:twelve:

1.1K 180 95
                                        

6 gündür buna ve sanırım daha da uzun bir süredir Black Kitten'a yeni bölüm atmıyorum, biri beni tokatlayıp ilhamlarımı geri verebilir mi lütfen?
~

Luke neler olduğunu anlamadan öylece durdu.

Gerçi bunun olacağını bilse karşılık verir miydi, bilmiyordu.

Bir süre sonra Michael yüzünde bir sırıtmayla geri çekildi. Luke ise hala şaşkın bir şekilde ona bakıyordu, dudakları hala hafifçe aralıktı.

Gözlerini kırpıştırıp bir şeyler söyleyebilmek için dudaklarını hareket ettirdiğinde ağzından sadece, "B-bu da neydi?" çıkmıştı. Kekelediği için bile kendine küfredemeyecek şekilde aklı karışıktı şu anda.

"Cevabımı almak istiyordum ve sanırım işe yaradı." Michael'ın yüzündeki gülümseme büyüdü. "O zaman, sonra görüşürüz noob."

Kırmızı saçlı çocuk arkasını dönüp okulun kapısından içeri girerken Luke hala bahçede dikiliyor ve olayları değerlendirmeye çalışıyordu. Michael ondan nefret etmiyor muydu? Öptüğünde bir şeyler hissetmiş miydi? Luke bunların hiçbirinin cevabını bilmiyordu.

Yere oturdu. Midesinde garip bir his vardı. Bunu nasıl betimleyeceğini bilmese de bu hissi önceden de yaşamış olduğundan emindi, ne zaman hatırlamıyordu ama bu his yabancı değil gibiydi. Elini kalbine götürdü, gereğinden hızlı atıyordu. Heyecanlanmış mıydı? Korkmuş muydu? Ona karşı bir şeyler hissetmeye başlıyor olabilir miydi?

Aklında bunun gibi milyonlar hatta milyarlarca soru vardı.

Ders zili çalana kadar orada öylece oturdu. Zili duyduğunda bir anlığına ürkmüştü, ayağa kalktı ve siyah pantolonunun üstündeki tozları silkeledikten sonra içeri girdi. Dersi Fizikti ve bu dersi Ashton'la ortak olduğu için sessizce bir dua mırıldandı.

"Ashton!" diye seslendi koridorun karşısında onu görünce. Kıvırcık saçlı çocuk gülümseyerek gözlüklerini düzeltti. "Luke, ne oldu? Seni yemekhanede göremedim."

Luke, Ashton'ın kolunu tutup sınıfa doğru sürükledi. "Konuşmamız lazım." dedi boş bir ikili sıra bulduğuna şükrederken. "Siktir, buna nasıl başlayacağımı bilmiyorum..."

Kıvırcık saçlı çocuk sert bir nefes aldı ve elleriyle ağzını kapadı. "Aman Tanrım Luke! Yoksa benden ayrılıyor musun?" Mavi gözlü çocuk gözlerini devirdi.

"Ashton, ciddi olur musun biraz?"

Ashton kıkırdayıp tekrardan gözlüğünü düzeltti. "Pekala dostum, dinliyorum."

"Tamamen örnek olarak söyleyeceğim, başıma böyle bir şey geldiğinden değil ama sence," Luke sözlerine devam etmeden önce duraksayıp alt dudağını dişleri arasına aldı. "Senden nefret ettiğini sandığın biri aniden seni öperse bu ne anlama geliyordur?"

Ashton'ın yüzüne büyük bir gülümseme yayıldı. "Michael seni mi öptü?"

"Hayır!" Sarışın çocuk panikleyip ellerini inkar etmek istercesine havaya savurdu. "Bu sadece bir örnekti, yani, şey- Evet."

"Biliyordum! Sana olan davranışlarını fark ettin mi bilmiyorum ama hiç de 'arkadaşça' veya 'düşmanca' değildi." Sırıttı. "Ve senin de ona karşı nefret beslemediğine eminim."

Luke iç çekti. "Ne hissetmem gerektiğini bile bilmiyorum."

"Birlikte çok tatlı bir çift olacaksınız!" Ashton yanında oturan çocuğun saçlarını karıştırdı. "Ayrıca sayende Calum'la da yakınlaşabileceğim, mükemmel! Belki de çifte randevuya çıkmalıyız. Sonra da çifte düğün yaparız ve çocuklarımızı aynı okullara göndeririz ve-"

"Ashton!"

Kıkırdadı. "Peki sustum." Öğretmen içeri girerken Luke'a doğru eğilip fısıldadı.

"Ama istersen yarın onunla konuşabilirim."

~
Bu bölümü de sevmedim...
Ayrıca telefonum Wattpad uygulamasında baya donuyor ve yakında çıldıracağım bu yüzden.

pokemon go //mukeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin