BÖLÜM 5 - TEST SÜRÜŞÜ

58 5 0
                                    

Görünüşleri ve her yere ulaşan kollarıyla meşe ağaçları, insanın düz bir çizgi halinde koşmasını engelliyordu. Esen rüzgarlar o kadar sertti ki sanki yağmur her taraftan yağıyordu. Hava soğuktu, ama her saniye bir bomba patlıyor ve etrafını ateşe veriyor, her saniye hedefinden şaşmış kalın mermiler ağaçlara ya da toprağa çarpıp etrafa şarapneller saçıyordu. Bir de havanın kapalı olması vardı ki yaşananlar arasında en sessizi olmasına rağmen en keder veren şeydi.


Lisa'nın kalbi normal birinden güçlü olsa da deli gibi atıyor, omuzları ve dirsekleri, birkaç saat içinde bir tanktan ya da askeri cipten fazla mesafe koşması yüzünden yediği kurşunlardan fazla acı veriyordu. Gel gör ki onu durdurmaya yeten bir şey henüz yoktu.


Arkasına bakmadan kaçıyordu Lisa, çünkü önceden kafalarında kurdukları plan işe yaramamıştı. Aslında belki anlaşmazlığa düşmeseydiler, biraz da olsa şansları vardı. En azından onun fikrine katılmamış olanlar, güvendeydiler. Mermi vızıltıları bağırışların arasında durumunun daha da kötü olabileceği ihtimalini düşündü.


" Benden kaçamayacağını biliyorsun şimşek getiren. Yaptığın sadece olacakları erteliyor, kaçmayı bırak!"


Sesi bas tonunda, kalın ve eski zaman televizyonları gibi parazitli çıkıyordu. Ama sinirli hali değildi. Kimse Bir'in bağırdığını ya da ne hissettiğini dile getirdiğini duymamıştı. Yine de Lisa'yı daha hızlı koşmaya teşvik ediyordu. Çünkü bu karanlık insanın herkesten gizlediği gölgesinde o kardeşinin kanını görüyordu.


Buluttan buluta sıçrayan şimşekler gibi, ona bağıranlara aldırmadan hızla koşuyordu Lisa. İhtiyacı olan şeyler kaldırımlar değildi. Koşarken bedenini şimşekler sarıyordu. Önce bir sokak lambasına, sonra bir arabaya ardından bir güvenlik kamerasına. 


Bir kere gerçeği öğrenmişti, olacaklara asla izin veremezdi, kaçmalıydı ki daha sonra onu durdurabilmek için bir şansı olsun. Yapabileceğinin en iyisi buydu. Şimdi düşündüğü şeylerden biri de Bir'den intikam alabilmek için Yıldırım'ı nasıl ikna edeceğiydi. Bunun daha zor olmasından korkuyordu.


" Beni rahat bırak Lanet olası! Benim bildiğim tek şey istediğini alamayacak olman! Buna engel olacağım, gerekirse, kendimi feda ederek!"


Birkaç adım gerisinde parçalanıp ufalanan taşlar, onun kolundan ya da bacağından yakalamaya çalışan gölgeler dolanıyordu. Çok kısa da olsa biraz vakit kazanmak için elektromanyetik bir fırtınayı tetikledi, biraz da öfkesini beslemek için. Elektrik bu işe yarardı, elektrik saf öfkeydi ve asla serbest bırakılmamalıydı, sonuçları olurdu. Oysa Lisa'nın tam olarak ta buna ihtiyacı vardı.


Birbiri etrafında hızlanarak dönen ama görülmeyen iki ters yük, çakan şimşeklerle sarılı bir hortuma evrildi hemen. Lisa istediği kıvama gelmesini bekleyemeden peşinden onu kovalayana itti felaketini. Bu onun birkaç metre daha uzaklaşmasını sağlar diye düşünüyordu ancak boğazına kadar ışıldayan kristaller içinde bulmasını sağladı bedenini. Öfkesi çok fazlaydı şimdi, ancak daha çok ihtiyaç duyduğu korku ve umutsuzluk iki tarafından sıkıştırıyordu onu. Korkmalı ve vazgeçmeliydi ki onun merhametini görsün. Yine de dinmiyordu içindeki nefret, hep diğer duygularından daha çok söz sahibiydi ruhunun üzerinde.


Dışları demir kabuklarla çevrili olanlar, acımadan ve sorgulamadan canını dişine takmış olanları infaz ediyorlardı. Güçleri vardı ve kullanıyorlardı. Bunun sebebi bilginin güçten tehlikeli olduğuydu. Onlar binlerce idamı gerçekleştiriyorlar ama bunu kimsenin bilmesine izin vermiyorlardı. Ama onların da korktuğu şeyler vardı herkes gibi. Sonunda Bir, hepsinin arasından gölgelere bürünmüş haliyle yaklaştı kıza.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 06, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Yıldırım'ın Efsanesi: B.İ.R.L.İ.K.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin