G1

15 1 0
                                    

1.Bölüm

"Herkes güzeldir. Ama çoğu kişi bunu göremez"

The Amazing Broken Man / New year son.
.
"Onu daha burada tutacakmısın"

Ablamın sesi beynimin icinde yankılanırken başımı neyi dermiş gibi iki yana salladım. Parmaklarımı birbirine kenetlemiş ayağım ile hızlı bir ritim tutarken ablamın pembe fiyonklu babetleri belirdi önümde. Sonrada o narin ve kırılgan sesiyle

"Acıyı. Burada çok kalırsa evimize yerleşir. Bunu istemeyiz öyle degilmi"demişti. Buruk gülümsemem 'ben sahteyim!' Diye bağırarak gamzelerimi bile esir tutarken fiyonklardan çektim gözlerimi ve karşımda duran ve sıkıntıyla bana bakan ablama baktım.

Uzun sarı saçları bukleler halinde omzundan dökülmüş ve beyaz elbisesinin üstü hafif tozlanmıştı. Ellerini belindeki kıvrıma saklamaya çalışırken şirince bana bakıyordu.

"Biraz daha kalsa sorun olmaz. Sanırım onu Sevdim " dediğimde ablamın gülüşü soldu ve sanki yeşil gözleri ruhsuzluğa bürünmüş gibi bir anda o parlak rengini kaybetti. Üzülmüş ve şaşırmıştı.

Şimdi şeker kız Candy'den çok, Ruhsuz bir prensese benziyordu.

"Pekala."dedi yutkunmakta zorlanıp boğazından garip hırıltılar çıkarırken. "İstersen yatıyada kalabilir ama ben onu hiç sevmedim. Kardeşime el koydu."Sonra sadece odadan çıkarken parkelere sertçe vurduğu babetlerinden çıkan tak sesi duyuldu ve oda gitti. Arkasında tekrar bir soru ve 3 kelime bırakarak.

Kardeşime el koydu.

Oysaki ben hayla buradaydım. Burada açık renkli tekli koltukta göz yaşlarımı biri görür diye akıtamayacak kadar korkak bir biçimde duruyordum. Burada olduğumu tek bilen benmiydim? Çünkü ruhum yanlızlığa alışacagimi sadece insanların beni artık göremeyeceğini söylüyordu.

Oysaki..yanlız kalmak istemiyordum.

En kısık çıkan sesimle "Abla."dedim ellerimle sıkı sıkıya sardığım dizlerimi biraz daha kendime çekerken. "Gitme."

"Babam gibi yapıp gitme."

Sözlerim boğazımı yakarken ellerimle iyice sardım bacaklarımı ve kafamı dizime yaslarken yerdeki kırık çerçevede bulunan fotoğrafa baktım. Abim, ablam, ben, babam ve annem. Gerçekten gülümsüyorduk. Son olduğunu bilsem kahkaha atacak olan ben vardım orada. Biraz somurtmuş ama babama yapışıp hafiften gülüyordum.

Keşke kahkaha atsaydım dedim kendi kendime. Somurtmak yerine kahkaha atabilir ve son olmadığını bilsemde sonmuş gibi yapabilirdim.

"Ona bakma Delfin."

Bakışlarım hüzünle kırık çerçevedeki fotoğraftan koltukta 3 gündür giydiği bornozu ile oturan anneme kaydığında dizlerimi kendime daha çok çektim.

Perişandı.

Saçları birbirine girmiş ve göz altalari morken gözlerinin içi tamamen kırmızıydı. Üzerindeki battaniyeyi yarımyamalak örtmüş ve yarısı sol bacağındayken diğer yarısı yerde sürünüyordu. Teni hiç olmadığı kadar beyaz, gözleri şeffaf denebilecek kadar yeşildi.Tekrar söylüyorum.

Perişandı.

"O geri gelicek anne. Sadece 1-2 aylık dedi. Geri gelicek."dediğimde kulaklarıma dolan o sahte kıkırtı benim son inancım olan bu cümleleri derinlere..çok derinlere itmişti.

"Yapma Delfin"dedi annem gülmesi hafiften kesilirken"Gelmiyeceğini hepimiz biliyoruz. 4,5 ay oldu. Etrafına bak. O buradamı?"diyede devam ettirdi.

🔱 GülümseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin