her sabah bu acıyla kıvranmayacaktım. Gözlerimi kapatıp yavaşça kendimi bıraktım...
Beni biri tutup çekti kimdi bilmiyordum ama direniyordum atlayıp, ölmek istiyordum. Bağırıyordum bırak beni, ölmek istiyorum bırakkk.
Ben durana kadar beni tuttu. Ve uçurumdan uzaklaştırdı. Bu kişiyi hatırlıyordum bu beni o gece kurtaran çocuktu. Hümeyra teyzenin oğluydu.
- Neden tuttun beni ölmek istiyorum anlıyor musun bu acıdan kurtulmam gerek
- Sen ölünce bu acıdan kurtulacağını mı sanıyorsun. Allah'ın verdiği cana kıymak senin ne haddine sen aciz bir kulsun ve Allah hiç kimseye taşımayacağı yük yüklemez.
- Ne diyorsun ya sen benim ne yaşadığımı bilmiyorsun anlayamazsın eğer sende benim yaşadığım acıyı yaşasaydın bir dakika durmaz öldürürdün kendini.
- Evet sen nasıl bir acı yaşadın bilmiyorum ama hiçbir acı beni bu noktaya getiremez. Aklın başında değil senin, gel seni sapasağlam teslim edeyim ailene.
- Hayır gelmeyeceğim, beni teslim edeceğin bir ailem yok anladın mı?
- Allah rıza için binin hanımefendi. Götüreyim sizi mantıklı düşünemiyorsunuz.
Bir şekilde ikna olmuştum. Arka koltuğa geçip cama iyice yaklaştım. Duruların evini tarif ettim. Kapıyı açıp atlamayı deneyecektim. Fakat öyle bir şeyi yapabileceğimi düşünmüştü ki kapıları kilitlemişti. Yol boyunca hiç konuşmadık. Duruların kapısının önüne geldiğimiz de bana bir kağıt uzattı.
- Bakın burada bir adres var. Kendinizi toparladıktan sonra buraya gidin orada size yardımcı olacak insanlar var.
- Ne gibi insan anlamadım, ne yardımı
- Bakın siz yolunuzu kaybetmişsiniz ve yanlış yoldasınız ben sizinle konuşup hakikatleri anlatmak isterim ama olmaz buradaki hanımefendiler benden daha iyi yardımcı olurlar size.
Bir şey söylemeden indim arabadan. Eve girdim kimseye gözükmeden. Odama girip aynaya baktım. Hayat ne kadar da şaşırtıcıydı. Eski Buğlem den eser kalmamıştı. Ben ki evden asla makyajsız çıkmazdım. Şimdi bakıyorum da ağlamaktan gözaltları şiş ve morarmış, bitkin yorgun bir Buğlem olmuş. Yatağıma oturup düşünmeye başladım. Çocuğun bana söyledikleri aklıma geldi. Kendimi sorgulamaya başladım. Sonra kızdım kendime cümleleri saçmalıktan ibaretti. Kağıda bakıp çekmeceye attım. Ölmeyi de beceremiyordum ben hiçbir işe yaramıyordum.
1 Ay Sonra
Bir ayda o kadar şey değişmişti ki ben bile kendimi tanıyamıyordum. Duru bu zorlu süreçte hep yanımdaydı. Ama artık benim hayatımdan endişeleniyordu. Artık bana dur demeye karar vermişti.
Nasıl mı biri oldum .....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MERHEM OL YARALARIMA
SpiritualAşık olmakla sevmek arasındaki farkı sormuşlar (?) Cevaplamış Şems: Senin baktığına herkes bakar; ama senin onda görebildiğini herkes göremez. Herkes aşık olabilir; ama hiç kimse senin gibi sevemez. Tek fark sensin. Seni özel kılan sevdiğin değil, s...