❤❤❤
Hatırlatma;Biraz daha yaklaştığında artık nefesini nefesimde hissediyordum. Kokusu da aynı şekilde bütün ciğerlerimi doldurmuştu. İstemsizce yine kapandı gözlerim. Ne olur yavaşla kalbim!
Yavaşça kulağıma eğilerek " Bak ufaklık. Şimdi iyi dinle-"
***
Buğlem'in ağzından;"Bir patronun iş ortamında çalışanını öpmesi nasıl yanlış bir davranışsa, bir çalışanın da yine iş ortamında patronunu kıskanması yanlış bir davranıştır." dediğinde dediği şeye şok olmuştum. Evet kıskandım ama o kadının üzerine çay dökmemin sebebi bu değildi.
Büyük bir kahkayla "Ben mi sizi kıskandım? Yapmayın Allah aşkına! Benim sizi kıskanmak için hiç bir sebebim yok."
"Hayır yanlış cevap. Beni kıskanman için bir sebebin var. Sebep de ne biliyor musun? Sen beni seviyorsun ufaklık." diyerek dudaklarını dudaklarıma daha çok yaklaştırmıştı. Nefesini hissettikçe kalbimin atış hızı artmaya başladı.
"Ben sizi sevmiyorum." diyerek ittirdim. "Sakın bana bir daha yaklaşmayın."O hızla hemen Kerem'in yanına giderek iyi olmadığımı ve çıkmak istediğimi söyledim. O da iyi olmadığımı anlamış olacak ki çıkmama izin verdi.
"Yarın görüşürüz teşekkür ederim." dedikten sonra tam çıkıyordum ki Kerem arkamdan seslendi.
"Buğlem yarın çarşamba. Yani kafe de çok müşteri olmaz. Sen perşembe gel olur mu?
"Çok iyi olur hem de. Görüşürüz."
"İyi akşamlar." dediğinde ben çoktan kaçar adımlarla uzaklaştım yanından.
***Eve geldiğimde daha fazla ayakta duramadığımın farkındaydım. Hemen üzerimdeki kıyafetleri değiştirip yatağa uzandım. Her ne kadar deli gibi uykum olsa da uyuyamıyordum. Orkun'un gözleri aklımdan çıkmıyordu. Tabi bir de o eşi benzeri olmayan kokusu.
Zilin sesiyle yataktan fırladım. Orkun'un gelmiş olma ihtimali aklıma geldikçe kapıya gidemiyordum. Ama üçüncü kez çalınca kapıyı açmam gerektiğinin farkına varıp kapıya yöneldim. Evet, tahminim de başarılı bir sonuç elde ettim. Gelen Orkun'du.
"Neden geldiniz?" diye atıldım bir an. Sinirlenmiştim.
"Sen bugün çalışmaya neden geldiysen. Yani seni görmeye." diyerek içeri girdi. Arkasından kapıyı kapatarak karşısında ki koltuğa geçip oturdum.
"Ben sizi görmeye falan gelmedim. Kerem'in yardıma ihtiyacı olduğu için ve zor durumda olduğu için geldim. Siz çok yanlış anlamışsınız."
"Buğlem! Bana ne istediğini söyle? Ne yapmaya çalıştığını? Dün gece bir anda bana sarılmak istedin. Sonra bir şey hissetmedim diyerek bana 'git' dedin. Sonra tutup bugün kafeye geldin. Derdin benden uzaklaşmak mı? Bana yakın olmak mı? Derdin ne?" dediğinde gözlerinden alev çıkacakmış gibi bakıyordu. Sesinin yükselmesiyle de anlamıştım sinirlendiğini.
"Benim bir derdim yok. Asıl sizin derdiniz ne? Bu kadar yakınıma gelmek zorunda mıydınız? Ben sizden kaçtıkça sürekli yakınımda olmak niye?"
"Şimdi senden uzak durmamı mı istiyorsun? Bana bunu söyle. 'Benden uzak dur.' de. Bir şey söyle Buğlem!" diyerek yanıma oturdu. Bana yakınlaşması hoşuma gitmiyordu. Çünkü o bana yakınlaştıkça ben konuşamıyordum. Dilim düğümleniyordu sanki.
Son kararımı vererek sorduğu soruya cevap verdim. "Evet. Benden uzak durmanızı istiyorum. Hatta bana hiç yaklaşmamanızı. Karşıma çıkmamanızı."
"Tamam Buğlem. Senden uzak duracağım." diyerek kapıya yöneldi. Ayakkabılarını giydikten sonra "Ama bir şartla." dedi. Benden uzak durması için şart koşuyordu resmen. Ama ne isterse kabul edecektim. Yoksa istemediğim şeyler yaşacağım.
"Dinliyorum. Söyleyin."
"Yarın tüm gününü bana ayırır mısın? Seninle bir kez olsun dışarda bir şeyler yapmak istiyorum. Seninle yaşadığım bir günüm olsun istiyorum. Kabul edersen yarından sonra asla bir daha karşına çıkmayacağım." diyerek kapıyı açıp çıktı. "Yarın sabah cevabını bekliyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH'IN BEYAZ'I
RomanceO bir uyuşturucuydu, ben ise uyuşturucu bağımlısı. Bazen anlatamazsın kimseye yaşadıklarını , kalem kağıt anlar bir tek içinde yaşattıklarını. Siyah ve beyaz birbirine kavuşabilir mi? İki farklı insan birbirine aşık olabilir mi? Peki ya bir erkek...