6*#15.07.2003#

432 207 86
                                    

İyi okumalar😄☺💪

Neden her zaman en güzel şeyleri bozan bir etken vardı? Ha neden? Neden uykunun en güzel yerinde boktan bir alarm çalardı ki ve susmak bilmezdi.

O kadar kulak tırmalayıcı bir sesti ki dayanamıyordum artık. Ama gerçekten çok uykum vardı benim, üstelik bugün bir ton işite vardı öncelikle şirkete gidecektim oradan alışverişe ha birde restorasyon yapılacak olan eski baraka ya.

****

Elime aldığım kot rengi elbiseye bakarak gülümsedim, giyeceğim elbise belliydi ayakkabı olarak da beyaz converse giyecektim en rahatları bunlardı ha birde beyaz minik sırt çantası. Sırt çantaları bir nevi vazgeçilmezimdi aslında.

Merdivenlerden inerken bir yandan da çantamın fermuarını kapatmaya çalışıyordum gerizekalı fermuar sıkışmış olmalıydı ki kapanmıyordu.

Biraz daha uğraşarak çekmeyi becerebilmiştim.

Merdivenlerin bitmesine üç basmak kala usta şekilde atlayarak kendimi tebrik ettim. Arabamın anahtarını bıraktığım yere doğru yürürken bir yandan da kahvaltıyı nerden yapacağımı düşünüyordum eğer sahilde yaparsam şirkete geçmem daha kolay olacaktı o yüzden sahildeki kafeler den birinde yapacaktım kahvaltıyı.

Arabanın anahtarını koyduğum yerin yanına gelince kıvrak ve cevik bir hareketle alarak kapıyı açtım dışarının havası gerçekten mükemmeldi tam sahil havasıydı aslında o yüzden ne yapacaktım? Hiç vakit kaybetmeden arabama binip sahile sürecektim.

*****

Arabanın kapısını açarak yavaşça sağ ayağımı çıkardım arabanın camları filtreli olunca pek bir şeyde göremiyorlardı sadece merak ediyorlardı tabi merak ediyorlarsa. Arabadan tam çıktığımda sahildeki bir kac göz üzerimdeydi, aslında dikkat çekmeyi pek sevmiyordum ama bu sefer hoşuma gitmişti işte.

kafeye doğru yürürken etrafıma bir göz gezdirdim sahil havası gerçekten mükemmeldi bu havaya aşıktım işte kokusu bile bir harikaydı.

kafenin kapısını acarken birinin geldiğini belli eden kapının üzerinde bulunan canlar çaldı. Bu kafeyi gerçekten beğenmiştim ilk defa gelmiş olmama rağmen. Terasta bulunan maslardan birine doğru ilerlerken gözüme sol tarafta bulunan mavi masa takıldı terasa çıkmaktan vazgeçerek sol taraftaki mavi masaya doğru ilerledim masanın kendisi maviydi umudun mavisiydi koltukları iste turkuazdı.

''hoş geldiniz efendim... Ne alırdınız?'' diyen garsona bakarak ''hımm şey ben köy kahvaltısı istiyorum'' diyerek gülümsedim. ''peki efendim yanında cay mı yoksa taze sıkılmış portakal suyumu istersiniz'' dedi ''cay'' diyerek çok kısa bir yanıt verdim garson yanımdan ayrılınca çantamdaki telefonumu çıkardım restorasyon için gideceğim eski baraka ya bakacaktım. Zaten whatsapp dan resimlerini atmışlardı. Resmin açılmasını beklerken etrafıma bir göz gezdirdim o sırada da resim açılmıştı zaten resme göz attığımda kesinlikle olmayacağını karar kıldım çünkü berbat bir yerdi restorasyonla bile değiştirilemezdi. Böyle bir yeri bana neden göstermişlerdi ki anlamıyordum şu çalışanları gerçekten. Telefona biraz daha yoğunlaşmışken sırtıma dokunan el ile arkamı döndüm arkamda emir bey (emlakçı olan) gülümsüyordu ayağı hızlıca kalkarak elimi uzattım ''merhaba emir bey sizde mi buradaydınız '' dedim yalancı bir gülümse ile ''merhaba elzem hanım... gördüğünüz gibi evet bende buradayım.'' Diye küstahça bir cevap verdi neden çoğu erkek bu kadar küstah olabiliyordu?

''e siz elzem hanım birini mi bekliyorsunuz''

''yoo hayır hayır yalnızım buyurun oturun isterseniz''

Son UmudumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin