Bölüm: 11
- Element Talimi -Dün, toprak elementi taşını elime aldığımda koyu yeşil tenkteki taş parıl parıl parlamıştı. Bunun anlamı, toprak elementini kontrol edebiliyor olmam demekti. Ancak bana bahşedilen özel güç bu değildi tabii. Element gücü, her Scamela'ya bahşedilmişti.
Nomita hariç herkes element gücünün ne olduğunu biliyor ve büyük ölçüde kontrol edebiliyordu. Ben de dün öğrenmiştim.Shelley ve Jake hava elementini, Dylan ve ben toprağı, Young Soo'da ateşi kontrol edebiliyordu.
Aslında Dylan'ın toprak elementini kontrol edebildiğini beni cadıdan kurtardığı gece fark etmiştim.
Bugünse ilk defa kendim deyeneyecektim.Nomita henüz hangi elementi kontrol edebildiğini bilmediği için Teador ile birlikte ok atma çalışıyordu.
Jake ve Shelley, hava elementine daha uygun bir ortam olduğu için bizden daha uzakta, açık alanda çalışıyorlardı. Young Soo'da olur da işler ters giderse diye kimseye zarar vermemek için tek başına, yaktığı ateşi kontrol etme üzerine çalışıyordu. Dylan ve benimse toprağın olduğu bir yere gitmemiz yeterliydi ki zaten neredeyse heryer topraktı."Hazır mısın?" diye sordu Dylan. Derin bir nefes aldım ve "Hazırım," dedim.
Bir şey yapmamı söyleyecek sanmıştım, ama yavaşça yaklaşıp elimi tuttu ve ters çevirerek avcuma dokundu. Bu hareket karşısında biraz şaşırmış, biraz da tuhaf hissetmiştim.
"Burası, yani avucun gücün aktarıldığı nokta. Elementi avucunun içiyle yönlendirirsin, fakat onu kontrol edebilmek istiyorsan zihnini kullanmalısın."
Dylan elimi nazikçe bıraktı ve bir iki adım geri çekildi.
"Eğer zihnini elementlinle bütünleştirip, kontrolü zihninde sağlayamazsan, avcuna aktarılan güç kontrolsüz bir güç olur. Ne durdurabilirsin, ne de tam olarak istediğin şekilde yönlendirebilirsin.""Peki nasıl yapacağım?"
"Bunun ok atmak gibi bir tekniği yok," dedi Dylan.
"Adım adım şunu yap bunu yap diyemem. Tek yapacağın, zihnini boşaltıp elementine odaklanmak. Gerisi kendiliğinden olacaktır. Ben de öyle olmuştu."Anladığımı belirtmek içim başımla onayladım.
"İlk olarak bu zihin olayına çalışalım," dedi Dylan.
Derin bir nefes alıp gözlerimi kapatarak zihnimde toprağı canlandırdım. Toprağın kokusunu, ellediğinde farkına vardığın hissi, toğrağın altında veya üstünde yaşayan tüm canlıları...
Toprakla ilgili düşünülebilecek her şeyi düşündüm."Şimdi elini yavaşça kaldır. Avuç için karşıyı göstersin. Parmakların dik olsun, ama ne çok sık ne de çok gevşek bırak. Element bükerken rahat olman ve kontrolün sen de olduğunu hissetmen çok önemli."
Dediğini yaparak avuç içim karşıyı gösterecek şekilde elimi havaya kaldırdım. Gözlerim hala kapalıydı. Açarak kondisyonumu bozmak istemiyordum.
"Toprağa herhangi bir şekilde yön verdiğini hayal et," dedi Dylan.
Dediğini yapıp, toğrağın kontrolünün bende olduğuna inanarak hareketlenmesini istedim.Ne yaptığım farkında bile değildim, ta ki Dylan'ın sesi gözlerimin açılmasına neden olana dek.
"Bu inanılmaz."
Gözlerimi açıp baktığımda, toprağın zikzak çizerek çatladığını gördüm.
Bunun şokuyla tüm kondisyonum bozuldu ve çatlama durdu."Böyle bir şeyi ilk denemedende yapabildiğine inanamıyorum."
...
Güneş batıyordu ve Kymphera'da akşam olmak üzereydi. Bu saate kadar Dylan ile birlikte element gücümüzü geliştirmek için çalışmıştık. İlk denememde oldukça zor bir şeyi başarmış olmam, Dylan'ı hayrete düşürse de, onun yapabildiği şeyleri gördükten sonra ben daha fazla hayrete düşmüştüm.
Dylan, kasabaya dönüş yolunda daha farklı bir yol kullanmak istemişti. Yolun biraz daha uzayacağını, ama göreceğimiz manzaranın buna değeceğini söylemişti. Öyle de oldu.
Karşımızda büyük bir göl vardı. Köprüye doğru adım adım ilerlerken, etrafa hayranlıkla bakıyordum.
Koyu ve açık renklerdeki Sakura ağaçları, günbatımı manzarasıyla birlikte o kadar hoş gözüküyordu ki, kasabaya dönesim yoktu."Burası harika bir yer."
Dylan gülümsedi. "Evet, burayı mutlaka görmeni istedim. Çok yakında bu güzellikler yok olabilir."
Manzaraya bakarak iç çektim.
İyi ve güzel olan her şey için mücadele etmeye hazırdım. Yeni edindiğim dostlarım da yanımdaydı ve yeteneklerimi geliştirmeye çalışıyordum. Daha yolun başında olsam da, devam etmek için gerekli olan azim vardı içimde."Sana bir teşekkür borçluyum," dedi Dylan. Bunun üzerine başımı çevirip, nedenini öğrenmek isteyen gözlerle ona bakmaya başladım.
"Sen olmasaydın, bana ikinci kez asla güvenmezlerdi. Senin sayende buradayım."
Gülümsedim. Dylan'ın iyi biri olduğuna inanıyordum. Yaptığı şeyleri Teador özet geçerek anlatsa da, yıkıcı etkiler yarattığı belliydi. Fakat her insan pişman olabilirdi. Özünde iyi olduğunu ve mutlaka bu iyiliğin, karanlık yönüne baskın geleceğine inanıyordum. Er ya da geç.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
REEMERGING LEGEND 1~ Karanlığın Doğuşu
Fantasía"Gün Işığına Çıkan Efsane" Scamelalar barış ve huzur içinde yaşamayı beceremeyen tüm canlıların ruhunu hapsedip onları yeryüzünden silmekle görevliydi. Bunu başardıklarında, kendilerine bahşedilen yetenekler geri alınacak ve normal birer insan olaca...