BÖLÜM 3 - ÖZGÜR OLMAK

62 6 6
                                    

Fransa.Paris. 21 Temmuz 2037. 10.30

  Avrupa'nın en parlak, en aynalarla dolu, en temiz caddelere sahip şehrinde güneş gökdelenlerin duvarlarından sekip caddelere vururken, şehrin dış kesimlerinde bulunan çevre dostu sistemlerle donatılmış mahalleler serin ve sakin bir rüzgarla yıkanıyordu. Tıpkı Fransızlar gibi onların ruhunu yansıtan geleneksel tarzda evler bir çember sisteminin kenarında sıralanmış birbirlerini izliyorlardı. Yeşilin en taze tonlarıyla boyanmış çimlerin anlaşılmaz bir ahenkle dans ettiği bir yerde huzur en çok karşılaştığınız meziyettir.

   Genellikle zamanında yeterli parayı biriktirip bu tip mahallelerden birinde emekliliğinin tadını çıkarmaya bakan insanların bol bulunduğu mekanlardır. Ya da para bulmakta sıkıntı çekmeyen kişilerin...

   " Bu iş beni ifrit ediyor! Bundan sonra benzinle çalışan arabaların motorlarını yenileriyle değiştirmek için uğraşmayacağım, buna değmiyor. Şu lanet... Ne olduğu şuan aklıma gelmeyen kutulara ve kablolara bir bak!" Dedi Yıldırım. Kafası kaputun içinde, en uzanılamayacak yere kadar kolunu sokmuş, bir şeyi sıkıştırıyordu. Sonra sinirini anahtarla kaputa vurarak çıkartmayı denedi. Bulunduğu pozisyon yüzünden yeterince sert vuramıyordu, daha da siniri bozuldu.

   " Pek laf dinleyen biri değilsin herhalde. Benzinli araçlar benzinle çalışsın diye yapılır, bunu kabullenemiyor musun?"

   Dedi ve Yıldırım'ı geri çekerek elindeki ingiliz anahtarını alıp onun uğraştığı yerden çok daha başka bir yerde olan kalın bir somunu çevirip çıkardı.

" Klasik bir araba olduğu sürece, evet."

  " Klasik mi!? Bu aracın klasik sayıldığı zamanlarda Ortadoğu'daki savaşlar daha başlamamıştı bile."

  " Tarih bilimine ve motorlar üzerindeki uzmanlığına selam olsun! Sen birinde büyük hayranlıklar uyandırabilecek bir kızsın İki, aaa Lisa, belki sadece bende."

  Bu Lisa'nın tuhaf hissetmesine sebep olmuştu. Yıldırım kendisine hayran kaldığını mı söylemişti? Anlaşılan hissettiği şeyler üzerinde genel bir iradeye sahip değildi. En azından bu konuda ondan daha iyiydi, bu, rahat hissetmesine yardımcı olacaktı, diye düşündü.

   " Pekiii, şey, iltifatın için teşekkür ederim. Ve, aaa, evet, sanırım eski tip arabalardan anlıyorum. Bilirsin, dünyanın sorunlu bölgelerinde görev yapıyorduk hep ve, oralarda üretim, yönetim gibi şeyler durduğu için sokaklar çöpler ve bunun gibi eski araba parçalarıyla dolu oluyordu. Aslında çoğunun aküleri çalınmış oluyordu ve arka koltukları zırh delici mermi kovanları ile dolu olurdu hep bu yüzden silahlar ve nasıl çalıştıkları konusunda da uzmanımdır. Örneğin şuan aracın bataryalarını kullanarak mahallenin elektriğini kesecek bir EMS patlaması yapabilirim. Sadece ellerimle, güç kullanmadan. On beş dakika içinde.''

  " Korkutucu olduklarını biliyorum." Dedi Yıldırım. Sanki onun gözünü korkutmaya çalışmasını anlamış gibi.

  " Onlardan nasıl uzak durmak gerektiğini bilmelisin sadece. Çoğu silah bir yerden açık verir bu yüzden insanların icat ettikleri en işe yaramaz makinelerdir."

   Bu Lisa'nın alaycı bir şekilde gülümsemesine yol açtı. " Bunu söyleyen çocuk dün gece zırhıyla helikopterimizin kuyruğunu kopartmıştı. Askerlerin sakatlanmalarına yol açmış ve yegane sağlam kalan pilotumuzu da şoklayıp yere yığmıştı."

  Motorun içinden söktüğü bir kapağı ona uzattı. Tornavidayı alıp içerideki beyaz kutunun vidalarını çıkarmaya başladı. Yıldırım da o işini yaparken bir masaya dayanmış, kollarını göğsünde birleştirmiş onu izliyordu.

Yıldırım'ın Efsanesi: B.İ.R.L.İ.K.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin