MK 7

598 42 4
                                    

Düzenlenmiştir.

◆◇◆◇◆◇◆◇◆◇◆◇◆◇◆◇◆◇◆◇◆◇◆◇


Sıçrayarak uyandı Vega. Hep böyle kabus görerek mi uyanacaktı? Daha kendine geleli iki gün olmuştu ve bu iki güne de kabuslarla uyanmıştı. Kabus görmesinin yanında kabuslarının içeriği de onu endişelendiriyordu. Her defasında dört element tarafından saldırıya uğruyor en sonunda da hep ateş tarafından kurtarılıyordu. Saate baktı ve yeterince geç olduğuna karar verip banyoya gitti. Kabus yüzünden kan ter içinde kalmıştı ve duş almak istiyordu. Suyu yeterli bir soğuğa ayarlayıp üzerindekileri çıkardı. Soğuk su tenine değer değmez bir şeyler değişmeye başlamıştı sanki. Önce gözünün önüne bir görüntü geldi. Sarışın mavi gözlü bir kadın ve yine aynı özelliklere sahip bir adam ve kız çocuğu. İlk başta hayal gördüğünü sandı ve saçını yıkamaya başladı ama bu seferde bir ev gelmişti gözünün önüne. Küçük bir kulübeydi bu az önünde bir orman ve göl bulunan. Evet işte oradaydı o kadın ve adam. O kız da oradaydı. Sonra bir küçük kız çocuğu çıkageldi evin içinden. Saçları tıpkı onun saçları gibi parlak alev rengi, gözleri de onun gözleri gibi masmaviydi. Ne kadar da bana benziyor diye düşündü Vega. Sonra sesler duymaya başladı "Hadi Vega! Sepeti getir." "Şimdi seninle bir oyun oynayacağız tatlı kızım tamam mı?" "Unutmayın siz bizim en değerli hazinelerimizsiniz." Bu sesler de neydi? Neden bu seslerin sahiplerini tanıdığını hissediyordu? Neden ağlıyordu? Hızla durulanıp kendini banyodan dışarı attı. Hüngür hüngür ağlıyordu. Hatırlamıştı işte gerçekte kim olduğunu. O Mars Prensesi değildi. Kraliçe ve kral onun anne ve babası değildi. O buraya ait değildi. Annesini istiyordu, ablasını, babasını. Evine dönmek istiyordu ama biliyordu bu imkansızdı. Kurulanıp üstünü giyindi. Saçlarını taramaya başlamıştı ki kraliçe odaya girdi. "Benim güzel prensesim uyanmış mı?" tatlı bir sesle konuşan kadının sesi Vega'nın yüzünü görünce bir anda değişti "Tatlım sen iyi misin? Bir sorun mu var Vega?" dedi endişeyle. Vega bir an geçmişini hatırladığını söylemek istediyse de kraliçenin hafızasını silmeden hemen önceki sözlerini hatırlayıp sustu. "Geçmişini hatırlamaman için hafızanı silmek zorundayım tatlım. İnan bana Mars'ta geçireceğin bundan sonraki hayatında geçmişini hatırlaman senin için iyi olmaz. Bir daha geçmişini hatırlamaman dileğiyle güzel kızım." demişti. Nedenini bilmiyordu geçmişini neden hatırlamamalıydı ama bu söze bağlı kalacağına söz verdi kendine. Madem bundan sonra Mars Prensesi olacaktı, en iyisi olmak için elinden geleni yapacaktı. "Hayır anneciğim sadece kötü bir rüya gördüm o yüzden ağlıyordum." dedi. Duyduğu sözlerle derin bir nefes alan kraliçe sıkıca kızına sarıldı. "Korkma tatlım bak ben yanındayım, annen burada. Hem sana güzel bir haberim var." dedi. Vega merakla kafasını annesine çevirdi. "Sen artık beş yaşındasın yani hükmettiğin gücüne kavuştuğun yaşta. Gücüne kavuştuğunu ve resmi olarak prenses olduğunu göstermek için sana bir taç giyme töreni yapmaya karar verdim. Biliyorum biraz ani oldu ama bu töreni bugün yapacağız tatlım." Vega hayretle annesine bakmayı sürdürdü. Taç giyme töreni de neydi? Daha önce böyle bir şey görmemişti. "İyi ama ben taç giyme töreni nedir bilmiyorum ki!" diyen Vega'ya yüzündeki şefkatli gülümsemesiyle anlatmaya başladı kraliçe "Taç giyme töreni bir prensesin kraliçe olma yolundaki ilk adımıdır. Gelecekte bu gezegenin kraliçesi sen olacaksın ve gezegenin yönetimini ve korumasını sağlayabilmek için bir takım bilgilere ve tecrübeye sahip olman gerekiyor. İşte bu törenden sonra eğitimlerine başlayacak ve bu evrenin görüp görebileceği en yetenekli ve en güçlü kraliçe olacaksın bebeğim." dedi. Vega hayranlıkla onu dinliyordu. Evrenin görüp görebileceği en güçlü kraliçe, Mars Kraliçesi Vega. Ne kadar güzel bir hayaldi. Evet bunu istiyordu, bu evrenin en güçlüsü olmak istiyordu ama şimdi bu yoldaki ilk adımı atmalıydı, taç giymeliydi.

Ne kadar fazla insan var orada diye düşündü Vega ve hepsi onu görmeye gelmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ne kadar fazla insan var orada diye düşündü Vega ve hepsi onu görmeye gelmişti. Annesinin onu dün getirdiği büyük balkondaydı. Üzerinde Mars'ın rengi kırmızı, kuyruklu ve üzeri gümüş işlemeli bir elbise ayağında gümüş rengi şirin babetler vardı. Saçları özel olarak dalgalı bir hale getirilmişti ve iki yanından beline kadar uzanıyordu. Taç giyme töreni burada olacaktı ve onun halkı buradan selamlaması gerekiyordu. Vay canına bir halkı selamlamak! Çok heyecanlıydı. İşte bugün eski hayatının gölgesi altında yeni hayatına başlıyordu. Duyduğu ayak sesleriyle arkasına döndü. Önlerinde meşaleler tutan genç yardımcıların olduğu beş yaşlı kadının teşrif etmesiyle halk arasındaki fısıltılar kesilmişti. Kraliçe'nin halkı selamlaması ve kızını takdim etmesinin ardından sıra büyük törendeydi. Vega heyecanla annesine baktı, onun güven verici bakışlarından güç alarak beş yaşlı kadına doğru yürüdü ve tam önlerinde durdu. En soldaki kadın yanına geldi ve "Düşmanlarına karşı keskin ol." sözlerinin arasında bir kılıcı eline uzattı. Vega kılıcı aldı ve hemen ardından en sağdaki kadın elindeki biber ağacı dalını "Halkına karşı daima şefkatli, merhametli ve sevecen ol." sözleriyle birlikte diğer eline uzattı. Soldan ikinci kadının elinde bir kolye vardı. "Düşmanlarına karşı gizli ol." sözleriyle onu boynuna taktı. Sağdan ikinci kadında elinde bir kolye tutuyordu. "Halkını ve gezegenini daima koru." diyerek o da kolyeyi boynuna taktı. Sıra sıra tüm kadınlar ona bir şeyler vererek öğütlerde bulunmuşlardı, biri hariç. Ortadaki kadın elinde Vega'nın tacını taşıyordu. Tacı yavaşça Vega'nın kafasına takarken hiçbir şey söylememişti. Bu duruma şaşıran Vega tam kadına soracaktı ki kadın elinde taşıdığı meşaleden bir küçük alevi parmağıyla alarak Vega'nın alnına "Ateş daima seninle olsun." sözleriyle birlikte bir üçgen çizdi.

" sözleriyle birlikte bir üçgen çizdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Vega'nın canı yanmamıştı. Tabi ki de yanmayacaktı o bir ateş hükmedicisiydi. Gizlice güldü içinden yaptığı bu konuşmaya. Yavaşça kadınları selamlayıp halka doğru dönen Vega koruma bloklarına doğru iyice ilerleyip insanların kendisini görmesini sağladı. İnsanlar ona hayretle bakıyor, kimisi iyi dileklerde bulunurken kimisi de çılgınca alkışlıyordu. Gördüğü bu ilgi karşısında Vega hem farklı hem de memnun hissediyordu. Prenses olmak ne güzel şeydi. İşte o an kendisine ve halkına içinden bir söz verdi.

Benim halkım, benim gezegenim, benim gücüm. Söz veriyorum, ne pahasına olursa olsun sizleri koruyacağım. Sevdiklerimi kaybetmek uğruna olsa bile...

 Sevdiklerimi kaybetmek uğruna olsa bile

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

◆◇◆◇◆◇◆◇◆◇◆◇◆◇◆◇◆◇◆◇◆◇◆◇

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen kendinize iyi bakın ♡

Mars KraliçesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin